YAZARLAR

Olağanüstü halde sandık kurulur mu? Kurulur!

Olağanüstü hal koşullarının referandumunda 1982 Anayasası, Evren’in cumhurbaşkanlığı ve darbecilere ömür boyu dokunulmazlık zırhı için yüzde 91,7 oranında “evet” oyu çıkar. Amaç hasıl olmuştur…

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, grup toplantısını bitirmiş, Meclis kulisinde gazetecilerin sorularını yanıtlıyor. “OHAL koşullarında referandum olur mu” tartışmasını hatırlatıyor bir gazeteci.

Bahçeli, son zamanlarda yüzünde görmeye alıştığımız o hınzır gülümsemeyle yanıt veriyor:

“OHAL olunca evinizden çıkıyorsunuz, evinize gidiyorsunuz, iş yerinize gidiyorsunuz. Sandık kurulursa herhalde oy vermeye de gidebilirsiniz.”

Olağanüstü koşullarda eve gidip gelebiliyorsanız, sandık da kurulabilir diyor, Bahçeli… Dün, 29 Kasım 2016 günü söylüyor bunu… Bu ‘olağanüstü’ günlerde, ‘çeşitli nedenlerle’ evlerine gidemeyen ve aralarında milletvekilleri, belediye başkanları, genel başkanların bulunduğu binlerce insanı bir an olsun unuttuğumuzu düşünelim; eve gidip gelmekle sandık kurup oylama yapmak aynı şey mi? İlki ikincisinin yeter şartı mı?

Yanıt aslında çok açık… Ama, pek çok ‘olağanüstü dönem’ yaşamış ve bu dönemlerde de halkın önüne sandık konulmuş tarihimizin benzer bir yaprağına bakalım biz yine de. 12 Eylül cuntasının, 1982’de tertiplediği (evet “tertiplediği”) Anayasa referandumuna…

* * *

Cemal Süreya’nın 5 bölümden oluşan “Kısa Türkiye Tarihi” şiirinin ikinci bölümü şöyledir:

Üç anayasa

ortasında büyüdün;

Biri akasya

Biri gül

Biri zakkum.

Süreya’nın zakkum, halk tabiriyle söylersek “zıkkım” dediği 1982 Anayasasıdır. Bu anayasa, darbecilerin oluşturduğu “Danışma Meclisi” tarafından yazılmış ve darbeci konseyin onayından geçmiştir. Ama usulen de olsa bir meşruiyete ihtiyaç duyulur: Eylül ayında yazımı tamamlanan anayasa için 7 Kasım 1982 günü bir referandum “tertiplenecektir”. Ülkenin önemli bir bölümünde olağanüstü hal ve sıkıyönetim uygulanmaktayken…

Bu referandum sadece 1982 Anayasası'nın halk tarafından kabul edildiği görüntüsünü değil; cunta lideri Kenan Evren’in cumhurbaşkanlığını ve “geçici 15. Madde” ile darbecilerin ömür boyu dokunulmazlık zırhı kazanmasını da hedeflemektedir.

Darbe rejimi sandıktan çıkacak sonuca öylesine odaklanmıştır ki halk oylamasının olağanüstü koşullarda, birçok yerde sıkıyönetim altında yapılması da onları ‘kesmez’. 7 Kasım’daki referandumdan 16 gün önce, 21 Ekim 1982 günü, Kenan Evren başkanlığında toplanan Milli Güvenlik Konseyi’nden şu karar çıkar:

“Parlamenter demokratik rejime sağlıklı ve güvenli bir biçimde süratle geçebilmeyi sağlamak amacıyla düzenlenmiş olan Anayasa'nın geçici maddeleri ile Devlet Başkanı'nın radyo - televizyonda ve yurt gezilerinde yapacakları Anayasa'yı tanıtma konuşmaları hiçbir surette eleştirilemez ve bunlara karşı yazılı ve ya sözlü herhangi bir beyanda bulunulamaz.”

kenan-evren-anayasa-oylamasi

Bu ‘tarihi’ karar “yayımı ile birlikte yürürlüğe girer”.

1982’deki olağanüstü halin sahipleri, olağanüstü koşulların kendilerine verdiği yetkiden yararlanarak referandumda “evet” seçeneğini savunan devlet başkanının, yani Kenan Evren’in eleştirilmesini yasaklamıştır. Bu yasak, elbette, “hayır propagandasının yasaklanması” olarak uygulanır. Zaten siyasi partiler, sendikalar ve kitle örgütleri dağıtılmış, aydınlar ya hapse atılmış ya sürgüne gitmek zorunda bırakılmıştır. Muhalif tüm medya kuruluşları kapatılmış, “ana akım”ın nefes almasına ancak cuntayı, Evren’i ve elbette 82 anayasasını savunması şartıyla yayın izni verilmiştir.

Olağanüstü hal koşullarının referandumunda 1982 Anayasası, Evren’in cumhurbaşkanlığı ve darbecilere ömür boyu dokunulmazlık zırhı için yüzde 91,7 oranında “evet” oyu çıkar.

Amaç hasıl olmuştur…

* * *

Bahçeli’nin dün, “Evinize, işinize gidip gelebiliyorsanız referandum da yapılabilir” demesinin ardından HDP sözcüsü Ayhan Bilgen, “Evet, olağanüstü halde referandum olur; Kenan Evren yaptı, oldu; siz de yapınca olur tabi” demişti. İşte Kenan Evren’in yaptığı referandum yukarıdaki gibi bir referandumdu. Ve Türkiye, halen çalışmakta olan bir “kayıp zaman saati”yle 34 yıl kaybetti.


Hakkı Özdal Kimdir?

1975 yılında doğdu. İTÜ Malzeme ve Metalurji Mühendisliği'nden mezun oldu. 1996'dan itibaren, Evrensel Kültür dergisinde, Evrensel, Referans ve Radikal gazetelerinde editörlük ve yazarlık yaptı. Halen Yeni E dergisinin yazı işleri müdürlüğünü yapıyor.