YAZARLAR

'Moskova ve Şam cihatçı transferine soğuk'

Rus basınında geçen haftanın gündeminde Türkiye genellikle Suriye bağlantılı olarak ele alındı. EADaily Ajansı, Ankara’ya göre “Nurettin Zengi” birlikleri eğer Halep’ten çıkabilirse El-Bab operasyonuna katılacağını, ne var ki Moskova ve Şam'ın “cihatçı transit” dedikleri operasyona hiç sıcak bakmadığını yazdı.

Geçen hafta Rus medyasında “Fırat kalkanı” ile ilgili spekülasyonlar güncelliğini korumaya devam ederken Türkiye’nin “İpek Yolu”ndaki yeri, NATO ile ilişkileri ve Beşiktaş patlamalarının olası akıbetleri de tartışıldı.

EADaily Ajansı’nın yayımladığı bir yazı 'Fırat Kalkanı'nı ele aldı. Rusya Halep’te ve ABD Musul’da odaklanırken yıl sonuna kadar El-Bab’ı IŞİD’in elinden almaya çalışan Türkiye, Suriye’de bulunan birliklerine takviye gönderdi. Acelenin sebebi YPG’nin El-Bab’ı almasına izin vermemektir. Hücuma katılacak 60 tank, 140 zırhlı araç, birkaç bin ÖSO militanı ve bin Türk askerine üç veya dört bin terörist karşılık vermeye çalışacak. Bu operasyondan sonra Türkiye’nin Kuzey Suriye’de kurduğu “güvenlik bölgesi” tamamlanmış olur.

Amerika, TSK ve YPG’nin karşı karşıya gelmemesi için çaba harcarken Rusya Ankara ile artık gizli olmıyan Halep pazarlığını yapıyor. Şimdi Halep düşmek üzeredir. Türkiye hem muhalifleri hem de onlara yardım eden kendi askeri danışmanlarını kurtarmaya bakıyor. Ankara’ya göre “Nurettin Zengi” birlikleri eğer Halep’ten çıkabilirse El-Bab operasyonuna katılacak. Ne var ki Moskova ve Şam “cihatçı transit” dedikleri operasyona hiç sıcak bakmıyor. Korkusu, militanların El-Bab’tan sonra bütün Suriye’ye yayılışı. Yazıya göre Halep’te bloke edilen militanlar, Türkiye’ye bırakılan El-Bab’ın bedelidir.

Suriye Kürtlerine gelince ne Washington, ne Moskova onları Türkiye’ye teslim etmez ama Kobani ile Afrin arasındaki bölgenin kaderi belirsizliğini korumaya devam edecek.

REGNUM Ajansı yazarlarından Sarkis Tsaturyan, Amerika’nın Çin ile ticari savaşı İran ve Türkiye’ye kaydırdığını öne sürdü.

Donald Trump Trans Pasifik Ortaklığını eleştirirken Çin 65 Asya ülkesini kapsayan “İpek Yolu” projesini hayata geçirmeye devam ediyor. Ta 2008’de Çin, Moğolistan, Rusya, Belorusya, Polonya ve Almanya’nın Pekin’den Hamburg’a giden malların gümrüklenmesini basitleştirmek için anlaşmaya vardığını hatırlatan Tsaturyan, Amerika’nın o zamandan beri “uluslararası nakliye koridorlarını” bloke etmeye başladığını yazıyor.

Bugünlerde ekonomik ve politik yöntemlerle yürütülen savaş, Çin’i Orta Asya, İran ve Türkiye üzerinden AB ile bağlayacak Güney koridorda odaklanmış durumda. Eylül 2013’de Çin lideri Xi Jinping Astana’da “İpek Yolu” projesini sundu, aynı yılın Kasım ayında İstanbul’da o yolun önemli parçası olacak Marmaray tünelinin açılışı yapıldı.

Tesadüf olabilir ama Mayıs ve Haziran aylarında Amerikan medyasının desteklediği Gezi olayları yer almış, Aralık’ta ise Türkiye’yi sarsan yolsuzluk skandalı patlak vermişti. Yazara göre bu olaylar, ABD’nin, Ankara’nın Pekin ile yakınlaşmasının intikamdan başka bir şey değildir.

Buna rağmen Ankara, Pekin’in gözünde önemini yitirmemiş. Üstelik İran’a yaptırımları uzatan ABD Senatosu, Tahran’ı da Çin’in kucağına yönlendirmiş.

The Times’ta çıkan habere göre darbe teşebbüsünden sonra Türkiye “Batı yanlısı” NATO temsilcilerini “Rusya, Çin ve İran yanlısı” olanlarla değiştiriyor. Russia Today TV kanalı bu haberi uzmanlara yorumlattı.

Siyaset bilimci Aleksander Asafov, Ankara, 'jeopolitik çıkarlarını revize ettikten sonra' NATO’nun baskısına maruz kalınca doğal olarak bazı önlem almak zorunda kalmış. Üstelik Fetullah Gülen’i iade etmek niyetinde olmayan ABD bu gelişmeyi provoke etmiş.

Şarkiyat, Uluslararası İlişkiler ve Püblik Diplomasi Araştırma Merkezi Müdürü Vladimir Avatkov’a göre Türkiye artık AB kapısını çalmak ve bölgede ABD’nin uşaklığını yapmaktan bıkmış. Avatkov'a göre, bundan sonra Ankara “Moskova yanlısı” değil, daha bağımsız politika yürütecek. Bu ortamda “Batı’ya sadık” askerler aranmayacak, yerini “bağımsızlık yanlısı” olanlar alacak.

Bilimler Akademisi Şarkiyat Enstitüsü'nden Aleksander Vasilyev de “kritik önem taşıyan” pozisyonlara, “Türkiye yanlısı” askerlerin geleceğinden emin. Uzmana göre, sözkonusu gelişmenin NATO’da panik yaratması doğal ama bütün bunlar Rusya ile alakalı değil.

Nezavisimaya gazetesinde çıkan yazıda Beşiktaş patlamasını yorumlayan Rusya Bilimler Akademisi Şarkiyat Enstitüsü'nden İlşat Sayetov, sözkonusu terör saldırısının “Süperbaşkanlık” referandumunu tekliften yana olumlu bir şekilde etkileyebileceğini öne sürdü.

Kendisinin ifadesiyle, “AK Parti yaşam döngüsünü tamamlamak üzereyken” PKK ile sürdürülen ateşkesi bozan ve Suriye operasyonu başlatan Ankara, iktidar partisine yeni ivme kazandırmış. Bunun sonucunda seçmenlerin yarısı AK Parti'ye destek veriyor. Saetov’a göre, son patlamaların etkisi de aynı yönde.

Yazar, yeni Anayasa kanun tasarısı meclisten geçmez ise referanduma gidilecek. İşte o zaman rejimin uzun süredir yaptığı “terör artıyor” propagandasının meyvesini vereceğini iddia etti.

Rossiyskaya Gazeta’ya konuşan Rusya Tur Operatörleri Derneği İdari Müdürü Maya Lomidze, İstanbul’da yer alan patlamaların Rus turistlerini pek etkilemeyeceğini söyledi. Lomidze, zaten az sayıda Rus turisti çeken İstanbul turlarının iptaline ihtimal vermedi.

Gazeta.ru’nun verdiği habere göre Çeçenistan lideri Ramazan Kadirov, İstanbul’da son patlamalardan dolayı Recep Tayyip Erdoğan’a başsağlığı dilerken, "Türkiye’ye sığınan Çeçen teröristlerinin iadesini" bir kez daha talep etti. Kadırov İnstagram hesabında, “Sözkonusu haydutların Rusya’ya iadesini Türkiye makamlarından defalarca istemiştim. Şimdi aynı talebi tekrarladım” diye yazdı.


Andrey İsaev Kimdir?

Moskova Devlet Üniversitesi Türkoloji Bölümü'nden mezun. Rusya Bilim Akademisi Şarkiyat Enstitüsü ile Kazan Devlet Üniversitesi'nde çalıştı. Toplam 17 yıl çeşitli görevlerde Türkiye’de bulundu, Çin ve Hindistan’da çalıştı. Gazetecilik, araştırmacılık ve çevirmenlik yapıyor. RS FM radyosu kurucularından ve ilk genel müdürü.“Eski Çağ Türkiye tarihi” ve “Hint-Avrupa Mitolojisi: bir inceleme denemesi” adlı kitapları var.