Bildirici yazdı: Kamu ilanlarını yasaklayan genelge iktidar medyasına işlemedi

Medya ombudsmanı Faruk Bildirici, Tasarruf genelgesine rağmen iktidar medyasına yoğun ilan desteğinin sürdüğünü ortaya koydu.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - Cumhurbaşkanlığı'nca yayınlanan kamuda tasarruf tedbirleri genelgesinin ardından iktidar yanlısı gazetelere kamu kurum ve kuruluşlarının, belediyelerin ilan-reklam akışını inceleyen medya ombudsmanı Faruk Bildirici, "İktidar medyasına genelge işlemedi" dedi.

Bildirici, 'Tasarruf genelgesi, gazete alımı ve reklam yasağı günlerinde fon tartışması' başlıklı yazısında, "Tasarruf genelgesi kamu ilanlarını yasakladı, ama iktidar medyasına genelge işlemedi. 15 Temmuz’da 2016’daki darbe girişiminin yıldönümü nedeniyle yayımlanan ekler, iktidar medyasına verilen maddi desteğin en önemli göstergesi oldu. Bu eklerde sayfa sayfa ilan ve reklam yayımlandı" yorumunu yaptı. Bildirici şunları yazdı:

"Türkiye’de gazetelerin tirajları uzun süredir bağımsız kuruluşlar tarafından denetlenmiyor ve açıklanan tirajlarının gerçek durumu yansıttığı kuşkulu. İktidar yanlısı bazı gazetelerin, çeşitli kamu kurum ve kuruluşları, üniversiteler ve belediyeler tarafından toplu alımların yapıldığı, marketler ve benzin istasyonları ile metro istasyonlarında bedava dağıtılan gazetelerin de satılmış gibi tiraj sayılarına eklendiği de biliniyor. Bu nedenle tasarruf genelgesinin uygulamaya girmesiyle birlikte özellikle iktidar yanlısı gazetelerin tirajlarının çakılacağı yorumları yapılmıştı. Ben de tasarruf genelgesinin gazeteler üzerinde yarattığı etkiyi izledim.

Hemen belirteyim, tasarruf genelgesinin uygulanmasının ardından iktidar yanlısı gazetelere kamu kurum ve kuruluşlarının, belediyelerin ilan-reklam akışında önemli bir değişiklik olmadı. Devlet kurumları ve siyasi iktidarın denetlediği kuruluşlar ile AKP’li belediyelerin bu gazetelere örtülü ve açık desteği aynen devam ediyor.

15 Temmuz’da 2016’daki darbe girişiminin yıldönümü nedeniyle yayımlanan ekler, iktidar medyasına verilen maddi desteğin en önemli göstergesi oldu. Bu eklerde sayfa sayfa ilan ve reklam yayımlandı.

En fazla ilan ve reklamı alan Sabah gazetesiydi. Sabah’ın “15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü” özel eki toplam 45 sayfaydı, 25 sayfası ilan ve reklamlara ayrılmıştı. Yeni Asır’ın 25 sayfalık 15 Temmuz ekinin 14, Akşam gazetesinin 19 sayfalık 15 Temmuz ekinin 9, Takvim’in 19 sayfalık 15 Temmuz ekinin 11, Hürriyet’in 17 sayfalık 15 Temmuz ekinin 7 ve Posta’nın 14 sayfalık ekinin 7 sayfası tamamen ilan ve reklamlarla kaplıydı.  

Bu tablodan da görüleceği gibi, tasarruf genelgesinin yayımlanmasının ardından yaygın gazetelerin toplam tirajı azalmadığı gibi az da olsa artmış. Gazetelerin çoğu tirajını korurken Türkiye, Cumhuriyet, BirGün ve Türkgün’ün tirajlarında düşüş olmuş. Sözcü, Hürriyet, Takvim, Posta, Akşam, Korkusuz, Yeni Asır, Fanatik, Fotomaç ve Şok gazetelerinin ise günlük satış sayıları yükselmiş. Şaşırtıcı ama Diriliş Postası’nda yaklaşık 50 binlik artış görünüyor.

Anlaşılan tasarruf genelgesi yaygın medyanın tirajlarını hiç etkilememiş. Bunun iki nedeni olabilir: 1- Tasarruf genelgesi henüz uygulanmıyor ve genelgeye rağmen kamuda gazete alımı devam ediyordur. 2- Genelge uygulanıyordur, günlük gazete satışları düşmüştür ama açıklanan tirajlar gerçek durumu yansıtmıyordur.

Fon almak ve editöryal bağımsızlık  

Gazetelerden tasarruf gibi gözüken genelgenin de asıl hedefi, bağımsız ve eleştirel medyanın satış ile ilan/reklam gelirlerini düşürmek. Kamu için zaruri bir ihtiyaç olan gazete alımı ve resmi ilan/reklamların dağıtımı, son yıllarda eşit, adil ve şeffaf olarak yürütülmüyordu.  Şimdi gazete alımı ve resmi ilan ve reklamlar iyiden iyiye bir engelleme aracına dönüştürülüyor.

Basın İlan Kurumu’nun resmi ilan kesme cezaları, sulh ceza hakimliklerinin erişim engellemeleri ve üstü örtülü ilan/reklam ambargoları ile gelir kaynakları cendereye sokulan bağımsız ve eleştirel medya bir de bu yolla tehdit altına alınıyor.

Bu koşullarda iktidara sırtını dayamayan, bağımsız ve eleştirel gazetecilik yapmak isteyenler nasıl ayakta kalabilir? Bir şekilde maddi kaynak bulmak zorundalar. İlk akla gelen ve asıl olması gereken okur ve izleyiciden destek. Ama Türkiye’de insanlar dijital mecralarda bedava içerik tüketmeye alışkın. O nedenle bağımsız medya kuruluşları, okur ya da izleyicisinden yeterli düzeyde mali destek sağlayamıyor; abonelik modelleri geliştirilemiyor.

İkinci kaynak, reklamlar olabilir ama dijital mecralarda reklam geliriyle ayakta durabilen bağımsız medya kuruluşu çok az. Kaldı ki, iktidar bu kuruluşlara özel şirketlerin reklam vermesini bile engellemeye çalışıyor.

Oysa habercilik maliyeti yüksek bir iş. Haber pahalı bir ürün. Okur/izleyici desteklemiyor, yeterli reklam gelmiyorsa, sırtını güçlü bir sermayeye de dayamamışsa bağımsız medya kuruluşları ve gazeteciler ya bir sponsor bulmak ya da bir fondan kaynak sağlamak zorunda.

 

YAZININ TAMAMI