YAZARLAR

Xelk’in demokrasisi

Sana ait olan bir demokraside halk isen çoğul olamazsın. Bir demokraside çoğul halde kalmışsan o demokrasi sana mı ait yoksa xelkin mi, bunun üzerinde düşünmen gerekir.

HDP’deki H’nin çoğul olduğunu çok az insan fark eder. Dilin akışkanlığına neredeyse eziyet eden bir kalabalıklığı var “halk” yerine “halklar” demenin. Sanki içinde başka şey taşıyormuş gibi başı kalabalık, fazlasıyla obez bir ibare. Taşıyan şeyin taşınan şeyi ne kadar taşıyabildiği tartışmaya açık. “Halkların” ibaresinin yol açtığı aksaklık kendini hemen belli ediyor. (Çünkü halklar ibaresinin içinde Kürtler gömülüdür). Sanki tek koltuğa iki kişi oturmuş veya iki koltuğa bir kişi oturmuş gibi duruyor. Bir tetabuk sorunu var. Dil kadar siyasal kategorileri de hafiften ihlal etmenin mahcubiyeti var üstünde.

Halklar ibaresinin konuşma dilindeki aksaklığının ötesinde siyasi muhayyileye de biraz yamuk oturduğu açıktır. Mesela geçmişte kapatılan HADEP (Halkın Demokrasi Partisi) siyasi dil açısından pürüzsüz bir parti ismi iken HDP (Halkların Demokrasi Partisi) parti evreninin politik dili ve siyasi havsalası açısından pürüzlü ve bir türlü oturmayan bir niteliğe sahiptir.

Bir parti, parti olmak hasebiyle şunu tanım gereği benimsemiş ve kabul etmiştir: Yönetimine talip olduğu bir devlet ve temsiline çalıştığı ortak bir kamu. Ulusal kamu sadece ulusun tekliğinden değil ortak dilin ve ortak aklın tek olmasından kaynaklanır. Diller farklı olduğunda bile aklın yolunun birliğine olan inanç kamuyu tevhid eder. Konuşan, anlaşılabilirlik varsayımı ile konuşur. Bu, dilde ve akılda mundemiç olan bir kabuldür. Yani bir devletin siyasi olarak sadece bir tane kamusu olur.

Birden fazla kamudan bu yüzden demokratik bir devletin içinde söz etmek mümkün değildir. Ancak enternasyonal bir bakış acısı “halklar” gibi kavramlar üretebilir. Bu illa sosyalizm veya komünizm gibi ideolojiler olmak zorunda değil. Birleşmiş Milletler gibi kurum ve pozisyonların lügatinde zuhur eder “halklar”. Zira sadece o tür bir zaviyeden anlamlıdır. Bir partinin isminde tezahürü siyasi muhayyile açısından kavramsal bir çarpıklıktır.

Türkçe’de “millet ne der?” ifadesinin Kürtçedeki karşılığı (Türkçesiyle) şudur: Xelk ne der? Kürtçede xelk kelimesi Türkçedeki halk kelimesi gibi politik bir anlam kazanmış değildir. Kürtçede xelk yargılayan ve kamusal ortamda onlara karşı mahcup olmaman gereken ve senin eksiğini bulmak için fırsat kollayan konu-komşuyu, bir büyük ötekiyi, bir süper yahut aher-egoyu temsil eder. Kürtçedeki xelk kavramının Türkçedeki karşılığı “el” (veya “eloğlu”) kavramıdır.

Düşünsel ve kavramsal oturmamışlıklar dilde de oturmamışlık şeklinde yansımasını bulur. Sana ait olan bir demokraside halk isen çoğul olamazsın. Bir demokraside çoğul halde kalmışsan o demokrasi sana mı ait yoksa xelkin mi, bunun üzerinde düşünmen gerekir.


Mücahit Bilici Kimdir?

City University of New York, John Jay College’da Sosyoloji bölümü öğretim üyesidir. Üniversiteye kadarki eğitimini doğduğu Silvan, Diyarbekir’de, lisans eğitimini Boğaziçi Üniversitesi sosyoloji bölümünde, doktorasını University of Michigan, Ann Arbor’da tamamladı. Daha önce Taraf, Yeni Yüzyıl, OT Dergi gibi süreli yayınlarda bir süre köşe yazarlığı da yapan Bilici’nin İngilizce yayınlanmış kitap ve makalelerinin dışında Türkçe yayınlanmış kitaplarından bazıları şunlardır: İslamda Savaş Bitmiştir (Avesta, 2016) ve Hamal Kürt: Türk İslamı ve Kürt Sorunu (Avesta, 2017).