YAZARLAR

Rus basınında geçen hafta (17-23 Kasım): Türk Akım'ı şova çevirdiler

Moskovskiy Komsomolets gazetesi, Recep Tayyip Erdoğan’ın Türk Akım’ın bir kısmının tamamlanması gibi fazla önem taşımayan bir olayı kendisinin ve Vladimir Putin’in onuruna dönük bir şova çevirdiğini iddia etti. Tören adeta üç bin kişilik siyasi bir miting niteliğini taşıyordu: “Alkış, haykırış... Tek, koro ve şarkılar eksikti”.

Türk Akım’ın deniz kısmının tamamlanma töreni Rus basınında geniş yer tutarken Kommersant gazetesi, Gazprom’un Ukrayna’ya bağımlı olmaktan yakında kurtulacağına tahmin etti.

Gazetedeki haberlerde Türkiye'den Avrupa’ya doğal gazın sevkıyatının Ukrayna yoluna nazaran daha komplike göründüğü belirtilirken bunun nedeni olarak da Bulgaristan, Sırbistan ve Macaristan'dan Avrupa’ya geçecek boru hatlarının 2020'nin sonuna doğru faal duruma gelmesi gösterildi. Gazete, 2019 sonundan itibaren gaz sevkıyatının mevcut boru hatlarından sadece Yunanistan ve Bulgaristan’a gerçekleşeceğini yazdı.

Gazeta.ru’ya göre “Türk Akım'ı Ukrayna’yı yerle bir edecek”. Törende Erdoğan ile Putin’in iyimser açıklamalarını alkış ve ıslıklarla karşılayan binlerce seyirci adeta yerlerinde zor durdu. İki lider birbirine daha çok “aziz dostum” hitap ederken Erdoğan Putin’e bir kere “ekselansları” bile dedi... Rus lideri de mevkidaşına “gösterdiği siyasi irade ve cesaret” için teşekkür ederek karşılık vermekte gecikmedi.

Gazetenin mikrofon uzattığı Alor Broker şirketi analiz uzmanı Aleksey Antonov, Ukrayna’dan gaz sevkıyatı kesilince zaten Azerbaycan, Türkmenistan ve Rusya’da üretilen doğal gazı Avrupa’ya naklettiren Türkiye’nin, bölgenin tekel sevkıyatçısı konumuna geleceğini söyledi. Bununla birlikte Antonov Ukrayna’nın tamamen oyundan çıkma ihtimalini ekonomikten ziyade politik bir olay olarak tanımladı.

Moskovskiy Komsomolets gazetesi, Recep Tayyip Erdoğan’ın, Türk Akım’ın bir kısmının tamamlanması gibi fazla önem taşımayan bir olayı kendisinin ve Vladimir Putin’in onuruna dönük bir şova çevirdiğini iddia etti. Tören adeta üç bin kişilik siyasi bir miting niteliğini taşıyordu: “Alkış, haykırış... Tek, koro ve şarkılar eksikti”.

Gazeteye göre Erdoğan’ın demeçleri daha çok sloganvariydi. Mesela 20 milyar doları zar zor aşan karşılıklı ticaret hacmi, “az kaldı 100 milyarı aşacak” oldu, 2018’in ilk yarısında Türkiye’yi ziyaret eden Rus turist sayısı ise Erdoğan’ın demecinde tam iki kat fazla gösterildi.

Transit işini eline almakla Türkiye doğal gaz ticareti de yapabilecek duruma geliyor. Dolayısıyla Erdoğan’ın “dostum Vladimir’e” sonu bitmeyen teşekkürleri tam yerindeydi. Putin ise mutlu görünmesine rağmen Türk Akım’ın Avrupa’ya gitmesi planlanan ikinci hattının meçhul kalan perspektifini kara kara düşünüyor olmalıydı. Çünkü AB bürokratları boru hattının Avrupa’ya uzantısı hakkında hâlâ kararını vermiş değil. Halbuki kesin garanti almadan Rusya işe devam etmeyeceğini açıklamıştı.

Bununla birlikte Putin’in ziyaretinin ana amacının Suriye’de ve özellikle İdlib’deki gelişmeler olduğunu öne süren gazete, Erdoğan’ın verdiği söze rağmen İdlib’deki durumun bugüne kadar iyileşmediğini iddia etti.

Görkemli törenin gölgesinde kalan Ortadoğu ve Suriye konulu müzakereler basına yansımazken Rus medyası kapalı kapılar ardında tarafların konuştuklarını tahmin etmeye çalıştı.

Nezavisimaya gazetesi, gizli gündemde İdlib ve S-400’ün olduğunu yazdı. Her şeye rağmen İdlib’de ateşkesin fiilen başlamadığını iddia eden gazete, Türkiye’nin, Soçi’de aldığı yükümlülükleri yerine getirmek için zaman kazanmak istediğini hatırlattı.

Anadolu Ajansı'nın, Pentagon’un Ankara’ya Patriot füzelerini satmak için Kongre’den izin almak üzere olduğuna dair haberine atıfta bulunan gazete, bu gelişmenin 2.5 milyar dolarlık S-400 anlaşmasını, Erdoğan'ın dediğine göre  paranın yarısı ödenmesine rağmen tehlikeye soktuğunu öne sürdü.

Ne var ki gazeteye konuşan askeri uzman Şamil Gareev "Ankara S-400’den vazgeçtiği takdirde Rusya’ya ceza öder ama ABD ile 'askeri, teknolojik ve jeopolitik konularda' işbirliği yapmakla bunun karşılığını fazlasıyla alır. Mesela, Fırat’ın doğusunda amaçlarına ulaşır" dedi.

EADaily ajansı, Türkiye’nin Suriye’ye üçüncü “müdahalesinin” neden bir türlü başlamadığını araştırdı. Erdoğan’ın ekimde saldırı emrini vermeye hazır olduğunu iddia eden ajans, bunun en büyük engeli olarak bölgede Amerikan askerlerinin varlığını gösterdi.

Ajansa göre ikincisi, Soçi’de yapılan anlaşma uyarınca 15 Ekim’e kadar İdlib’den militanların çekilmesini sağlamayı temin eden Türkiye bunu yapamadı. Bundan hoşlanmayan Rusya, Savunma Bakanlığı kanalıyla 31 Ekim’de Soçi anlaşmalarının yerine getirilmesini istedi. Açıklamanın, Erdoğan’ın üçüncü operasyonu ilan etmesinden bir gün sonra yapılması dikkat çekici.

Bu arada yüzlerce YPG militanının TSK’nin olası operasyon bölgesine doğru hareket etmeleri manidar. Suriye ordusuna bağlı birlikler de aynı bölgede yığılıyor.

EADaily'e göre bu ortamda Erdoğan, Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı zarfındaki gibi büyük riske giriyor. Suriye sınırı boyunca tampon bölgesini kurmaya çalışan Ankara’nın planının suya düşme ihtimali büyük. Ajans bunun nedeni olarak Ankara’nın planına karşı çıkanların bu sefer kalabalık olmasını gösterdi. EADaily, Kürtler, Washington ve Şam’ın yanı sıra Türkiye’yi “belirli noktada, mesela Fırat’ta” durdurmak isteyenlere artık Rusya ile İran’ın katıldığını öne sürdü.

Voyennoye Obozreniye yazarlarından Yevgeniy Damantsev’e göre Erdoğan’ın Kobani ve Menbiç’e taarruz ilanı, Moskova ve Şam’ın dikkatini yanlış yöne çekmeye ve “Ankara’nın gerçek planlarını” gizlemeye yönelik.

Taarruz başlasa bile modern Amerikan silahlarıyla donatılmış Kürt militanları ile ABD Deniz Piyade Kolordusu topçularının TSK’yi durduracağını tahmin eden yazar, askerlerini olası operasyon bölgesine hareket ettiren Şam’ın hata yaptığını öne sürdü.

Damantsev acilen dikkat edilecek başka bölgeler olduğunu, onların birinin de İdlib olduğunu belirtirken oradaki cihatçıların son günlerde Suriye ordusuna saldırıları artırdığına dikkat çekti. Bunun yanı sıra Damantsev, ülkenin güneybatısında IŞİD’le savaşan SDF güçleri de Türklerin olası saldırısına karşı koymak için kuzeye hareket ederken IŞİD’çilerin toparlanıp Fırat’ı geçmeye hazırlandığını iddia etti.


Andrey İsaev Kimdir?

Moskova Devlet Üniversitesi Türkoloji Bölümü'nden mezun. Rusya Bilim Akademisi Şarkiyat Enstitüsü ile Kazan Devlet Üniversitesi'nde çalıştı. Toplam 17 yıl çeşitli görevlerde Türkiye’de bulundu, Çin ve Hindistan’da çalıştı. Gazetecilik, araştırmacılık ve çevirmenlik yapıyor. RS FM radyosu kurucularından ve ilk genel müdürü.“Eski Çağ Türkiye tarihi” ve “Hint-Avrupa Mitolojisi: bir inceleme denemesi” adlı kitapları var.