Zenginlerin aşı hileleri, aynı gemide olmadığımızı kanıtlıyor
Zengin ve güçlü insanlar, erkenden aşı olmak için nüfuzlarını kullanıyorlar. Ve bu konuda yapabileceğimiz bir şey yok.
Arwa Mahdawi
“Çok para, çok sorun” mu diyorsunuz? Aslında, çok para, çok aşı gibi görünüyor. Herkesin tahmin edeceği üzere, haberlerde, dünyanın dört bir yanındaki ensesi kalın ve iyi bağlantıları olan insanların, korona virüsü aşısı sırasının önüne geçmek için haince yollar bulduğunu izliyoruz.
İlk örnek, Madonna’nın ders aldığı ‘SoulCycle’ fitness kulübünün bir eğitmeni olan Stacey Griffith. Eğer New York’ta yaşayan bir ‘eğitimci’ iseniz, artık bir aşıya ulaşmanız mümkün. Peki, bu tanımın altına tam olarak kimler giriyor? Bir egzersiz bisikleti üzerinden müşterilerine teşvik edici sözler söyleyen Griffith, kendisinin bu tanıma uygun olduğuna karar verdi. Bu yüzden aşı yaptırmak için Staten Island’a gitti ve modern bir sağlıklı yaşam gurusu olarak bu macerasını sosyal medyada belgeledi.
ZENGİNLER İÇİN HER YOL MÜBAH
Sağlıklı kalbini korurken, aldığı tepkilere gerçekten şaşırmış gibi görünüyordu. Griffith, Daily Beast gazetesine verdiği demeçte, “İnsanların böylesine karanlık ruhlu ve acımasız olmaları beni üzüyor” dedi. “Gerçekten de yalnızca doğru olanı yapmaya ve güvende olmaya çalışıyorum.” Birçok okul öğretmeni de bunu yapmak istiyor ama Birleşik Öğretmenler Federasyonu, Griffith aşılanırken muhtemelen binlerce üyesinin tedarik yetersizliği sebebiyle aşı randevularını iptal ettiğini dile getiriyor.
Bir de Kanadalı kumarhane yöneticisi Rod Baker ve karısı var. Milyoner çift geçtiğimiz günlerde karantinayı ihlal ederek ücra bir yerde yaşayan yerli bir topluluğun bölgesine uçtu ve burada aşılarını yaptırırken yerel motel çalışanlarıyla birlikte poz verdiler. Bu tür insanların geceleri nasıl uyuyabildiklerini kendi kendime sorardım ama artık biliyorum ki, şaşaalı mahallelerde, şaşaalı çarşafları olan şaşaalı evlerde uyuyorlar. Hem de gayet güzel uyuyorlar.
Bunu gerçekten yapan birinin alameti, tabii ki, sistemi aldatmak için bir uçak kiralamasını gerektirmiyor ama bizzat sistem tarafından hile yapmaya davet ediliyorlar. ABD’deki bazı hastaneler, mütevelli heyetlerine, bağışçılara ve yönetim kurulu üyelerine erken aşılanma imkânı sağlamaları için yoğun bir baskıya maruz kalıyor.
Bu arada, çok parası olan Brezilyalılar, aşı sırasında öne geçmek için ödeme yapabilecekleri bir sistemi resmileştirmeye çalışıyorlar. Şu anda özel sağlık klinikleri, zengin müşterilerine aşı güvencesi verebilmek için doğrudan Hindistanlı bir ilaç şirketiyle görüşüyorlar ve Başkan Jair Bolsonaro bu planlara müdahale etmeyeceğini açıkladı. Elbette Bolsonaro’nun doğru şeyi yapmayacağına daima güvenebilirsiniz.
PARA VE YÜZSÜZLÜK AYNI GEMİDE, BİZ DEĞİLİZ
Salgının başlangıcında herkesin “hepimiz aynı gemideyiz” diye şakıdığını hatırlıyor musunuz? Artık bunu pek işitemezsiniz çünkü aynı gemide olmadığımız utanç verici bir şekilde ortada. Virüsten korunmak için gereken imkânlara sahip olan zengin insanların, birçok hayati işi yerine getiren işçilerden önce aşı olmasını izlemek gerçekten sinir bozucu. Daha da kötü olan, bu konuda yapabileceğimiz pek bir şey olmaması. Aşılanmayı daha zor hale getirmek hiç kimseye yardımcı olmuyor: Tek bir değerli aşının bile boşa gitmesindense, hak etmeyen birçok insanın paçayı kurtarmaması daha iyidir.
Aşı kuyruğuna giren insanların utanma duygusuna gelecek olursak; birçok araştırma, ‘üst sınıftan’ insanların kendisini başkasının yerine koyma becerisinden yoksun olma ve etik olmayan davranışlar sergileme ihtimalinin daha yüksek olduğunu ortaya koyuyor. Bir çalışmada, araştırmacılar insanların önüne bir kavanoz şeker koydu ve kavanozun üzerine bu şekerlerin bir çocuk araştırma laboratuvarına götürüleceğini belirten bir not yazdı. Neticede, kendilerini zengin olarak gören katılımcılar, kendilerini fakir olarak görenlerden iki kat daha fazla şeker yedi.
Uzmanların bizlere devamlı olarak söylediği gibi, hepimiz güvende olana dek kimse güvende değil. Zengin dünyanın bunu anlaması için kaç tane çok bulaşıcı mutant virüs gerekiyor? Bunu gerçekten öğrenmek istemiyorum.
Yazının orijinali The Guardian sitesinden alınmıştır. (Çeviren: Tarkan Tufan)