Üzüm yetiştiriciliği yapan çiftçiler: 27 TL maliyeti karşılamıyor

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kuru üzüm alım fiyatını 27 TL olarak açıklamasının ardından Manisa’da kuru üzüm yetiştiriciliği yapan çiftçiler, bunun maliyeti karşılamadığını söyledi. 

Google Haberlere Abone ol

Uğur Yıldız

İZMİR - Her yıl ağustos ayının sonlarına doğru hasadı yapılan üzüm, Manisa’da satışa genellikle kuru üzüm olarak hazırlanıyor. Bunun için bağdan toplanan üzümler metrelerce alana seriliyor ve doğal yollarla kurutuluyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın kuru üzüm fiyatının 27 TL olacağını açıklamasının ardından, Manisa’da kuru üzüm yetiştiriciliği yapan çiftçiler beklentinin altında bir fiyatla karşılaştıklarını, her geçen gün artan maliyet fiyatlarını karşılamakta zorlandıklarını söyledi. Aynı zamanda ekonomik krizin aile fertlerine yansıdığını belirten çiftçiler, okulların açılmasına kısa zaman kala çocuklarının okul masraflarını ve temel ihtiyaçlarını karşılamakta da zorlandıklarını ifade etti.

‘BİR AN ÖNCE SATAYIM DA KURTULAYIM DERDİNDEYİZ’

Sarıgöl ilçesinde 7 yıldır çiftçilik yapan Hüseyin Yıldırım, çiftçiler olarak sahipsiz kaldıklarını, ürünleri bir an önce satıp borçlarını kapatma derdinde olduklarını söyledi. Son yıllarda ekonomik krizden dolayı borçlandıklarını yineleyen Yıldırım, söylenen fiyatların çiftçiyi tatmin etmediğini belirtti. Yıldırım, şunları söyledi:

“42 yaşındayım. Çocukluğumdan beri bağcılığın içerisindeyim. 14 yıllık memuriyetimden istifa edip çiftçiliğe geri döndüm. Son 7 yıldır da üretim yapıyorum. İlk yıllarda 'Toparlarız, güzel gider' dedik ama son üç yıldır bir taraftan doğal olaylar, bir taraftan bu tür fiyatlar çiftçiyi iyice umutsuzluğa soktu. Üzüm hasadı yaklaştığı zaman insanın yüzünün gülmesi gerekirdi. Biz şu an ürünümüzden bıktık. İnsan ürününden bıkar mı? Bir an önce satayım da kurtulayım derdindeyiz. Artık kârını, zararını bir tarafa bıraktık, ürünü kaldıralım derdindeyiz. Türkiye’de tarımın üretebilir bir tarafı kalmadı. Ortada sahipsiz bir çiftçi var. Kendi azmiyle bir şeyler yapmaya çalışan bir toplum var. Bunlar da üretimi bırakırsa, iş tekelleşmeye doğru gider. Büyük şirketler devletten teşviğini de alır devam eder. Tamamen tüketen bir toplum olmaya doğru gidiyoruz. Sarıgöl’ün yüzde 99’u üzüm üreticisidir. Esnafı da memuru da çiftçidir. Sarıgöl’de, bu kadar verimli topraklarda insanlar karamsarlığa kapılıyorsa ben diğer memleketteki çiftçileri düşünemiyorum.”

‘27 TL’NİN TÜCCARDA KARŞILIĞI YOK’

27 TL’nin çiftçi için bir karşılığı olmadığını, 27 TL’ye üzüm satılsa da onun da alıcısı olmadığını söyleyen Yıldırım, bunun maliyeti karşılamadığı ortadayken 'bu habere sevinmelerinin beklenmemesi gerektiğini' belirtti. Yıldırım, şöyle devam etti:

“Bu fiyattan hiç memnun değiliz. Tüccarda bu fiyatın bir karşılığı yok. Piyasada üzüm, 18 TL ve 20 TL arasında. Tariş şu an alım yapmıyor, fiyatını da açıklamadı. Sadece 20 TL avans belirledi ama sonra ne kadar fiyat ödeyecek onun bilgisi de yok. TMO’dan arkadaşlar sıra almak istiyor, sıra alamıyorlar, alım başlamadı. 13 Eylül'de alacaklar diye bir dedikodu var. Onun da ne kadar üzüm alacağı belli değil. ÇKS kayıtlarına göre, dönümde 400 kilo üzüm alacak diye bildiriyor ama bunun tamamını alır mı, o da belli değil. Ben Sarıgöl’de çiftçilik yapıyorum. Normalde burada kurutmalık üzüm çok olmuyordu ama bu seneki doğal olaylar nedeniyle üzümlerde çatlamalar oluştu. Bu yüzden geçen seneye göre kurutanlar arttı. Şu an da çiftçi kuruttuğu üzümü bekliyor. Nereye vereceğini bilemiyor. Tüccara gitse 20 TL, TMO henüz alım yapmıyor. Çiftçi bir an önce üzümünü verip, parasını alıp borcunu ödese. O da yok. Yani şu anda çiftçide bir sahipsizlik, belirsizlik ve umutsuzluk var. Bu fiyatlar tatmin edici değil. Dönümde saatine 300 TL’ye bağ sulayan çiftçi nasıl çıkabilir bu işin içinden. Daha üzümü hasat etmeden elektrik fiyatlarına gelen zamlar belli. Mazotu bugün indiriyorlar, yarın yine zam yapıyorlar. Tüccar şu an serbest piyasada 20 TL’ ye üzüm alıyor."

Geçen yıl mazot 6 TL, kuru üzüm 13 TL iken bu sene her ikisinin de 27 TL olduğuna dikkat çeken Yıldırım, “Mazot gideri belli. İşçi geçen yıl 80 TL’ydi, bu sene 220 TL. Geçen yıl 180 TL ’ye aldığımız bir ton gübrenin fiyatı şu an 800 TL ve hâlâ da artmaya devam ediyor. Kişisel olarak yediğimizi, içtiğimizi hesaba katmıyoruz bile” dedi.

‘ETİKETE BAKARAK ALIŞVERİŞ YAPIYORUM’

İsmini vermek istemeyen bir çiftçi de, “Her sene bu işi yapmayacağım diyorum, masrafları karşılayamıyorum” ifadelerini kullandı. Geçinemediği için bu işi yapmak zorunda olduğunu  söyleyen çiftçi, şunları kaydetti:

“Başka bir meslek bilmiyorum. Bu geçen sene de aynıydı, bu yıl kriz dönemi de aynı. Hep eksiyle gidiyoruz. Girdiler çok fazla. Cumhurbaşkanı kuru üzüm fiyatını 27 TL olarak açıkladı. Benim beklentim, 30 TL'nin üzerinde olmasıydı. 27 TL beni şaşırttı ama gördüm ki miting alanındaki vatandaş fiyattan memnun olmuş. Kuru üzüm, Tariş ya da tüccarlara satılıyor. Taban fiyatı 27 TL ama 25 TL’ye gider, 23 TL’ye gider. Böyle yaparak bizleri tüccarların insafına bıraktılar. Yani yine aracılar kazanıyor. Geçen yıl mazot 6,5 TL, üzüm 13 TL’ydi. Bu yıl mazot 25,6 TL, üzüm 27 TL. Yani değişen bir şey yok. Etikete bakarak alışveriş yapıyorum, bakmadan alışveriş yaptığımız vakit bu ülke güzel bir ülkedir. Etikete baktığımız sürece biz iyi bir ülke değiliz. Güzelini alamıyoruz, ucuzunu alıyoruz.”