Boğaziçililer anlatıyor: Yönetememe krizi tahminimizden daha derin

Melih Bulu’nun Boğaziçi Üniversitesi’ne rektör olarak atanmasına karşı akademik kadronun ve öğrencilerin eylemleri sürüyor. Boğaziçi'ndeki mücadeleyi anlatan öğrenciler "Bulu bu okulu yönetemeyecek. Bu belliydi. Yönetememe krizi ise tahmin ettiğimizden daha derin. Bunun çok örneği var" diyor.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından 1 Ocak 2021 tarihinde Boğaziçi Üniversitesi’ne rektör olarak atanan Melih Bulu’ya karşı kitlesel öğrenci protestoları devam ediyor. 38 ildeki eylemlerde 801 kişi gözaltına alındı, öğrencilerden bazıları kötü muameleye ve polis şiddetine maruz kaldı, tutuklandı ve ev hapsine mahkûm edildi.

Okulun lisans ve lisansüstü öğrencileri farklı eylemlerle protestolarını sürdürürken Boğaziçi Üniversitesi akademisyenleri de her gün saat 12.00’de cüppeleriyle birlikte sırtlarını rektörlük binasına dönerek Melih Bulu’nun istifasını talep ediyor.

Diğer yandan Bulu’nun atandığı günden bu yana ders boykotuna yönelik uzun soluklu tartışmalar yapılıyor. Son olarak öğrenciler 2020-2021 eğitim ve öğretim yılının bahar dönemine girerken boykotu örgütleyecek 6 günlük bir “direniş festivali” çağrısında bulundu.

Araştırma görevlisi Oğuz Şavk, Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Erol Köroğlu, okulun lisans ve lisansüstü öğrencilerinden Bilgehan Tufan, Rümeysa Özüyağlı, Fuat Öztürk ve İsmail Gürler, Boğaziçi'ndeki mücadeleyi Jineps'ten Akanda Taştekin'e anlattı. 

'MELİH BULU'NUN İSTİFA ETME EHLİYETİ YOK' 

Matematik bölümü yüksek lisans öğrencisi Bilgehan Tufan hocalarla öğrencilerin buluştuğu ortak paydayı “bu direnişten vazgeçmemek” olarak tanımlıyor. Tufan’a göre kararlılık bu eylemlerin sürdürülebilirliğinde esas. Yönetememe krizinin nihayetinde istifayı getirip getirmeyeceği ise belirsiz. Tufan, bu durumu “Melih Bulu’nun istifa edeceğine inanmıyorum çünkü istifa etme ehliyeti yok, kendi başına bu kararı alabileceğini düşünmüyorum” sözleriyle ifade ediyor:

“Bulu bu okulu yönetemeyecek. Bu belliydi. Yönetememe krizi ise tahmin ettiğimizden daha derin. Bunun çok örneği var. Bilimsel Araştırmalar Projeleri’nde (BAP) çeşitli araştırmalarda görev alanlar bir yönetememe ve imza krizi sebebiyle 3 aydır burslarını alamıyorlar. Projelerin nereye varacağı belli değil.”

Atanmış rektör tartışmasında sıklıkla gündeme gelen konulardan biri Melih Bulu’nun Boğaziçi Üniversitesi’ne atanan ilk rektör olmaması. Prof. Dr. Mehmed Özkan 2016 yılında rektörlüğe atandığında aday listesinde adı bulunmuyordu. Seçimlerde Prof. Dr. Gülay Barbarosoğlu oyların yüzde 86’sını alarak Prof. Dr. Vedat Akgiray’la girdiği seçimi kazanmış, Özkan’ın listede adı yokken Cumhurbaşkanı tarafından atanmasına tepkiler gelmişti.

Bugün Melih Bulu’ya yöneltilen istifa talebi ise Mehmed Özkan’ın rektörlük döneminden çok daha şiddetli. Öğrenciler bunu birbirinden farklı gerekçelerle açıklıyor.

'BULU'YA ZEMİN HAZIRLANMIŞ'

Tufan bu durumu "Şartlar gittikçe sertleşiyor" diyerek ifade ediyor, birinci atamayı tolere etmenin ikincisine zemin hazırladığını belirtiyor. Tufan’a göre Özkan’ın Boğaziçi kültürüne aşina olması ve “içeriden biri” olması onu daha kabul edilebilir bir konuma getirmiş. “O dönemde ‘Birinci Geleneksel Kayyım Festivali’ düzenlemiştik ve bunu resmi olarak öğrenci kulüpleriyle yapabiliyorduk, en azından bugünkü gibi bir gecede öğrenci kulüpleri kapatılmıyordu” diye ifade ediyor ve ekliyor: “Şu an geldiğimiz noktada ne resmi olarak bir öğrenci etkinliğinin okulda düzenlenmesi mümkün ne de kayyım rektörün bir gecede tek başına karar verip öğrenci kulübü kapatmasının önüne geçecek bir mekanizma var.” Yine de Özkan’ın rektör olduğu dört yıllık sürecin sonunu başarısız ve Bulu’ya zemin hazırlar şekilde gördüğünü ifade ediyor.

'ARTIK KİMSE GÜVENDE HİSSETMİYOR'

Sosyoloji bölümü son sınıf lisans öğrencisi İsmail Gürler de bu kıyası “Mehmed Özkan kurum içinden, kurumun liberal çizgisini benimseyen bir isimdi, Melih Bulu ise iktidarın direkt olarak merkezileştirme politikasının bir sonucu” sözleriyle yapıyor. Burada altı çizilecek bir diğer farkın ise hocalar olduğunu belirtiyor: “Melih Bulu hocaların konfor alanını biraz daha zorlayacak bir isim. Özkan masaya oturup pazarlık yapılabilecek biriydi, şimdi ise bu pazarlık masası ortadan kalktı. Kimse kendini güvende hissetmiyor. Bugün artık barış için akademisyenlerin ihraç süreçlerinin başlayabileceğini düşünüyorlar.” (Kaynak: Jinepsgazetesi)

DEVAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYIN...