Bayrampaşa Çevik Kuvvet'te neler oluyor: Baskı, mobbing, yoğun çalışma...

Bayrampaşa Çevik Kuvvet Şube Müdürlüğü'nde görevli çevik kuvvet polislerinden yoğun çalışma, baskı ve mobbing mesajları aldığını aktaran Yalçın Doğan, şikayetlerin araştırılması gerektiğini vurguladı.

Google Haberlere Abone ol

İZMİR - “Yaklaşık altı aydır Bayrampaşa Çevik Kuvvet'te çalışıyorum. Çevik beni adeta bir canavara dönüştürdü. Kimseye saygı duymaz haldeyim. Kendime bile saygı duymuyorum artık. Ölmekten korkmuyorum, sanki yaşıyor muyuz?”

Bu cümleler Bayrampaşa Çevik Kuvvet Şube Müdürlüğü'nde görev yapan bir polisinin mesajından. Son üç yıldır gündemden düşmeyen polis intiharları, Meclis'te defalarca soru önergelerine konu oldu. Emniyet teşkilatı içerisindeki mobbing ve amir baskısı iddiaları da gündemdeki yerini korurken, söz konusu iddiaların son adresi Bayrampaşa Çevik Kuvvet Şube Müdürlüğü oldu. Günde 19-20 saati bulan çalışma saatleri, amir baskısı, mobbing ve daha birçok durumla karşı karşıya kalan polisler, yaşadıkları durum karşısında emekli polislere, hak savunucularına ve siyasilere ulaşmaya başladı.

'ŞİKAYETLERİN ANA KAYNAĞINI AMİR-MÜDÜR MOBBİNG'İ OLUŞTURUYOR'

Polislerin ulaştığı isimlerden biri de meslektaşları Yalçın Doğan. 1992 yılında İzmir 100. Yıl Polis Okulu'nda mesleğe başlayan Doğan, 2017 Kasım ayına kadar çeşitli illerde ve birimlerde görev yaptı. Emniyet'ten kendi isteği ile emekli olan Doğan, 2013 yılında kurulan ve ciddi tartışmalarla kapatılan Emniyet-Sen üyesi polislerden biriydi. Şu anda 2020 yılında emekli polisler öncülüğünde kurulan Vatan ve Hürriyet Partisi’nin genel başkanlığını yürüten Doğan, Bayrampaşa Çevik Kuvvet'ten kendisine ulaştırılan mesajları Gazete Duvar ile paylaştı.

Söz konusu şikayetlerin kendisine sosyal medya üzerinden ve diğer mesajlaşma uygulamalardan geldiğini belirten Doğan, “Bizler de o şikayetlerin geçerli olup olmadığını araştırıyoruz ve sonrasında çözülmesi adına paylaşıyoruz. Şikayetlerin ana kaynağını amir-müdür mobbingi oluşturmakta. Teşkilat içerisinde mobbinge uğradığınızda kuraldır bir üst amire şikayetinizi iletmek. Ancak şikayetinizi ilettiğiniz taktirde mobbingi uygulayan amir yerine cezalandırılan siz oluyorsunuz. Teşkilat sadece amir mesleği haline getirildi” dedi.

'ÇALIŞMA SÜRE VE ŞARTLARININ MEMURLUKLA ALAKASI YOK'

“Adında memur kelimesi olmasına rağmen çalışma süre ve şartlarının memurlukla bir alakası yok. Tamamen amirin keyfiyetine kalmışsınız” diyen Doğan, “Bayrampaşa Çevik kuvvet ile ilgili olarak bizlere yazacak bir şey kalmamış. Çalışan arkadaşların moral motivasyonları kalmamış, psikolojileri tükenmiş, aile ve sosyal hayatlarına adeta darbe vurulmuş. Yapılması gerekenlerin ne olduğunu amirler çok iyi bilmekle beraber asla yapmayacaklar. Ayrıca her ayın 15'inde yatırılan terör tazminatları da 26 Ağustos itibarıyla yatırılmamış. Geceniz yok, gündüzünüz yok. Her memurdan ayda en az 80 saat fazla çalışıyor ve karşılığını da alamıyorsunuz. Cezada son hız uygulanan prosedürler, iş hakkını almaya veya ödüle geldi mi en son da bile yoksunuz” ifadelerini kullandı.

'ŞİKAYETLER GÖRMEZDEN GELİNMEMELİ'

Söz konusu iddialar ve şikayetler görmezden gelinmeye devam edildiği müddetçe, polislerin sağlıklı bir psikolojisi olmayacağının altını çizen Doğan şöyle devam etti: “Çözüm olmazsa, en önemli hak olan yaşam hakkının bireyin kendi eliyle sonlandırılmasının önüne geçilemeyecek ve kendi yaşamına en çok son veren kurum olmaktan kurtulamayacaktır. Yine aynı şekilde cinnet getirip kendisine ve çevresine zarar veren polislerimiz oluyor ve olmaya devam edecektir. Psikolojisi bozulan polislerimiz sağlıklı düşünerek ve doğru davranış sergileyemez. Fevri davranışlar artarak devam edecektir. Mobbing ve baskı uygulayan amirlere karşı zarar verici davranışlarda artışlar görebiliriz. Şikayetler içerisinde 'artık dayanamıyoruz', 'başka çaremiz kalmadı', 'yeter artık' diyen kişinin kendisi umurunda değildir ve bir başkasına da kolaylıkla zarar verebilir. Bazı illerden yoğun mobbing ve baskı mesajları alıp vahim olayların meydana geleceğini hissediyoruz. Engellemek adına da elimizden geleni yapıyoruz ama elim olayların önüne geçemiyoruz. Gerçek anlamda ciddi önlemler alınması gerektiğini, gidişatın iyi olmadığını görüyoruz. Bir an önce tedbirler alınmalıdır, aksi takdirde hepimizin üzüleceği olaylara şahit olabiliriz."

DOĞAN'A GÖNDERİLEN MESAJLAR: 'ŞUBEYE İNTİKAL RAPORLARI İNCELENMELİ'

Doğan'a ulaşan mesajlardan bazıları ise şöyle;

“2+1 sistemi ile çalışmasına rağmen 2 günlük mesai gününde 20 saate yaklaşan mesailerde çalıştırılmaktayız. Klimasız ve bakımsız otobüslerle sıcakta personeller olumsuz şartlarda görev yerine ulaştırılmaktadır. İzin günlerimiz de ise çeşitli sebeplerle iptal edilip kapatılmaktadır. Hem psikolojik hem bedenen yıpratılan biz güvenlik personellerinden verim beklemek, vatanın ve milletin güvenliği için performans beklemek bir yana kendi güvenliğimizi sağlamak için bile dermanımız kalmamaktadır. Sabah saat 06.30 da evden çıkıp, gece 02.30 da eve dönüp bunca saat mesaiden sonra sabah 08.00’a görevlendirmemiz yapılmaktadır.”

'EŞİMLE BİRBİRİMİZİ GÖREMİYORUZ'

“3+1 esasına göre çalışıyorum ilk iki iş günüm 19-20 saati buluyor son gün ise 24 yaptırıyorlar sabah 07.30 da araç başı yapıp diğer sabah 10 da ya da 11 de çıkıyorum eğer 24 kalmazsan yorgunum dersen iznini kapatıyorlar 10 gün izinsiz çalışırsan 1 gün izin veriyorlar insanlık dışı çalışıyoruz çoğu zaman başkalarının evinde uyuyorum kimseye derdimizi anlatamıyoruz üstlerimiz bizim iyi ve güzel çalıştığımızı söylüyorlar sesini çıkartırsan daha kötü çalıştırıyorlar.”

“Yeni evliyim, evlilik yıldönümünde kullanılan evlilik iznimi dahi kullandırmadılar yoğun görevlendirmeden dolayı. Evim şubeye uzak sabah saat 05.30 da evden çıkıyorum gece saat 04.00 a doğru eve geliyorum duş alıyorum tekrar işe gidiyorum gündüz araçta uyumaya çalışıyorum bu nereye kadar böyle gidecek nereye kadar böyle devam edecek neden kimse bir şey yapmıyor eşimle birbirimizi göremiyoruz."

'ÇEVİK KUVVET BENİ BİR CANAVARA DÖNÜŞTÜRDÜ'

“Çevikte çalışmaya başlamadan önce asla yüz kilometre hızı geçmezdim. Ya bir şey olursa korkusuyla hareket ederdim. Hayattaki sosyal kurallara en iyi uyanlardan biriydim. İnsanları severdim. Çiçeklere aşık biriydim. Polis gördüğüm zaman kendime çeki düzen verirdim. Yaşlı insanları çınar ağacı gibi bilge görürdüm. Çocukları izlemekten keyif alırdım. Yemek yapmayı seviyorum. Kitap okumanın kutsal olduğunu düşünürdüm. Aile ne kadar önemli bir şey değil mi? İnsanın kendine değer vermesi gerekmez mi? vs. Yaklaşık altı aydır Bayrampaşa Çevik Kuvet'te çalışıyorum. Çevik beni adeta bir canavara dönüştürdü. Kimseye saygı duymaz haldeyim. Kendime bile saygı duymuyorum artık. Arabamla yüksek hızlar yapıyorum. Ölmekten korkmuyorum, sanki yaşıyor muyuz? Kitap okumuyorum. Sinemaya gidecek vaktim yok. Yaşlı insanlardan bana ne, çocuklar sadece başımı ağrıtır durumda. Yakında sevgilim beni terk edecek onunla hiç ilgilenemiyorum hep çalışıyorum çünkü.”

“Bayrampaşa'da rahatlama diye bir kavram yok. Koca bir şehri iki noktadan idame etmek akıl işi değildir. Yol zaten 2 saat kafadan gidiyor. Minimum 16 saat mesaimiz garanti, üzerine bir de maçtan çıkan değişimin gelmesi trafik yoğunluğu eklenince şube çıkış ve şubeye intikal arasındaki makas 20 saati buluyor.”

“Tek isteğimiz sadece personellerin gün sonu raporları incelenerek sabah 08.00 ve gece 02.00-03.00 saatlerini bulan şubeye intikal raporları denetlenmelidir. Her şey açık ve net ortaya çıkacaktır, devletimizin kurumları müfettişleri iş başına gelip bu vatan evlatlarının sorununu çözmelidir.”

'VERİLEN KUMANYA ÇOK SAĞLIKSIZ'

“Bu sistemle 10 gündür izinsiz ve günde minimum 17 saat çalışıyorum. Her sabah 8'de şubedeyim gece 1-2 civarı evdeyim artık yolda yürürken başım dönüyor yorgunluk uykusuzluktan. İnanın sosyal aktiviteyi kendime zaman ayırmayı geçtim sadece duş alıp uyumak istiyorum ama yapamıyorum günde 3-4 saat uyuyorum ya da maksimum 5 saat son 60 günde toplam 5 tane izin kullandım ve çalışma saatlerim hep bu şekilde artık dayanacak gücümüz kalmadı sağlığımız ve psikolojimiz bozuldu, insan haklarına aykırı çalışıyoruz alternatif olmadığı için ekmek parası için istifa edip gidemiyoruz hepimiz hayaller kurarak geldik buraya ama artık çoğumuzu intihar seviyesine getirdiler sesimizi duyurmanızı istiyoruz.”

“Her göreve çıkıldığında en ucuz yerden 3 öğün yemek yesen 250 TL, verilen kumanya çok sağlıksız yenilmez bir durumda biz nasıl yiyelim. Ayrıca geçenler de hava sıcaktı atlarımız sıcaktan huzursuz oluyor zarar görmesin diye atların görevini sonlandıralım diye bir talimat gelmişti güzel bir şey fakat hayvan kadar değerimiz yok.”

'ALLAH AŞKINA BİR YETKİLİ GELSİN VE DENETLESİN'

“İstanbul Çevik Kuvvet'te görev yapıyorum. Burda zulüm var. Gerçekten ölsek de kurtulsak diye gün sayıyorum. Bu nasıl bir düzen bu nasıl bir iş anlamak o kadar zor ki, dert anlatmaktan bıktık. İnsani emarelerimizi kaybettik. Düşünme yetimiz günden güne eriyor. Sabır kalmadı, tahammül bitti. Öyle bir ateş çemberi ki çıkılmıyor. İstifa edip gitsen 'acaba şucu mu bucu mu' diyecekler diye yerimizden kımıldayamıyoruz bile Allah aşkına bir yetkili gelsin ve denetlesin”