Veysel Şahin'in 6 saatlik tahliye bilmecesi

Yasadışı bahis hükümlüsü Veysel Şahin'in erken tahliyesi konusunda iki ayrı tarihte yapılan hukuksuz işlemler "yukardan müdahale" ve yargıda rüşvet olasılıklarını gündeme getirdi.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR- CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun tahliyesine ilişkin soru işaretlerinin aydınlatılması için iktidara sorular yönelttiği Veysel Şahin'in, 2 Mart 2023 tarihinde tahliye edilmek üzere cezaevi kapısına kadar getirildiği, savcıların müdahalesi ile tahliye kararının iptal edildiği ortaya çıktı.

Cumhuriyet yazarı Barış Pehlivan, Veysel Şahin'in cezasının bitimine bir buçuk ay kala tahliyesi için hukuk savaşları yaşandığını, Şahin'in 5 saatlik bir bekleyişten sonra cezaevine geri döndürüldüğünü belirtti. Pehlivan'ın aktardığına göre, Bakırköy 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nin üç hâkimi, mesai bitmek üzereyken Veysel Şahin hakkındaki kesinleşmiş kararı bozdu. Şahin için tahliye prosedürü başladı. Ancak hukuk sistemine düşen kararla ilgili savcılar Sami Şahin ve Mehmet Ayhan, mahkeme kararının hukuksuz olduğunu yazan ve Şahin’in tahliye edilmemesi gerektiğini söyleyen tutanağı tuttular. Barış Pehlivan, bundan sonraki süreci, "Altı saat içerisinde neler neler oldu öyle?" başlıklı yazısında şöyle aktardı: 

"Tutanakta Şahin’i tahliye eden mahkemeye şöyle laf sokuluyordu: '(...) Bu kararın mesai saati sona erer ermez 17.01’de onaylanarak cumhuriyet başsavcılığımız ekranına düşürülmesi üzerine karar incelendi.'

Savcıların tutanağında mahkemeye sanki hukuk dersi veriliyordu. Avukat Şen’in talebinin daha önce tam 4 kez hem kararı veren mahkeme hem de üst mahkemeler tarafından reddedildiği, karara itirazların kesinleştiği, bundan sonra mahkemelerden alınacak bir kararın olmadığı söylendikten sonra şu ifadeler kullanılıyordu: 'Yasaya açıkça aykırı olduğu düşünülen Bakırköy 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nin kararına karşı yeniden müracaat yapılacağından, hükümlünün şu aşamada tahliye edilmeyerek Bakırköy 14. Ağır Ceza Mahkemesi’ne resmi olarak sorulmasına karar verildi.'

Mesai bittikten bir dakika sonra, saat 17.01’de tahliye olan Şahin, savcının girişimiyle cezaevi çıkışında tahliye olamadan bekledi.

APAR TOPAR GERI DÖNDÜLER

Adliyeyi karıştıran, adeta yargı içindeki savaşı gösteren saat 19.00’daki tutanağın ardından, Bakırköy 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nin üç hâkimi apar topar salona geri döndü. Belki de döndürüldü!

Tek sayfalık bir kararla, saat 17.01’de verdikleri kendi kararlarını kaldırdılar. O kararın girişinde yaptıklarını, “sehven” diyerek şöyle itiraf ettiler: 'Verilen kararın sehven cumhuriyet savcısından mütalaa alınmadan verildiği, karar başındaki mütalaa alındığına yönelik ibarelerin ise matbu olup sehven yazıldığı ve kararın onaylandığı anlaşılmakla...'

Kısacası mahkeme dosyayı okumadığı gibi kendi kararını dahi okumadığını söylüyordu!

Saat 22.00 olmuştu. Şahin halen cezaevi kapısında bekliyordu. Aynı iki savcı, saat 22.10’da yeni bir tutanak tutarak kararını birkaç saat içinde değiştiren mahkemeye yine laf soktu: 'Tutanak tutulduktan sonra mahkemece, saat 22.01’de yeniden aynı tarih ve aynı iş numarası ile Büyükçekmece 8. Asliye Ceza Mahkemesi’nin anılan iş kararına karşı bu defa da taleplerin ve itirazın reddine karar verildiğine ilişkin ek karar cumhuriyet başsavcılığımız ekranına düşürülmüştür.'

Günlerdir konuyu tartışan hemen herkes 'tahliye' meselesine takılıyor. Şahin’in cezasının 1.5 ay sonra biteceği düşünülürse kritik olan tahliyesi değil. Asıl mesele mahkemenin gerekçesi. Basitleştirerek söyleyeyim: Şahin hapisteyken örgüt dahil benzer suçlardan, İstanbul 42. Asliye Ceza Mahkemesi’nde başka bir davadan yargılanıyordu. Şahin ve avukatı, ceza aldığı ve 6 yıl hapis yattığı dosyayı bu davayla birleştirmeye çalışıyordu. Ceza aldığı ve hapis yattığı dosya ile henüz yargılandığı dosya birleşerek aynı dava haline gelecek, böylece iki ayrı ceza yerine halihazırda 6 yıl hapis yattığı tek bir dosya sanığı olarak eli rahatlayacaktı. Şahin ve avukatı, daha önce başka mahkemelerden tam 4 kez bunu talep etmişti. Nitekim Bakırköy’deki tartışmalı mahkeme 5. talepte bu kararı verdi. Tahliye, bu kararın 2. derecede önemli bir sonucu oldu.

Öte yandan 5 Mayıs’ta devam eden öteki davada, İstanbul 42. Asliye Ceza Mahkemesi, Şahin’e 21 yıl 8 ay hapis cezası verdi. 2014’te kesinleşmiş kasten yaralama sabıkası nedeniyle, daha ağır yaptırımı olan 'mükerrirlere özgü infaz rejimi' uygulanmasına da karar verdi. Şahin’in karar kesinleşinceye kadar dışarıda tutuksuz kalmasını uygun buldu. Bir detay daha var. Şahin’in dosyasında, 2018’in nisan ayında da benzer bir akşam yaşandı. Tahliye kararı aynı akşam itirazla bozularak Şahin hapisten çıkarılmadı. Haliyle yargı içinde bir Şahin kavgası yaşandığı tezimiz tutarlı görünüyor. Sürekli değişen, 'yukarıdan müdahaleli' olağandışı yargı kararları bunu açıkça gösteriyor."