ÇHD davasında karar duruşması: Kendinize ceza kanunu oluşturuyorsunuz

Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) Genel Başkanı Selçuk Kozağaçlı, Barkın Timtik, Oya Aslan'ın tutuklu yargılandığı davada bugün karar çıkması bekleniyor.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) Genel Başkanı Selçuk Kozağaçlı, derneğin üyesi 21 avukatın yargılandığı davanın bugünkü duruşmasında karar açıklanması bekleniyor. Avukat İlkiz mahkeme heyetine, 'Kendinize göre bir usul, kendinize bir Ceza Kanunu oluşturuyorsunuz' dedi. 

İstanbul 18. Ağır Ceza Mahkemesi'nde Çağdaş Hukukçular Derneği davasının Silivri'de pazartesi günü başlayan karar duruşması devam ediyor. Avukat Selçuk Kozağaçlı, avukat Oya Aslan ve avukat Barkın Timtik'in tutuklu yargılandığı davanın duruşmasının 4. oturumu başladı.

Müdafi avukatların beyanlarıyla devam edilen duruşmada ilk sözü Avukat Fikret İlkiz aldı. İlkiz, "Bu dava hakkında söylenecek en yeni şey, bu dosyada yeni söylenecek hiçbir yeni şeyin olmadığıdır. Bu davada eskiden olup bitenler dışında hiçbir şey bulunmamaktadır. Savunma dilekçemizde davanın aşamalarından söz ettik. Terörle Mücadele Kanunun 7. maddesinin 2. fıkrasına muhalefet edildiği iddiası var Selçuk Kozağaçlı yönünden. İddianamede sıralanan olaylardan anlaşılıyor ki TMK'nın 7/2. fıkrasının ne olduğu bilinmiyor." dedi.

t24'ün aktardığı haber göre; İlkiz şunları söyledi:

"Cenazede bulunan avukatların meslekleri sebebiyle değil, örgütsel bağı ile orada bulunduklarını söylüyorlar iddianamede. Bu yorum, iddianamenin her tarafında var. Bu suçlamaların ancak propaganda suçuna gerekçe yapılabileceği açık. Savcılık peki önümüze ne getiriyor? Bunları örgüt yöneticiliği suçuna gerekçe yapıyor. Savcılık biliyor ki, iddia konusu eylemler hakkında 6352 sayılı yasa kapsamında kalıyor, her ne kadar bunlardan mahkumiyet verilemeyecekse de bunların örgüt yöneticiliği suçuna delil sayılması istenmiş.

Yani yasa kapsamında kalacak olması önemli değil, her halükarda bunlardan bir şekilde mahkumiyet kararı verilmek isteniyor. Üstelik bu kapsamda kalan iddialar, dosyadan ayrılarak başka bir esasa kaydedilmiş, buna rağmen iddianamede var. Propaganda iddiasıyla dava açmanız, ısrarla bu davaları sürdürmenizin hiçbir anlamı yoktur. AİHM, bunun bir yasa bile olamayacağını açık şekilde ortaya koymuştur. Bu suçlamalar, bir "bastırış" malzemesidir. Çağdaş Hukukçular Derneği'nin tüzüğünün 2. maddesinde insanlığa yönelen her suça karşı mücadele edilir, deniyor. Bu derneğin yöneticisi, bu derneğin üyeleri bu tüzüğe bağlıdır. Bu derneğin başkanı Selçuk Kozağaçlı da bu tüzüğe bağlıdır.

9 Aralık katliamı döneminde Ceza Tevkifevleri Genel Müdürü olan Ali Suat ERTOSUN hakkında, HSK önünde katliamdaki sorumluluğuna ilişkin bir basın açıklaması yapmış. Yine propagandadan ceza vermişsiniz Selçuk'a, Anayasa Mahkemesi bu karara ilişkin ihlal vermiş."

Yargıtay 16. Ceza Dairesi verdiği bir kararda diyor ki, 'avukatım diyerek suç işleyemezsin'. Sizden imtiyaz isteyen kim? Kimse bize avukatlığı öğretemez. Bu kadar hamasetin içinde Yargıtay'ın bize "ne kadar iyi avukatlık yaptınız" demesini beklemiyoruz.

Kendinize göre bir usul, kendinize bir Ceza Kanunu oluşturuyorsunuz yani. Bize sorumluluk hatırlatmaya kalkıyorsunuz ya; dönün Ceza Kanunu'na şuradan bakın: "Hakkını kullanan kişiye ceza verilmez.

Siyasi davaların bu usulü, siyasi davalarda avukatlık yapanlara yönelik siyasi zorbalıktır. Siyasi avukatlığı bilmediğini anlıyoruz. Size savcıların ve hakimlerin görevlerini, Havana Kurallarını da tekrar anlatmanın anlamı yok, bilmediğiniz gibi dinlemiyorsunuz da." (HABER MERKEZİ)