YAZARLAR

Rus basınında geçen hafta (23-29 Haziran): AK Parti başarısını MHP'ye borçlu

Rusya Bilim Akademisi Şarkiyat Enstitüsü Uzmanı Boris Dolgov’a göre Erdoğan ve AK Parti'nin başarısı beklenmedik değil. Erdoğan karizmatik ve halkın büyük kısmının desteğine sahip bir lider. Ne var ki AKP, başarısını büyük ölçüde MHP’ye borçlu. Bundan sonra milliyetçilerin Meclis’teki önemi, aldıkları oy oranına nazaran çok fazla olacak.

Geçen hafta Rus basını Türkiye’deki seçimlere geniş yer ayırdı. Medyada çıkan bazı yorumlar şöyle:

RBC gazetesi: Rusya Bilim Akademisi uzmanlarından Viktor Nadein-Rayevskiy’e göre darbe girişiminden sonra aralarında muhalif aktivistler, gazeteciler ve akademisyenler olmak üzere pek çok kişinin tutuklanmasından ve bozulan ekonomiden ötürü halkın desteğini yitiren Erdoğan’ın seçimleri öne aldığını iddia etti. Gazeteye konuşan Rusya Dış İlişkiler Konseyi Türkiye Uzmanı Timur Ahmetov ise seçimin Rus-Türk ilişkilerine olası etkisini değerlendirirken iki ülke arasındaki işbirliğinin aynen devam edeceğini tahmin etti. Bununla beraber Erdoğan’ın Batılı ülkelere daha çok yakınlaşacağını ve bu gelişmenin Rus-Türk ilişkilerini “sınırlı olarak” zedeleyebileceğini belirtti.

Kommersant gazetesi: Bir türlü “batmayan” Recep Tayyip Erdoğan ile AK Parti'ye baş kaldırmaya çalışan muhalefet, büyük hayal kırıklığına uğradı. Üstelik “dış tehdit” tezi halka, bütün olumsuzlukların yurt dışındaki “karanlık güçlerden” kaynaklandığına inandırdı. Durumunu güçlendiren Erdoğan bundan sonra daha kararlı davranacak.

EADaily ajansı: Türkiye rejiminin ortaya koyduğu “yeni Osmanlıcılık” tezi, bu tezin Balkanlar’da ve Suriye’de ilerlemesi Rusya’yı tabii ki rahatsız ediyor. Öte yandan Moskova’nın Erdoğan ile kurduğu ilişkiler zorluklarla dolu olmasına rağmen gayet faal durumda. "Kurnaz ve kendi çıkarlarının peşini asla bırakmayan" Erdoğan, Batı karşıtı ve Türkiye’yi yarım asırdır oyalayan AB hakkında hayal kurmayan bir siyasetçi.

Gazeta.ru: Rusya Bilim Akademisi Şarkiyat Enstitüsü Uzmanı Boris Dolgov’a göre Erdoğan ve AK Parti'nin başarısı beklenmedik değil. Erdoğan karizmatik ve halkın büyük kısmının desteğine sahip bir lider. Ne var ki AKP, başarısını büyük ölçüde MHP’ye borçlu. Bundan sonra milliyetçilerin Meclis’teki önemi, aldıkları oy oranına nazaran çok fazla olacak. Türkolog İlşat Sayetov'a göre ise milliyetçiler AKP ile çekişmeyecek ama iktidar partisi her konuda onlara danışmak zorunda olacak.

Eho Moskvı radyosu: Radyonun mikrofon uzattığı Türkolog Robert Ustyan, Erdoğan’ın muhalefeti büyük hayal kırıklığına uğrattığını söyledi. Kendisine göre muhalif liderler hiç beklenmedik seçim sonuçlarına itiraz edecek. Muhafazakar olduğu için Erdoğan’ın iç ve dış politikası değişmeyeceğini bilen seçmenler “klasik istikrarlılık prensibine” oy verdi.

Komsomolskaya pravda gazetesi: Peki, Erdoğan seçimi kazandı. Esas olan, yeni seçilen “padişah” enflasyonu durdurabilecek mi? İşsizliğe, dış borçlara son verebilecek mi? TL’yi güçlendirecek mi? Bunlar Türkleri ilgilendiren sorular. Aynı zamanda Suriye, Irak gibi komşuların ve Türkiye’nin ana partnerlerinin Erdoğan’a sormak istediği birçok şey var.

Nezavisimaya gazetesi: Yeni dönemde Erdoğan’ın ani ve öngörülmeyen çıkışları yüzünden Rusya’nın Ortadoğu’daki jeopolitik projeleri tehlikeye girebilir. Rus politikacılar seçim sonuçlarını yorumlarken haksız yere iyimser görünüyor. Halbuki Türkiye, ABD ile Suriye’nin kuzeydoğusu konusunda anlaşmaya varırsa Rusya ile var olan işbirliği gevşeyecek. Rusya da NATO üyesi Türkiye’ye fazla baskı yapamaz. Bununla birlikte Rojava’nın mümkün olduğu kadar büyük kısmını kontrol altına almaya çalışan Erdoğan er veya geç ABD ile ilişki onarmak zorunda olacak.

İzvestiya gazetesi: Ilımlı dini retorik ve Türk toplumunun geleneksel değerlerine verdiği özen Erdoğan ve partisine birçok seçimde zafer kazandıran unsurlardır. Bunun yanı sıra son dört yıl içerisinde Irak ve Suriye’de tırmanan gerginlik milliyetçiliğe hız verirken ülkede Kürt karşıtlığı ağırlık kazandı. 2002 yılından bu yana Türkiye’nin mega projelere dayanan eşsiz ekonomik kalkınması da seçim zaferine katkıda bulundu.

Rejimin kontrol ettiği medya, Türkiye’nin uluslararası komplo ile karşı karşıya geldiğini sürekli tekrarlamakla “kuşatılmış kale” sendromu yarattı, milleti “güçlü lider” etrafında birleştirdi.

Her halde önümüzdeki beş yıl zarfında Erdoğan, halkın ekonomik durumunu iyileştirmeye ve bu yolda muhalefeti “silahsızlaştırmaya” yönelik ekonomik kalkınmaya odaklanacak.

Ve nihayet milliyetçilerin etkisi altında bulunan Türkiye’nin lideri, PKK’ya karşı yürütülen savaşı daha da sertleştirecek.

***

Rusyalı ve İsrailli Siyaset Bilimci Avigdor Eskin Regnum ajansı sitesinde İsrail’in, Esad’ın iktidarda kalmasını neden istediğini anlattı. Eskin'e göre Esad’ı pek sevmeyen İsrail, Şam ordusunun İsrail sınırına dayanmasını istiyor. Çünkü nasılsa eskiden orada kalan Esad’ın askerleri İran askerleri ve Şii militanlarından daha iyi.

Öte yandan Eskin'e göre ABD, Ürdün ve Suudi Arabistan Suriye’nin güney kısmının Şam’ın değil, Sünni militanlarının kontrolünde olmasını istiyor. Bununla beraber Washington, Esad’ın IŞİD’çileri yok ettikçe iktidarda kalmasına karşı değil. Yorumcuya göre şimdiki rejim devam ettiği sürece Suriye’de savaş bitmez ve Şam İsrail’den toprak talebinde olmayacak. Zaten Suriye diye bir ülke yok artık. Yazarın deyişiyle Esad ülkenin yarısını kontrol altına almakla beraber, “Kürt-Amerikan bölgesinde”, “Ankara’nın işgal ettiği topraklarda” ve “Sünni anklavlarında” (Siyasi coğrafyada, tamamen başka bir siyasi bölgenin sınırları dahilinde yer alan siyasi bölge) merkez iktidarın varlığı yok.

Bugün itibarıyla İsrail-Amerika ilişkileri, anlaşmazlıklardan tamamen arındırılmış olmamakla beraber gayet iyi ve İsrail’in Rusya ile işbirliğine engel oluşturmuyor. Üstelik İran’ın Suriye’den atılması Rusya’nın işine gelir çünkü Suriye’de Tahran gittikçe daha çok Moskova’ya inatçı bir rakip haline geliyor.

EADaily ajansı Türkiye’nin ABD ve Rusya’dan silah alım planlarını değerlendirdi.

Ankara’nın S-400 alım projesi ABD’yi bir hayli tedirgin etti, hatta Washington yaptırımlardan söz etmeye başladı. Ne var ki kongrenin olumsuz tutumuna rağmen Pentagon Türkiye’ye “sembolik olarak” iki adet F-35 teslim etti.

Bunun yanı sıra arada sırada “ikili oyun oynadığından şüphelenen” Ankara, Rusya’dan S-400 almaktan vazgeçmek niyetinde değil. Türkiye’nin jeostratejik durumuna bakılırsa Ortadoğu ve Kafkasya’daki gelişmeler dikkate alınırsa hem Rus yapımı füzelere hem Amerikan yapımı uçaklara ihtiyaç duyduğunu görmüş olacağız.

Ajansa göre NATO ülkesi Türkiye, çatışma eşiğine gelen iki güç merkezinden modern silahları almayı başarırsa, dünyada ayrıcalıklı demek. Başka deyişle Türkiye önemsenecek bir ülke değildir.

Batı’nın gözünde son derecede sorunlu bir devlet lideri haline gelen Erdoğan ile Rusya iyi ilişki ve mümkün olduğu sürece durumsal ittifak bile kurdu. Bununla beraber Batı’nın yaptığı gibi Rusya, Türkiye’nin lideri ile uzun vadeli, stratejik partnerlikten çekiniyor.


Andrey İsaev Kimdir?

Moskova Devlet Üniversitesi Türkoloji Bölümü'nden mezun. Rusya Bilim Akademisi Şarkiyat Enstitüsü ile Kazan Devlet Üniversitesi'nde çalıştı. Toplam 17 yıl çeşitli görevlerde Türkiye’de bulundu, Çin ve Hindistan’da çalıştı. Gazetecilik, araştırmacılık ve çevirmenlik yapıyor. RS FM radyosu kurucularından ve ilk genel müdürü.“Eski Çağ Türkiye tarihi” ve “Hint-Avrupa Mitolojisi: bir inceleme denemesi” adlı kitapları var.