Yerel seçimde kıymetlenen emekliler

Yandaşların çok büyük orandaki vergi borçlarının silindiği bugünlerde, sıra emekliye gelince para yok diyenlere karşı emekliler örgütlü mücadeleleri ile seslerini, taleplerini duyurmaya çalışıyorlar.

Fotoğraf: Sosyal medya
Google Haberlere Abone ol

2023 Temmuz'undan bu yana enflasyon oranının altında zam alıp, sefalete ve açlığa mahkum edilen, çalışan memurlara ödenen 8 bin 77 liralık seyyanen zamdan yararlanamayan ve gelişen tepkiler üzerine Cumhuriyet'in 100. yıl kutlamaları gerekçesi ile bir kereye mahsus 5 bin lira ödeme yapılan emekliler, ne hikmetse 31 Mart yerel seçimleri öncesinde hem iktidar, hem de muhalefet partilerinin  'aşırı ilgileri' ile karşılaşmaya başladılar. Siyasi parti temsilcilerinin bazıları, sanki emeklileri yeni keşfediyormuş gibi onlara methiyeler düzmeye, yere göğe sığdırmamaya ve onların sorunlarını dillendirmeye başladılar.

Bu ilgi karşısında şaşıran bazı emekliler de nihayet dikkate alındıklarını düşünerek içten içe sevinmeyi ihmal etmediler. Uygulamış olduğu ekonomi politikasıyla, emeklileri daha da yoksullaştıran iktidarın icraatlarını şirin göstermek için yandaş basın, yoğun bir şekilde çaba harcıyor. Ek zam veya seyyanen zam isteyen emeklileri oyalamak için aslı astarı olmayan "müjdeleri" manşetlere çıkarıyor.  

İKTİDAR ADAYLARINDAN BOŞ VAATLER

Mitinglerde hak arayan staj ve çıraklık mağdurlarını apar, topar gözaltına aldırıp gözdağı veren ve aykırı çıkan sesi anında susturan iktidar, emeklilere ve halka "sabır“ tavsiye etmekten geri durmuyor. İktidar partisinden bazı büyükşehir belediye başkanlığı için aday olanlar da, sanki iktidarda değillermiş gibi bol keseden, emeklilere maaş ödemesi yapacaklarını duyuruyorlar. 2023 verilerine göre 2,6 milyon emeklinin yaşadığı İstanbul’a AKP'den Büyük Şehir Belediye Başkanı adayı olan Murat Kurum, ihtiyaç sahibi emeklilerin İstanbul kartlarına her ay 2 bin 500 lira destek ödemesi yapılacağını duyururken, iktidar partisinin Ankara Büyükşehir Belediye Başkan adayı Turgut Altınok ise emeklilere 5 bin lira vereceklerini ve bu paranın 15 Nisan'da hesaplara yatacağını açıkladı.

Kurum ve Altınok, kendi parti iktidarlarının yaratmış olduğu yoksulluğu unutturarak, vaatlerini muhalefet partisi adayı gibi sıralıyorlar. Bugün 16 milyon emeklinin çoğunluğunun ihtiyaç sahibi konumuna geldiğini sanırım unutmuş görünüyorlar. Kurum, çoğunluğu ihtiyaç sahibi olan İstanbul’daki 2 milyon 600 bin emekliye, hangi bütçe ile her ay 2 bin 500 lira ödeme yapacaktır? Diğer yandan Turgut Altınok, 1 milyon 79 bin emeklinin yaşadığı Ankara'da her emekliye vereceği 5 bin liranın kaynağını açıklayabilir mi? Tüm bunlar bir tarafa, zaten yönetimde olan AKP seçimleri beklemeden, emeklilere bu ödemeleri neden şimdiden yapmıyor? İktidar partisi adayları, bu para vaatleri ile, emeklilerin aldıkları maaş ile geçinemediklerini de kabullenmiş oluyorlar.

CHP'DEN EMEKLİ KART ÇIKIŞI

Mart ayı başında, CHP Genel Başkanı Özgür Özel, AKP'ye çağrı yaparak sosyal destekleri içeren "Emekli Kart" uygulamasının hayata geçirilmesi önerisinde bulunmuş, buna ilişkin olarak 5 maddelik yasa teklifini de CHP milletvekili Umut Akdoğan Meclis Başkanlığı'na sunmuştu. Bu teklifte elektrik, su ve doğal gaz ücretlerinin en azından bir yüzde 40 indirimli olması, en düşük emekli maaşının asgari ücret seviyesine getirilmesi istenmişti. Ayrıca emekliye net asgari ücret kadar ikramiye ödenmesi de önerilmişti. Bugün emeklinin sorunlarını sürekli gündemde tutan ve emekliler lehine verilen önergelere destek çıkan ana muhalefet partisi ve bazı muhalefet partileri, ne yazık ki geçmiş dönemlerde emekli sendikalarının basın açıklamalarına, etkinliklerine kendi kitleleri ile ciddi anlamda destek vermediler. Emekli Sendikalarının kapatılmalarına, deyim yerindeyse seyirci kaldılar. Genelde bugün, iktidar partisi ve birçok muhalif partinin, ciddi anlamda bir emekli politikası ve programı da yoktur.

MUHALEFETİN EMEKLİLER HAREKETİNE İLGİSİZLİĞİ

Seçim broşürlerinde, emekli lehine yazılı olan bazı tespitler de günü kurtarmaya yöneliktir. Büyük bir muhalif potansiyele ve kitlesel çoğunluğa sahip olan emeklilerle, meydanlarda, sokaklarda ve yollarda daha önceki süreçte birlikte yürümeyip dayanışma sağlamayan, ana muhalefet partisinin "1Nisan'dan sonra" yürümeye karar vermiş olması gecikmiş bir karar değil midir? Daha önce, iki kez farklı tarihlerde Ankara Anıttepe'de Tüm Emeklilerin Sendikası öncülüğünde gerçekleştirilen "Büyük Emekli Mitingleri"ne ana muhalefet partisi ve diğer bazı muhalif siyasi partiler, geniş katılımlarla neden tam destek vermediler? Sınırlı üye katılımları ile yetindiler.

Türkiye'nin farklı illerinden saatler boyu süren bir otobüs yolculuğu ile miting alanına gelen ve çoğunlukla da kronik rahatsızlığı olan emekliler, soğuk bir havada, miting alanında talepleri için ses yükseltirken, şimdi meydanlara çıkmakta ısrarcı olanların pek çoğu, o günlerde ya sıcak yataklarında uyuyor, ya da rahat ortamda kahvaltısını yaparken miting alanındaki emeklileri, televizyon ekranlarından izliyorlardı.

31 MART'IN KİLİDİ EMEKLİLERİN ELİNDE Mİ? 

31 Mart yerel seçimlerinde, oy kullanacak kayıtlı seçmen sayısı 61 milyon 441 bin 882. Emekli sayısı ise yaklaşık 16 milyondur. Toplam seçmenin yüzde 26'sını oluşturan emekliler, ister istemez bu seçimde üzerine en fazla yorum yapılan ve içinde bulunduğu kötü ekonomik durumdan dolayı hakkında sahte timsah gözyaşları dökülen kesim oldu. Birçok siyasi analist, başta İstanbul olmak üzere ülkenin pek çok büyük şehrinde seçim düğümünün emeklilerce çözüleceğini iddia etmektedir.

2024 Ocak ayında yapılan üç kademeli maaş artışına rağmen, SSK ve Bağ-Kur emeklilerinin maaşları asgari ücret tutarının altında kaldı. En düşük emekli maaşının 10 bin lira ilan edilmesi, kamuoyunda sert tepkilere neden olunca, iktidar 1000 liralık bayram ikramiyesi zam miktarını, bilinçli bir şekilde erken açıklayarak gelişen tepkiyi az da olsa azaltmaya çalıştı. Bizler de cep harçlığı seviyesine düşürülen bayram ikramiyelerinin yetersizliğini 19 Şubat 2024 tarihli Gazete Duvar'da "3 bin liralık bayram ikramiyesi neye çare olacak?" başlıklı yazıyla, geçmişten örnekler vererek, rakamlarla kıyaslamalar yaparak açıklamaya çalışmıştık.

ERDOĞAN'DAN KAYNAK YOK AÇIKLAMASI

Açlık sınırının 16 bin 257 lira, yoksulluk sınırının ise 52 bin 95 lira (2024 Türk-İş verisi) olduğu bugünün Türkiye'sinde gıda, yakıt, elektrik ve kira fiyatları aldı başını gidiyor. Miting alanlarında emekliler sürekli gündemde tutulunca; Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 28 Şubat 2024'te gerçekleştirilen Kütahya mitinginde, emeklilere seçim öncesi zam yapmamalarının nedenlerini sıralarken, birileri tarafından emeklilerin tahrik edildiğini ifade etti.

“En düşüğü 10 bin lira olan emekli maaşı, ömrünü kendi ve ailesi için harcayan vatandaş için elbette yeterli değil. Birileri çıkıp emekli maaşlarına 7 bin lira, 10 bin lira seyyanen ekleyelim diyerek kendi akıllarınca, emeklileri tahrik ediyor. Bakınız bizim ülkemizde hali hazırda 16 milyon emeklimiz var. Emekli maaşlarına 7 bin lira eklemek demek bütçeden yaklaşık 1,4 trilyon liralık, 10 bin lira eklemek demek 1,9 trilyonluk kaynağı buraya aktarmak demektir. Mevcut maaşların tutarından söz etmiyorum. Sadece 7 bin lira veya 10 bin lira olarak ifade edilen ek artışın maliyetini anlatıyorum. Yani 2024 yılı boyunca ülkemizde tek çivi çakmasak, tüm yatırım bütçesini buraya aktarsak bile bu gideri karşılamaya yetmiyor. Askeriyle, polisiyle, eğitimcisiyle, sağlıkçısıyla tüm memuru ve işçisiyle devletin çalışanlarının yarısından fazlasına maaşlarını vermesek o zaman belki bu ilave gideri karşılayabiliriz." diyerek ilave artışların hangi sonuçlara yol açacağını açıklamıştı. Günler sonra CHP Genel Başkanı Özgür Özel, İzmir Aliağa'daki halk buluşmasında yaptığı konuşmada" Ben buraya kışkırtmaksa kışkırtmak, ayağa kaldırmaksa ayağa kaldırmak ama eninde sonunda emeklilerin hakkını almak için geldim" ifadesini kullandı.

Derinleşen ekonomik kriz nedeniyle işçiler, köylüler, tüm çalışanlar ve emeklilerin alım gücünün düştüğü, çarşı, pazar alışverişinin hayal olduğu ve ucuz et almak için insanların saatlerce sırada beklediği bir ortamda, emeklinin yaşama tutunma şansı daha da azalmış durumda. Yandaşların çok büyük orandaki vergi borçlarının silindiği bugünlerde, sıra emekliye gelince para yok diyenlere karşı emekliler örgütlü mücadeleleri ile seslerini, taleplerini duyurmaya çalışıyorlar.

EMEKLİLERİN TALEPLERİ

19 Mart'ta Tüm Emeklilerin Sendikası Türkiye genelinde 43 merkezde, alanlara çıkarak açlığa, sefalete ve yoksulluğa mahkum edilen emeklilerin taleplerini haykırdılar. Siyasal iktidarı protesto ettiler. "Sefalete Teslim Olmayacağız", "Sermayeye Değil Emekliye Bütçe", "Yaşasın Sendikal Mücadelemiz" sloganlarını attılar. Basın açıklamalarına katılan sayısı,  eski eylemlere nazaran daha çok arttı. Emekliler taleplerini şu şekilde sıraladılar:

1- 2008' de uygulamaya sokulan Sosyal Güvenlik Reformu iptal edilmelidir.

2- Maaş bağlama oranı yenilenmeli ve en düşük emekli maaşı işe yeni başlamış en düşük memur maaşına eşitlenmelidir.

3- Ayrım yapılmaksızın tüm emeklilere, yılda dört kez asgari ücret tutarında ikramiye verilmelidir.

4- Sağlıkta katkı payı kaldırılmalıdır.

5- Sendikalar kapatılmamalı, sendikalar aleyhine açılan davalar çekilmelidir.

6- Emekliler için toplu sözleşmeli sendika hakkı verilmelidir.

7- Çalışan memurlara verilen seyyanen ödeme, bütün emeklilerin maaşlarına eklenmelidir.

8- Bütün hastanelerde her türlü muayene, tetkik ve tedavi ücretsiz olmalıdır.

Tüm Emeklilerin Sendikası Genel Başkanı Zeynel Abidin Ergen 21 Mart'ta Gazete Duvar Yazarı Atilla Özsever’e yaptığı açıklamada şunları ifade etti: “Yerel seçimler öncesi bu taleplerimizin yerine getirilmemesi halinde Mayıs ayı sonu itibariyle demokratik hakkımızı kullanarak bölgesel mitingler düzenleyeceğiz. AKP’yi rahat bırakmayacağız" dedi.

Türkiye genelindeki emekli eylemlerinin artışına paralel olarak, yazılı basın ve TV’lerin haber kanallarında emekli maaşlarına yapılacak sürpriz ek zamların ne zaman duyurulacağı sürekli işlendi ve işlenmeye devam edilerek emekli sürekli zam beklentisi içine sokuldu. 2017 yılından itibaren ödenmeye başlanan banka promosyonları oranlarının artırıldığı emekliye "müjde" diye duyuruldu. Eskiden en düşük promosyonu veren kamu bankalarının bu oranı iki katına çıkarması da ilginç. Emekli zaten kendi inisiyatifiyle banka promosyonu almaktaydı. Bunu yeni bir hizmet diye sunmak, emeklinin aklıyla alay etmektir. Promosyon açıklamaları seçime yöneliktir.

BEKLENEN VE BİR TÜRLÜ GELEMEYEN MÜJDELER

Son günlerde AKP Grup Başkanvekili Muhammet Emin Akbaşoğlu'nun emeklilere seslenerek Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı dikkatli dinlemelerini söylemesi, umut satmaktan öteye geçmedi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından emekliler lehine bir açıklama yapılmadı. Sonraları Akbaşoğlu "Emeklilerin yaşadığı sıkıntıların farkındayız" diyerek yeni düzenlemeler için 16 Nisan tarihini işaret etti. 

25 Mart günü Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan da emeklilere kültür turu ve tiyatro "müjdesi" verdi. Işıkhan THY, TCDD ve çeşitli zincir marketlerin de aralarında bulunduğu yerlerde, emeklilere özel indirimler ve kampanyalar başlatacaklarını duyurdu. Ayrıca Belediyeler Birliği'yle protokol yaparak emeklilerin kültür turlarıyla ücretsiz olarak Türkiye'deki şehirleri dolaşmalarının temellerini atacaklarını açıkladı.

2023 Mayıs'ındaki seçimlerden sonra iktidarda kalmayı garantileyen AKP'nin bir önceki seçimlere göre, İstanbul ve Ankara gibi iki büyük şehirde belediye başkanlığını kazanamama sıkıntısı vardır. Bunun dışında emekçilerden, emeklilerden, staj ve çıraklık mağdurlarından gelen taleplere karşı çok rahattır. Talepleri görmezden gelebilmektedir. Geçmişte 26 Mart 1989 yerel seçimlerinde; yıllarca iktidarda kalan ANAP Malatya, Bitlis ve Hakkari dışındaki bütün il belediyelerini kaybetmiş, Sosyal Demokrat Halkçı Parti( SHP) seçimleri kazanmıştı. ANAP aldığı düşük oy nedeniyle erken seçime zorlanmıştı. AKP iktidarı, geçmiş iktidarların tecrübelerinden yararlanarak, yeni taktikleri devreye sokarak 22 yıldır iktidarda kalmayı başardı.

Kamuoyunda emeklilerin çoğunluğunun mevcut iktidara karşı sağlam bir duruş göstermeyip, küçük bir takım maddi kazanımlardan dolayı iktidar lehine oy kullandığı görüşü hakim. Hatta kimi emekliler, örgütlü mücadeleyi sürdüren emekli sendikalarına karşı da ön yargılılar. Dileriz bu seçimde bu anlayış ortadan kalkar. Emekli safını bilir, doğru yerde karar kılar.

Pazara geç gidip düşük fiyatlı sebze meyveleri alma çabasında olan, ekmek ve et kuyruğunda iken sürekli geçinemediği için şikayet eden emeklinin, 31 Mart'ta nasıl bir tavır izleyeceğini bekleyip göreceğiz. İktidarın son günlerdeki emekli lehine yapacağı küçük bazı hamlelerin de beklenmesi gerekir.

1 Nisan' da sandığa attıkları yanlış oylarla çıkacak kötü sonuçların sorumlusu olanların "kandırıldım, elim kırılsaydı da oy vermeseydim" gibi klasik feryatlarının da hükmü yıllar boyu kalmayacaktır.

*Eğitimci-Yazar