Çanakkale’de altın madenine onay: 44 milyon ton kazı yapılacak

Lapseki’de bulunan TÜMAD Madencilik’e ait altın madeni kapasite artışı projesi ÇED onayını aldı. Çevreciler, bölgenin içme ve sulama alanlarını tehdit eden madene karşı dava açmaya hazırlanıyor.

TÜMAD Madencilik, mevcut kapasitesini artırmak istiyor.
Google Haberlere Abone ol

Seçkin Sağlam

ÇANAKKALE - Lapseki’de faaliyet gösteren TÜMAD Madencilik’in altın madeni kapasite artış projesi için ‘ÇED olumlu’ kararı verildi.

Doğal ve Kültürel Varlıkları Koruma Derneği Başkanı Süheyla Doğan, bölgenin büyük çoğunluğunun TÜMAD’a ait maden ocaklarıyla dolduğunu dile getirerek, 80 kişilik istihdama karşılık tarım ve meyvecilikle geçinen Lapseki halkının geçim kaynaklarının tehlikeye atıldığını söyledi.

PROJENİN ÜRETİM SÜRESİ 11 YIL

TÜMAD, ESAN Eczacıbaşı’na ait olan maden ruhsatını, 15 Eylül 2021 tarihinde devralmış ve 1 Aralık 2021 tarihinde de işletme iznini alarak hemen ÇED sürecini başlatmıştı. ESAN Eczacıbaşı, söz konusu ruhsat kapsamında 5,33 hektarlık bir alan için ‘bentonit’ çıkarmak amacıyla proje için 8 Şubat 2013 tarihinde ‘ÇED gerekli değildir’ kararı almıştı. Daha sonra ESAN Eczacıbaşı, ruhsat kapsamında 11 Şubat 2013 tarihinde ‘ÇED olumlu’ kararı aldı. Ruhsatın TÜMAD’a devrolmasıyla 34 hektar olan ÇED alanının 429 hektara çıkarılması planlanıyor.

ÇED mevzuatına göre, ‘ÇED olumlu’ kararından itibaren yedi yıl içinde üretime başlanılması gerekiyor. Kazdağı Doğal ve Kültürel Varlıkları Koruma Derneği Başkanı Süheyla Doğan, ESAN Eczacıbaşı’nın ‘karar yanmasın’ diye, 2019’da ‘sözde üretim’ yapıldığına dair beyan sunduğunu ifade etti. Doğan,  “Hem Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğü, hem de Çevre ve Şehircilik Bakanlığı bu sözde üretimi doğrulamaktadır. Beyan edilen miktar 2 bin 740 ton tuvenan malzeme (işlenmemiş, çıkarıldığı gibi duran malzeme), 1,4 ton pasadır. Bu beyanın doğruluğu bizce soru işaretidir ve araştırılması gerekir” dedi.

Proje dosyasına göre, kapasite artışı ile projesinin üretim süresi 11 yıl, rehabilitasyon süresi ise iki yıl olarak belirtiliyor. Projenin sağlayacağı istihdam ise 80 kişi olarak ifade edilirken, proje boyunca 44,1 milyon tonluk kazı yapılacağı proje dosyasında yer alıyor.

BARAJI BESLEYEN DERELER PROJE SAHASI İÇİNDE

ÇED alanı, Lapseki ilçesine kuş uçuşu yaklaşık 7,5 kilometre, Şahinli köyüne 1,2 kilometre, Subaşı köyüne 3,3 kilometre, Yeniceköy köyüne 3,4 kilometre, Taştepe köyüne 4,2 kilometre, Çamyurt köyüne 4,6 kilometre ve Mecidiye köyüne 5,13 kilometre mesafede bulunuyor.

Doğan, ÇED alanının, Lapseki’nin içme ve sulama suyu ihtiyacını karşılayan Bayramdere Barajı’na 680 metre mesafede olduğunu hatırlatarak, “ÇED alanının 12,57 hektar alanı, barajın orta mesafeli koruma alanında yer alıyor. Barajı besleyen mevsimsel dere kolları pasa sahası içinde kalıyor. Bir içme suyu ve sulama suyu barajına bu kadar yakın mesafede açık ocak alanı olan altın madeni projesine izin verenlerin, akıl tutulması yaşıyor olmaları gerek” dedi.

‘LAPSEKİ VE UMURBEY’İN TARIMSAL ÜRETİMİ TEHLİKEDE’

Doğan, bölge büyük çoğunluğunun TÜMAD’a ait maden ocaklarıyla dolduğunu dile getirerek, 80 kişilik istihdama karşılık tarım ve meyvecilikle geçinen Lapseki halkının geçim kaynağını tehlikeye atılıyor. Umurbey Barajı, Umurbey ve Lapseki’nin tarım alanlarının sulama kaynağıdır. Ayrıca, Alpagut Göleti, Kovanlık Deresi, Kestanelik Deresi de tehdit altında” diye konuştu.

Lapseki ve Umurbey bölgesinde, yoğun olarak, kiraz, şeftali, domates, biber, patlıcan, fasulye, börülce ve hurma üretimi gerçekleştiriliyor.

'DAVA DİLEKÇESİNİ HAZIRLIYORUZ'

Doğan, “Açığa çıkan zehirli ağır metaller ve kimyasallar su kaynaklarını, tarım topraklarını ve nefes aldığımız havayı zehirliyor. Geri dönüşü imkânsız zararlar veren altın madenciliği, bulunduğu bölgeyi tüm canlar için adete bir soykırıma uğratıyor” ifadelerini kullandı.  

Doğan, 7 Ocak’a kadar dava açılması gerektiğini ifade ederek, “Dosyayı danışmanlarımıza ve meslek odalarına gönderdik. Bizler de çalışma grubumuzla birlikte inceliyoruz. Dava dilekçesini hazırlıyoruz. Lapseki Çevre Koruma, Üretim ve Dayanışma Derneği ile birlikte yöreden davacı olacak köylülerle ilişki kuruyoruz” dedi.