Kayyım gitti, ışıkları da gidiyor

Mardin Büyükşehir Belediyesi’nin eski kayyımı tarafından Birinci Cadde’ye yapılan ışıklandırma hakkında Şanlıurfa Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu Müdürlüğü, “Dokuya aykırı olan galvaniz aydınlatma direklerinin kaldırılmasına” karar verdi. UNESCO Dünya Kültür Mirası Geçici Listesi’nde olan Mardin’le ilgili çalışmaları yakından izleyen Mardin Barosu Çevre, Kültür ve Hayvan Hakları Komisyonu sözcüsü Sezgin Dinç, “Buna benzer ihlalleri tespit ettikçe müdahale edeceğiz” dedi.

Google Haberlere Abone ol

MARDİN - Sivil Toplum Kurumları ve vatandaşların tepkisine rağmen Mardin Büyükşehir Belediyesi tarafından Birinci Caddenin aydınlatılması için elektrik direkleri dikildi. Şanlıurfa Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu Müdürlüğü tarafından, tarihi dokuyu bozduğu gerekçesi ile direklerin kaldırılması kararı alındı.

Işıklandırma, Mardin Büyükşehir Belediyesi’ne iki kez kayyım olarak atanan Mardin’in eski Valisi Mustafa Yaman tarafından gerçekleştirildi. 3 milyona mal olan ışıklandırma ihalesinin ise usulsüz yapıldığı ileri sürülmüştü. Usulsüz bir ihale ile yapılan ışıklandırma hakkında alınan iptal kararı nasıl uygulanacak? Kamuya ait 3 milyonu sorumsuzca harcayanlardan kim hesap soracak?

İptal kararı Mardin Barosu Çevre, Kültür ve Hayvan Hakları Komisyonu tarafından verilen itiraz dilekçesi üzerine alındı. Komisyonun sözcüsü Sezgin Dinç’e, yukarıdaki sorularla birlikte, ışıklandırmaya neden itiraz ettiklerini ve bundan sonra neler olacağını sorduk. Dinç, sorulara ayrıntılı ve bu nedenle uzun cevaplar verdi. Cevaplar uzun ama UNESCO Dünya Kültür Mirası Geçici Listesinde olana Mardin, ilgiyi hak ediyor.

Mardin caddesinde yapılan ışıklandırmaya neden itiraz ettiniz?

Ülkemiz, tarihsel kronoloji açısından en eski uygarlıklardan günümüze kadar birbirinden çok farklı medeniyetlere ev sahipliği yaparak onlara ait çeşitli eserleri bünyesinde bulunduran, Anadolu'nun sahip olduğu köklü tarihsel miras nedeniyle de dünya tarihi açısından çeşitli kültür envanterine sahip ülkelerden biridir. İlimiz Mardin de bu çeşitliliği haiz yerlerin başında gelmektedir.

Sezgin Dinç

Bu çeşitliliğin devamının sağlanması ve gelecek nesillere aktarılması, bu uygarlıklardan bize miras kalan ve şehrimizin hafızası ve kimliği mahiyetindeki yapıların sahiplenilerek korunması ile mümkündür. Bu durum zengin tarihi çevrenin yaşatılması bakımından önemlidir.

Belgesel değeri, estetik yönü, turizm getirisi ve sair hususlar dikkate alınınca, kültür ve tabiat varlıklarının korunması daha da önemli hale gelmektedir. Dolaysıyla bu varlıklar hakkında sehven de olsa uygulanan bir yanlışlık yahut gösterilen bir ihmalin, telafisi mümkün olmayan zararlara sebep olabileceği malumdur.

Bu itibarla şehrin mirasının korunması ve dokusunun yaşatılması konusunda başta Baromuz ve bütün kamu kurumları olmak üzere herkes sorumluluk altındadır.

ULUSAL VE ULUSLARARASI MEVZUAT

Evrensel tarihsel mirasın korunması konusundaki önem hem uluslararası hem de ulusal mevzuatta çeşitli metinlerde üzerinde durulmuş, ülkemizde de yaklaşık 150 yıldır bu konu tartışılmaktadır.

Söz gelimi 1869, 1874, 1884 ve 1906 tarihli Âsar-ı Atika Nizamnameleri'nden 1912 tarihli Muhafaza-i Abidat Nizamnamesi'ne, 1973 tarih ve 1710 sayılı Eski Eserler Kanunu'ndan 1983 tarih ve 2863 sayılı KvTVKK 'na kadar, konu ile ilgili bütün düzenlemelerde asıl hedefin kültür ve tabiat varlıklarının korunması ve hukuka aykırı müdahaleler karşısında korunması olduğu bir gerçektir.

Ayrıca 19.04.2003 tarihli Bartın-Amasra Bildirgesi'nde tarihî yapılara dair yapılan değerlendirmeler, bu hassasiyetin en güncel adımlarından biri olarak gösterilebilir.

Söz konusu aydınlatma komisyonu kararlarına istinaden yapılan ve halen mevcut aydınlatmalar ne sokakların tarihî dokusuna ne estetiğe uygundur. İlaveten modern olmayan eskiyi andıran apliklerin kullanılması kararlaştırılmışsa da direkler demirden yapılı olup eskiyi andırması bir yana son derece modern görünümlüdür.

Dolaysıyla bu aydınlatma armatürleri şehrin tarihi dokusuna, şehircilik ilkelerine, planlama esaslarına, kamu yararına, 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu ile Kültür Varlıklarını Koruma İlke Kararlarına aykırı bir şekilde konulmuştur.

İTİRAZIN 5 NEDENİ

Ayrıca şehrin kendine has koşulları ve dokusu dikkate alınmadan yapılmıştır.

Örnek kabilinden;

1- Bebek arabaları ve tekerlekli sandalyeler kaldırımdan geçememektedir.

Tarihi caddede bulunan ve zaten yeterince dar olan kaldırımlar, aydınlatma direkleri sebebiyle daha da daralmıştır. Bu haliyle özellikle bebek arabalarının, engelli ve yaşlı bireylerin tekerlekli sandalyelerinin kaldırımdan geçişi zorlaşmış, kimi yerde imkansız hale gelmiştir. Bu durumda bu tür araçlar caddeyi kullanmak zorunda kalmaktadır. Caddenin tek şeritli olduğu dikkate alınınca ortaya hayli vahim bir durum ortaya çıkmaktadır. Bu durum istenmeyen olayların yaşanması da sebebiyet verebilir.

Ayrıca kaldırımların daralması ve geçişlerin zorlaşması sebebiyle engelli bireylerin, günlük işlerini yapmaları zorlaşmaktadır. Oysa Anayasa md. 61'e göre; Devlet, sakatların korunmalarını ve toplum hayatına intibaklarını sağlayıcı tedbirleri alır.

Bahse konu ışıklandırma direkleri, engelli vatandaşların toplumsal hayata intibaklarını sağlamak bir yana, hayatı onlar için çekilmez hale getirmiştir.

2- Hamallar çalışamaz durumdadır.

Tarihî Mardin'in yokuşlu olması ve sokaklarının araç geçişine elverişli olmaması sebebiyle yükler hâlâ hamallarla taşınmaktadır. Bu şehrin en eski realitelerinden biridir. Hatta, şehrin kültürel mirasıdır. Yüzlerce kişi bu meslek vesilesiyle ailesini geçindirmektedir. Fakat kaldırımların direkler sebebiyle daraltılması, bebek arabaları ve tekerlekli sandalyeler kadar hamalların da işini yapmasını zorlaştırmaktadır. Çünkü hamallar ağır yükleri üç tekerlekli araçlarla taşımaktadır.

3- Halk memnun değildir.

Yöre halkı direklerden memnun değildir. Yörenin su, elektrik, ısıtma gibi çok daha temel ve ciddi problemleri varken, gösterişten başka pek bir özelliği olmayan direklerin yapılması şehre bir kazanım sağlamamıştır. Tersine zarar vermiştir. Bu ışıklandırmaların ihtiyaçtan ziyade keyfî olarak yapıldığı neredeyse ittifakla beyan edilmektedir.

27.07.2013 tarih ve 28720 sayılı RG’de yayımlanan Genel Aydınlatma Yönetmeliği 12. Maddesine göre; Genel aydınlatmaya ilişkin vatandaşlar ile anket çalışması yapabilir. Bu hükümden anlaşılmaktadır ki Yönetmelik, aydınlatma konusunda vatandaşın fikrine önem verilmesini telkin etmiştir. Ancak idare bu düzenlemeyi dikkate almadan ışıklandırma yapmıştır. Armatürler yapılırken anket ve sair yöntemlerle vatandaşların fikrine başvurulabilirdi ve fakat buna nedense ihtiyaç duyulmamıştır.

4- Şehrin tarihî dokusu bozulmuştur.

Aydınlatma direkleri, görsel olarak şehrin tarihî ve estetik dokusuyla uyumlu değildir. Diyarbakırkapı’ya varmadan başlayan direkler, şehre girişte ilk başta dikkat çeken bir demir yığını olarak sağlı sollu uzanmaktadır. Görüntü kirliliğine sebep olmaktadır.

Mezkur Yönetmelikte Genel aydınlatma tesislerinin kurulacağı yerlerin tarihi ve kültürel özellikleriyle uyumu konusunda karar alabilir hükmü mevcuttur. Ancak idare buna da önem vermemiştir. Armatürler, Mardin'in tarihsel ve estetik görünümü hiçe sayılarak yapılmıştır.

5- Işıklandırma, hassas tarihî dokuya zarar verebilir.

Tarihî mekanlar her türlü ışıklandırma ile değil, özel yöntemlerle ışıklandırılır. Işıklandırma yöntemi ve usûlü sınırlandırılmaya tabi tutulmaktadır. Işığın rengi, yönü, kuvveti gibi hususlar, tarihî mekanlar için önemlidir. Bahse konu aydınlatmaların bu hassasiyetle yapılmadığı açıktır. Işığın renginin, şiddetinin ve sair hususların tarihî dokuya zarar vermesi pek muhtemeldir.

Daha nice olumsuzlukları tespit edilen bu direklerin yapımı ve varlığı, işlemlerin hukuka uygunluk sebeplerinden sebep ve amaç unsurunun açıkça ihlalidir.

Direklerin konulmasındaki amacın 1. caddenin aydınlatılması olsa da bu amaç ölçüsüz bir şekilde ve kamu yararı amacı taşımadan yapılmıştır.

‘DİREKLERİN KALDIRILMASINA’ KARAR VERİLDİ

Bu sebeplerle, Mardin’in 1. Cadde üzerindeki aydınlatma ışıkları, şehrin tarihi dokusu ve özgün koşulları dikkate alınmadan yapıldığından ve dayanak işlemler hukuka açıkça aykırı olduğundan; işlemin çok ciddi ve ağır ölçüde hukuka aykırı olması sebebiyle ışıklandırmaya dair tesis edilen işlemin geri alınmasını Baro olarak, Şanlıurfa Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu Müdürlüğünden talep ettik.

Şanlıurfa Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu Müdürlüğü de talebimiz doğrultusunda “Dokuya aykırı olan galvaniz aydınlatma direklerinin kaldırılmasına” karar verdi.

BELEDİYEDEN CEVAP BEKLİYORUZ

İtirazınız haklı bulundu. Bundan sonra ne olacak?

Karar Baromuza tebliğ edildi. Ayrıca karar Mardin Büyükşehir Belediyesine de tebliğ edildi. Şanlıurfa Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu Müdürlüğü kararında da söz edildiği üzere koruma amaçlı imar planı hükümlerine ve koruma bölge kurulu kararlarına aykırı uygulamaların giderilmesi için gerekli işlemler KUDEB tarafından yerine getirilir.

Biz de Baro olarak Büyükşehir Belediyesine kararın icrası için, yani ışıklandırma direklerinin kaldırılması için başvuruda bulunduk. Belediye başvurumuza henüz herhangi bir cevap vermedi.

İhale sürecinde de usulsüzlük olduğu belirtiliyor. Bu konuda ne söylemek istersiniz?

İhale sürecinde usulsüzlük olduğu yönünde bizim bir iddiamız yok. Buna dair elimizde herhangi bir belge de yok. Ancak, basına da yansıdığı üzere ışıklandırmanın maliyeti konusunda birçok söylenti olduğundan konu müfettişlerin gündeminde olması gerektiğini düşünüyoruz.

'FAİZİYLE BİRLİKTE TAHSİL EDİLMELİ'

Işıklandırma bir masraf. Işıklandırmayı kaldırmak ayrı bir masraf. Sürecin başından beri usulsüzlük varsa harcanan para kimden tahsil edilecek ya da kimden tahsil edilmesi gerekiyor?

5018 sayılı Kamu Malî Yönetimi ve Kontrol Kanununun 71 maddesinde belirtildiği gibi, İş, mal veya hizmetin rayiç bedelinden daha yüksek fiyatla alınması veya yaptırılması kamu zararıdır. Kontrol, denetim, inceleme, kesin hükme bağlama veya yargılama sonucunda tespit edilen kamu zararı, zararın oluştuğu tarihten itibaren ilgili mevzuatına göre hesaplanacak faiziyle birlikte ilgililerden tahsil edilir. Bu husus, Kamu Zararlarının Tahsiline İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmeliğin 5. Maddesinde ise, “5018 sayılı Kamu Malî Yönetimi ve Kontrol Kanununun ilgili maddeleri gereğince, kamu görevlileri; kamu kaynaklarının etkili, ekonomik, verimli ve hukuka uygun olarak elde edilmesinden, yönetilmesinden, kullanılmasından, korunmasından, kötüye kullanılmaması ve her an hizmete hazır bulundurulması için gerekli önlemlerin alınmasından sorumludurlar. Kontrol, denetim, inceleme, kesin hükme bağlama veya yargılama sonucunda tespit edilen kamu zararının geri ödenmesi sürecine, kamu görevlileriyle birlikte ilgililer de dahil edilir” denilmektedir. Burada kamu görevlileriyle birlikte ayrıca sözü edilen ilgili, kendisine yersiz veya fazla ödeme yapılan gerçek ve/veya tüzel kişi ya da kişileri ifade etmektedir. Kanundan anlaşılacağı gibi kamu görevlilerinin mevzuata aykırı karar, işlem veya eyleminin varlığı nedeniyle yapılan masraflar kamu zararı olup bu zarar ışıklandırma direklerinin konulmasına dair ilgili kararda yer alan kamu görevlileri ile işi alan ilgili kişilerden tahsili gerekmektedir.

İCRAİ VE İHMALİ EYLEMLER

Mardin’in tarihi dokusunu bozan ve baronun takip ettiği benzer müdahaleler var mı?

Sadece Mardin merkez konusunda değil, Mardin'in tüm ilçelerinde tarihi yapılar ve sit alanları mevcut olduğundan Baromuz ve komisyonumuz bu varlıkların korunması konusunda da kendini sorumlu görmektedir. Biliyorsunuz Mardin tarihî ve çok kimlikli bir şehirdir. Civar şehirlere göre bu vasfı ile öne çıkmaktadır. Bu vasfını korumanın hem şehrin ruhu hem turizm bakımından önemli olduğunu düşünüyoruz. Bu doğrultuda Mardin’in ilçeleri dahil olmak üzere Mardin’de bulunan tescilli bütün tarihi yapıları yerinde incelemek ve tespit edilen ihlalleri gidermek için ilgili yerlere başvurmayı düşünüyoruz.

Tarihi dokuyu bozmak, icrai bir eylemle olabileceği gibi ihmali bir eylemle de olabilir. Mardin’de iki duruma da rastlamak mümkün. Örneğin ışıklandırma konusu, tarihi dokuyu icrai bir eylemle bozmaya örnektir. Ama mesela şu duruma ihmali bir eylemle tarihi dokuyu bozmak olarak bakıyoruz.

AYN YEHUD ÇEŞMESİ İÇİN ÖDENEK

Artuklu İlçesi Yenikapı Mahallesi’nde Ayn Yehud Çeşmesi var. Arada kalmış bir çeşme. Bu çeşme adından da anlaşıldığı üzere Yahudi çeşmesi demek. Bilirsiniz bundan yaklaşık 60 sene öncesine kadar şehrimizde Yahudi dinine mensup yurttaşlarımız da yaşamaktaydı. Evleri bu çeşmenin hemen yanında idi. Hatta bu çeşmeye yakın bir yerde eskiden sinagog olduğu ama şimdi kullanılmadığı da söylenmektedir. Daha sonra resmi kayıtlara baktığımızda bu çeşmenin adının YAKUDİ olarak yazıldığını ve bu şekilde tescil edildiğini fark ettik. Oysa o çeşme kadimden bu yana Ayn Yehud olarak bilinmektedir. Dediğim gibi şehrin çok dinli, çok milletli kimliğine sahip çıkmak şehrin tarihi dokusu ile yakından ilgilidir. Biz çeşmenin isminin yanlış kaydedilmiş olmasını doğru bulmadık ve Şanlıurfa Kültür Varlıklarını Koruma Kurulu’na yaptığımız başvuru neticesinde, çeşmenin adını aslına uygun olarak Ayn Yehud olarak düzelttirdik. Yoksa ne olurdu, bu şehirde eskiden Yahudi yurttaşların yaşadığına ilişkin en büyük tarihi belge birkaç yıl sonra yok olup giderdi. Bu tarihi dokuya ihmal ederek bozmak değil midir? Akabinde çeşmenin üzerinde bir bilgilendirme levhası/ künye astırmak, çeşmenin üzerinde mahalle çocuklarının yazdığı yazıları sildirmek için Artuklu Belediyesine ve Büyükşehir Belediyesi KUDEB birimine başvurular yaptık. Amacımız çeşmeyi korumaya almaktır. Şimdilik yeterli bütçe olmadığı gerekçesiyle talebimiz bekletilmektedir ancak başladığımız işi bitirmeyi düşünüyoruz. Belediyeden veya Turizm Bakanlığı’ndan bir ödenek bulmaya çalışacağız.

RES PROJESİ İNCELENİYOR

Bunlar dışında, Derik ve Mazıdağı ilçeleri sınırlarında Rüzgar Enerjisi Santralleri yapılması planlanmaktadır. Bu santrallerin yapımı esnasında veya yapılması sebebiyle çevredeki doğal yaşamın, yöre halkının sağlık haklarının ve yakınlarındaki sit alanlarının ne derece etkileneceğinin tespitine dair bir çalışma yürütüyoruz. Rüzgar Enerjisi Santralleri sebebiyle insan sağlığına, doğaya ve sit alanlarına zarar verileceği konusunda kesin sonuçlara varmamız halinde buna ilişkin de hukuki girişimlerimiz olacaktır. Buna benzer ihlalleri tespit ettikçe müdahale edeceğiz.