Yanık Çarşı’nın son dokuma halıcısı direniyor

Diyarbakır’ın son dokuma halı satıcısı olan Cavit Satıcı, ekonomik krizin etkisiyle satışların azaldığını ama mesleği bırakmamak için mücadele ettiğini söyledi.

Cavit Satıcı
Google Haberlere Abone ol

Fırat Topal

DİYARBAKIR - Sur ilçesinde bulunan ve turistlerin uğrak noktası olan Yanık Çarşı’da (Çarşîya Şewitî) çok sayıda halı satıcısı varken zamanla çoğu burayı terk etti. Çarşıda dokuma halı satan tek bir esnaf kaldı.

Yaklaşık 35 yıldır, köylerden ve çevre kentlerden el dokuması halıları toplayıp dükkanında satan Cavit Satıcı, iş yapamadığı için dükkanının bir kısmını bakırcıya çevirmiş. 65 yaşındaki Satıcı, dokuma kilim ve halıların yerini fabrikasyon ürünlerin almasının yanı sıra yaşanan ekonomik krizin de satışlarını etkilediğini söyledi.

Satıcı, dokuma ürünlerin yerini fabrikasyon ürünlerin alamayacağını söyledi. 

‘İKİ KİLİMLE BAKIRCILIĞI BIRAKTIM’

Satıcı, “Asıl mesleğim bakırcılık. Bir gün bir akrabam iki Serhad dokuması kilim getirdi ve satmamı istedi. O güne kadar halıyla bir alakam yoktu. Sipahi Pazarı’nın içinde eskiden açık artırma yapılırdı. Kilimler orada açık arttırmaya girerdi, en iyi fiyatı veren kilimi alırdı. Kilimleri oraya açık artırmaya götürdüm, cüzi bir fiyat verdiler. Hoşuma gitmişti kilimler, satmaktan vazgeçip dükkânıma bıraktım. Bir süre sonra iki yabancı turist bakırlara bakarken halıyı gördü ve çok yüksek fiyata almak istedi. Benim sektör değiştirmeme yol açan, o iki kilim oldu. Halıcılığın inceliklerini öğrenip bakırcılığı bıraktım” dedi.

Satıcı'nın dükkanında hem dokuma kilim ve halılar hem de bakır ürünler var. 

‘ŞİMDİKİ HALILAR FABRİKASYON’

Fabrikasyon halıların dokuma halıların yerini alamayacağını söyleyen Satıcı, “Halı ya da kilim dokuyan atölyeler var ancak halıların yüzde 60’ı makine, yüzde 40’ı el ile dokunuyor. Boyalar kimyasal, yünü ise makineler örüyor. Oysa tamamen dokuma olan halıların boyası, bitkilerin kazanda kaynatılmasıyla elde edilir” diye konuştu.

‘HALILARIMA DOKUNMAK BANA İYİ GELİYOR’

Satıcı, dokuma halı ve kilimlere ilginin azalması ve üreticilerin emeğinin karşılığını alamaması üzerine dokuma halılara ulaşılamadığını anlattı. Zamanla çok sayıda esnafın kepenk kapatmak zorunda kaldığını ifade etti. Kendisinin de asıl mesleği olan bakırcılığa geri dönmek zorunda kaldığını belirterek şunları söyledi: “Ben en son pandemiden önce Karacadağ’dan iki kilim aldım. Getirip sattım ama pişman oldum, çünkü değerini bulmadı. 1983’den beri bu işi yapıyorum, 2020’de umudumu kestim ama bırakamadım, direniyorum. Satamasam da halılarıma dokunmak bana iyi geliyor. Bir ömür verdim, halıdan anlamasan bu işin bir zevki yoktur. Mesele sadece ticari değil, verilen emeğin değerini, yapıldığı malzemenin değerini bilmen lazım. Şu an duvarımda bir kilim var, en az 3-4 ay emeği var. Bugün satmaya kalkarsam bir asgari ücrete satmam. Çünkü verilen o emeğe yazık oluyor.”