Akkuyu inşaatının yerli işçileri: En düşük ücret, en kötü koşullar

Akkuyu nükleer santrali inşaatında çalışan yerli işçiler en düşük ücrete çalışan ve en kötü koşullara sahip olan işçilerin kendileri olduğunu söyledi. İşçiler son 1 ayda 4 işçinin öldüğünü belirtti.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - Akkuyu Nükleer Santrali'nin en büyük hissedarı olan Rus devlet şirketi ROSATOM'un, Türkiyeli firma IC İÇTAŞ’la sözleşmesini iptal edip Rusya merkezli TSM ile sözleşme imzalamasının ardından santral inşaatında çalışan işçilerin koşulları da yeniden tartışma konusu oldu.

IC İçtaş, Türk şirketlerinin varlığının oldu bittiye getirildiği iddiasında bulunurken, ROSATOM ise IC İÇTAŞ’la sözleşmenin iptal edilmesini şirketin iş güvenliği önlemlerini almamasıyla açıklamış ve inşaatta çalışan yaklaşık 25 bin kişinin yüzde 80’inden fazlasının Türk olduğunu belirtmişti.

'EN AZ ÜCRET ALAN, EN KÖTÜ KOŞULLARDA ÇALIŞAN'

Evrensel'den Volkan Pekal'ın haberine göre, Türkiyeli işçilerin Akkuyu’da en az ücret alan ve en kötü koşullarda çalışan işçiler olduğunu dile getiren bir işçi, “Yerli taşeronlarda 5 bin 700 ila 6 bin 400 lira arası ücret veriliyor. Türkmenler Ruslardan daha az para alıyor ama bizden daha fazla kazanıyorlar” dedi.

İşçilerin aktardığına göre; Rusya vatandaşı bir kaynakçı yaklaşık bin 500-2 bin dolar maaş alıyor, aynı işi yapan Türkiye vatandaşı ise en fazla 10 bin lira alıyor. Bu da yaklaşık 550 dolar yapıyor. Türkmenler ise 600-700 dolar arası maaş alıyorlar. Asgari ücretteki artışa rağmen 7 bin 150 lira ücret aldıklarını ifade eden bir işçi, “İşçiler arasında genel eğilim ücretlerin 10 bin lira olması. Çünkü asgari ücret 2825 lira olduğunda biz asgari ücretin iki katını alıyorduk. Yaklaşık 740 dolar yapıyordu. Şimdi dolara göre alsak yaklaşık 13 bin lira olması gerekiyor” diye konuştu.

'İŞ KAZASINDA ÖLMEZSEN YÜZDE 98 SAKATSIN'

İşçiler işçi sağlığı ve güvenliği önlemlerinin yeterli şekilde alınmamasıyla ilgili şikayetlerini şöyle anlattılar: “Sadece bir buçuk ayda bizim duyduğumuz biri Rus, 3’ü Türkiye vatandaşı 4 işçi hayatını kaybetti. Burada bir iş kazasında ölmezsen yüzde 98 sakatsın. İş güvenliği uzmanının yetkisi yok. Zaten patron istihdam ediyor. Bu yüzden işi durdurma yetkisi yok. Resmi olarak var ama uygularsa işten atılır. İş güvenliği uzmanı sadece kemersiz görünce ya da sigara içince uyarıyor. Bir işçi hastalansa ya da hafif bir yaralanma geçirse hastaneye gitmek istediğinde 20 tane ambulans olmasına rağmen ‘Şirketin sana araba versin’ diyorlar. Şirket de vermeyince kendi imkanlarınla nasıl gideceksin?”

'İŞÇİ KENDİ SORUNUNU TEK BAŞINA ÇÖZMEYE ÇALIŞIYOR'

Akkuyu’da çalışma koşulları ve ücretler için çok sayıda eylem yapıldığını söyleyen bir işçi, “Kimi işçi bireysel olarak iş başvurusu yapıyor. Ama çavuş, elçi, dayı başı gibi işçi getiren simsarlar da var. İşçi kendi sorununu tek başına çözmeye çalışıyor ya da eylemler yapıyor ama o eylemler örgütlülüğe dönüşmüyor” diye konuştu. Asgari ücret 4 bin 250 lira olduğunda kendi maaşlarının yükseltilmesi için eylem yaptıklarını belirten işçi, “Taşeron firma karşımızda yer alıyor, ana firma bizden gibi görünüp ortalığı yatıştırıyor. Zammı yüzde 40 istiyorduk, yüzde 30’da anlaştılar. Yüzde 30’u bile alamadık. Yani Ana firma İÇTAŞ olayında olduğu gibi iyi polisi oynuyor, işçiyi yatıştırıyor” dedi.

'GÖÇMEN İŞÇİ GÖNDERİLME KORKUSU YAŞIYOR'

Rus firmalarında çalışan Türkmenistan, Kazakistan, Gürcistan, Ukrayna uyruklu işçilerle birlikte çalıştıklarını ifade eden işçi, “Göçmen işçiler eylemlere pek katılmıyor. Hem ücretleri daha iyi hem de onlar da işten atılıp ülkelerine geri gönderilebilir. Korkutulmuşlar. Barınma yerlerinde bizimle kalan göçmenler de var ama herkes kendi grubu ile vakit geçiriyor” dedi. (HABER MERKEZİ)

KAYNAK