YAZARLAR

'Benim yüzüm bir bayram telâşıdır'

Demek ki diyorum, hiçbir ulvi mana yükleyemediğim bayram günleriyle barışacak yaşa geldim. O vakit "Benim yüzüm bir bayram telâşıdır".

Derken bir bayram daha geldi dayandı kapıya.
Son seçimler geride kaldı.
Partilerin seçim değerlendirmeleri devam ediyor.
Muhalefetin seçim muhasebesi uzun mu sürer? Yıkıcı mı olur, kim bilir?
Asgari ücret meselesi de gürültüsüz bir şekilde halloldu.
Anayasa değişikliği de patırtısız gerçekleşecek gibi görünüyor.
Yoksulluk, gelecek kaygısının büyüttüğü umutsuzluk bir sis perdesinin ardında.
Kürt meselesinin çözümsüz kalması, herkesin işine geldiği için olsa gerek, konuşulmuyor bile.
Derken bir bayram daha geldi dayandı kapımıza.
"Benim yüzüm bir bayram telâşıdır"
(İlhan Berk, Aşklar İçinden Bir Kentin Herhangi Bir Kentin)

*

İyi bir şey midir bayram telâşı, bilmiyorum. Hayata, dünyaya, içinde yaşadığım topluma gençlik isyanıyla dolup taştığım yıllardan bu yana dini ya da resmi bütün bayramlarla arama aşılmaz mesafeler koyduğum doğrudur. Bayram, olsa olsa bir tatil imkanı oldu uzun yıllar.
Sonra, hadi itiraf edeyim, yaş aldıkça bayram reddiyesi yumuşamaya başladı. Efsunlu bir kurum, bireyler toplamı olan aile de bu yumuşama sürecinde kendisini hissettirdi. Yıllar içinde birikmiş yenilgiler yükünü hafifletmenin yollarından biri de aileydi belki. Aile, karşılıksız açılmış kocaman bir kucaktı ve buna kayıtsız kalmak pek mümkün değildi.
Sonunda bayram, aile ile bir araya gelmenin imkanı olmayı başardı. Köy evine "Ankara'dan abim gelmiş" sevincini yaymanın mutluluğu, şiddetle reddedilene az biraz minnet duymaya itiyor insanı. Olsun. Devrim yapabilsek herkes mutlu olacaktı. Teselli şu: Ta İstanbul'dan gelip çekirdek aileyi mutlu edebilmek de bir şeydir.
Öte yandan bayram, nostalji kokan bir biçim de almaya başladı zamanla. Çocukluk günleri her zaman mutlu bir yer değildir. Birçok acı barındırır. Ancak kapı kapı dolaşarak poşetlere doldurulmuş bayram şekerlerinin, cepteki harçlığın, Bincan Sineması'nda Yeşilçam filmi izlemenin mutlulukla bir alakası olduğunu kim inkar edebilir ki. Çocukluktan uzaklaştıkça sanki çocukluk acılarından da uzaklaşıyor insan, birkaç hatıranın sıcaklığına sığınarak
Demek ki diyorum, hiçbir ulvi mana yükleyemediğim bayram günleriyle barışacak yaşa geldim. O vakit "Benim yüzüm bir bayram telâşıdır".

*

Şöyle diyor türkü:
"Bayram gelmiş neyime
Kan damlar yüreğime".

Bayram arifesinde bu kanlı, bu mutsuz, bu huzursuz edici türküyü hatırlatmak istemezdim doğrusu. Ama kolay olmuyor işte. Serde dertlenmek, itiraz etmek, faşizmin biçimlerini işaret etmek konusunda mahir olmak var.
Çünkü her sabah gazetelerde şöyle bir haber de var: Dolar yeni rekor kırdı. Bu haberden sonra insanın ağız tadıyla bir bayram geçirmesi mümkün mü?
Bodrum'daki lahmacunun fiyatını duyan hiç kimse gönül rahatlığıyla tatil planı yapamıyordur herhalde.
Bismil'de akraba olan 9 kişi, arazi anlaşmazlığı yüzünden birbirlerini öldürdüler. Bismilli kadınlar bayramı mezarlıkta ağıt yakarak geçirecek, düşüncesi bile insanın yüreğini sıkıştırmaya yetiyor.
60 yaşında bir adam, Zonguldak Ereğli'de kardeşinin aracına pusu kurdu, bir kişi öldü bir kişi yaralandı.
Savaş uçakları her gün yaşadığım evi deprem gibi sarsıyor. Kimi sabahlar bu sarsıntıyla uyanıyorum.
Kürtler seçimlerde talepleriyle ilgili mesajını verdi. Ama seçimler de bitti ya, kimse bu taleplerden, süregiden savaştan, dökülen kandan söz etmiyor.
Oysa bayram ve barış kavramları birbirine çok yakıştırılıyor. Ancak önceki bayramlarda olduğu gibi, ufukta barışa dair bir ihtimal bile görünmüyor.

İyisi mi sözü Can Yücel verelim:
"Koyunlar keçiler ve koçlar için
Ne kadar bayramsa Kurban Bayramı
Bu barış var ya, bu barış
Cephedekiler için o kadar barış."

Yüreği nasır tutmamış herkese iyi bayramlar.


Vecdi Erbay Kimdir?

Mardin, Şenyurt doğumlu. Üniversite eğitimini tamamlayamadı. Çeşitli dergilerde yazıları, şiirleri, öyküleri yayımlandı. On yıla yakın bir süre Özgür Gündem gazetesinin kültür sanat editörlüğünü üstlendi. Çeşitli yayınevlerinde çalıştı. Yayımlanmış iki şiir kitabı var: Kuşkular Zamanı (Toplumsal Dönüşüm Yayınları, 1997), Yaz Sayıklamaları (Piya Kitaplığı, 2003). Öykü kitabı Masalın Ölümü, 2006 yılında Agora Kitaplığı'ndan çıktı. İnatçı Bir Bahar-Kürtçe ve Kürtçe Edebiyat derleme kitabı Ayrıntı Yayınları’ndan 2012’de çıktı. Şiir: Görülmüştür, Türkiye Barışını Arıyor, General Electric -Halil İncesu karikatür albümü yayıma hazırladığı kitaplardan birkaçı. Diyarbakır'da yaşıyor ve Gazete Duvar bölge temsilcisi olarak çalışıyor.