AB’nin Rus gazıyla imtihanı: LNG yaptırım paketi ve Ukrayna
AB verileri hali hazırda Rusya’nın gaz denkleminden kolayca dışlanmayacağını gösteriyor. Gaz anlaşması Aralık 2024’te bittiğinde Ukrayna savaş teçhizatı açısından değilse de ekonomik açıdan kendi kaderine terk edilecek. Batı’nın desteklediği ve Rusya ile Batı arasında bir savaşa dönen bu denklemde en çok bedeli Ukrayna ödüyor.
Ukrayna Savaşı’ndan kısa süre sonra AB gazda bağımlılığının yüzde 40’ın üzerinde olduğu Rusya’ya dönük bir dizi yaptırım paketini hayata geçirdi. Nihayetinde Haziran 2024’te Rusya’nın LNG aktarımına dönük maddeler içeren yaptırım paketi AB tarafından kabul edildi. Yaptırım paketlerinin amacı, Ukrayna Savaşı’nda Rusya’nın gaz gelirleri üzerinden savaşı finanse etmesine engel olmaktı. Öte yandan Ukrayna ile Rusya arasında yıl sonunda bitecek olan transit gaz anlaşması AB’yi gaz ve ekonomik alternatif bulmaya itecek gibi görünüyor. Bu yazıda AB’nin Rusya’ya bağımlılığını frenleyip frenlemediğine ve Ukrayna’ya alternatif gelir yaratma konusunun önemine bakacağız.
AB’NİN LNG YAPTIRIMLARI PAKETİ NE İÇERİYOR?
Haziran 2024’te AB’nin kabul ettiği 14’üncü yaptırım paketi ‘AB Rusya’nın LNG aktarımını hedef aldı’ şeklindeki ifadelerle paylaşıldı, ancak gerçek çok öyle değil. Yaptırım paketinin LNG odaklı maddeleri şöyle:
- Rus LNG'sinin AB limanları üzerinden AB üyesi olmayan ülkelere aktarımının yasaklanması.
- Rus LNG'sinin AB'ye bağlı olmayan doğal gaz sistemleri ve terminaller üzerinden ithalatının yasaklanması.
- Rusya’nın yapımı süren LNG projeleri için mal, teknoloji veya hizmet sağlamanın yasaklanması.
Bu üç maddeye de dikkatli biçimde bakıldığında AB’nin aslında iki amaçla hareket ettiği söylenebilir. İlk olarak Rusya’nın lojistik maliyeti azaltmak için AB’yi bir aktarım/geçiş adresi olarak kullanmasına engel olmak. Yani Rusya’ya ‘benim limanlarıma gelip, gemi değiştirip bunu başka yere satamazsın’ dendi. İkinci madde, AB genel gaz sistemine bağlı terminalleri hedef almıyor, İsveç ve Finlandiya’daki etki gücü sınırlı bazı küçük terminalleri odağa aldı. Son madde inşa halindeki projeleri hedef alıyor ki burada akla Arctic LNG 2 ve Murmansk LNG projeleri gelecektir. LNG projeleri zaten ABD yaptırımlarıyla uyumlu. Bu konuda Rusya’ya özellikle teknolojik destek verilmemesi gerektiği kayıt altına alındı. Peki bu paket Rusya’nın AB’ye LNG satışına engel olur mu?
YAPTIRIM PAKETİ RUSYA’NIN LNG ARZINI ARTIRABİLİR
Yukarıda değinilen soruya yanıt vermeden önce Ukrayna Savaşı’ndan bu yana Rusya ile AB arasındaki gaz alışverişine bakmak yerinde olacak. Savaşla beraber AB’nin Rus gazına fren politikası en belirgin şekilde boru hatlarında görüldü ve çıkış tarihi olarak 2027 işaret edildi. Alınan kararlar ışığında Rusya’nın AB’ye enerji ihracı ciddi bir şekilde düştü. Verilere bakacak olursak Rusya, 2021’de boru hatları üzerinden AB’ye 142 bcm gaz aktarırken bu, 2023’te 26 bcm’e geriledi. Gerilemenin nedenleri üç başlıkta toplanabilir. İlk olarak Rus gaz arzını etkileyen boru hattı ihracat kapasitesinin mevcut olmaması (örneğin kesintiye uğrayan türbin onarım ve bakım döngüsü ve bunu takip eden Kuzey Akım patlamalarının boru hatlarını çalışmaz hale getirmesi). İkincisi, Finlandiya ve Polonya gibi bazı üye devletlerin yeni ruble ile ödeme planına geçmeyi reddetmesi ve bunun sonucunda Rus gaz arzının kesilmesi. Son olarak Baltık devletleri (Estonya, Litvanya ve Letonya) gibi bazı üyelerin Rus gazı ithalatına yönelik ulusal yasak kararı almaları. Boru hatları cephesinde bunlar yaşanırken LNG’de ne oldu?
Rusya’nın AB’ye LNG ihracatı 2021’de 18.2 bcm, 2022’de 21.2 bcm’ye çıktı. 2023’te göreli bir düşüşle 20.7 bcm seviyesinde kaldı. AB Enerji Birliği’nin son raporuna göre Rusya’nın AB gaz piyasasındaki payı 2024’ün ilk altı ayında yüzde 18. Ayrıca boru hatları üzerinden aktarımda bir yükseliş dikkat çekiyor. Öte yandan LNG ayağında ciddi bir değişim şimdilik görülmüyor. Bununla beraber ABD’den gelen LNG miktarı geçen yıla göre yüzde 20’den fazla azaldı. ABD Enerji Enformasyon Dairesi’ne göre ABD’nin Avrupa’ya LNG satışında düşüş görülürken Asya satışları yüzde 40 arttı. AB’nin talebinde ciddi bir değişim olmadığı durumda bu açık Rusya tarafından doldurulabilir.
Bu çerçevede yukarıdaki soruya yanıt verirsek, AB’nin yeni yaptırım paketi Rusya’nın aktardığı LNG miktarının arzını azaltmak bir yana artırabilir. Açıklamak gerekirse; paket AB limanlarından başka adreslere aktarıma set çekiyor, ancak AB ve AB içi satışa bir yasak getirmiyor. Rusya bu durumda AB içine bu gazı satmayı lojistik maliyet hesaplarına göre tercih edebilir. Washington kâr hesabıyla yönünü Asya’ya çevirmişken, Moskova kâr zarar hesabından öte jeopolitik olarak “hala Avrupa pazarındayım” iddiasını güçlendirmek için maliyeti öteleyerek arz artışına odaklanabilir.
UKRAYNA ANLAŞMADAN ÇEKİLİYOR ŞİMDİ NE OLACAK?
AB enerji piyasası açısından beklenen bir diğer sorun Ukrayna ile Gazprom arasında 2019’dan bu yana yürürlükte olan transit anlaşmasının yıl sonunda yenilenmeyecek olması. Bu çerçevede Slovakya (3.2 bcm), Avusturya (5.2 bcm) ve Moldova (2 bcm) en fazla etkilenen ülkeler olacak. Bu ülkelerin yanında İtalyan ve Macaristan da Ukrayna’dan gelen gazı alıyordu. Bu durum iki soruna gebe. İlk olarak AB açısından bu üyelerin gaza erişimi sağlanmalı. İkincisi Ukrayna’nın yıllık 1.5 milyar doların üzerindeki transit geçiş gelirinin yerine konması gerekiyor.
Anlaşmanın iptali kaynaklı arz dar boğazı büyük ihtimalle daha fazla LNG alımı, gazın diğer üyelerden bu üyelere aktarımıyla çözülecek. Ancak denkleme borçlanma ve ödemede sorun yaşayan Ukrayna ekonomisi dahil olduğunda AB’nin kendisini kurtarıp Ukrayna’ya destek olmaması savaşın seyrine doğrudan etki edecek nitelikte. Ukrayna’nın kamu harcamaları 2021’de Gayri Safi Yurtiçi Hasılası’nın (GSYH) yüzde 40’ına denk geliyordu. 2023’te bu oran yüzde 75’e çıktı. Buna bağlı olarak kamu borcu da GSYH’nin yüzde 84’üne ulaştı. Ukrayna IMF ve diğer kreditörlerle borç müzakerelerini sürdürüyor, ancak net bir sonuç alabilmiş değil. İşte bu durumda Brüksel, Kiev’e alternatif gelir sağlayacak bir formül bulmak durumunda. Bu bağlamda sık sık Azerbaycan’ın adının geçmesinin nedenlerinden biri de bu. Ancak bu görüşmelerden şu ana kadar bir sonuç alınamadı. Açık olan Ocak 2025 itibariyle Ukrayna’nın gelirlerinde düşüş görülecek ve borç sarmalı büyüyecek.
Sonuç olarak AB verileri hali hazırda Rusya’nın gaz denkleminden kolayca dışlanmayacağını gösteriyor. Elbette Rusya’nın yüzde 45’lerden yüzde 15’lere gerileyen payı dikkate değer bir mesafe alındığını gösteriyor. Bazı üyeler bu çerçevede alımlarını Norveç, ABD, Katar ve Cezayir gibi ülkelere kaydırsa da Rusya’ya bağımlılığı süren üyeler ve Rusya’dan LNG almayı tercih eden Fransa (Rusya’dan en fazla LNG alan AB üyesi) gibi bazı üyelerin varlığı Rusya’nın AB piyasasındaki varlığını perçinliyor.
ABD’nin yılın ikinci yarısında LNG satışında bir artış görülmezse Rusya’dan alınan LNG’de bir önceki yıla göre artış da görülebilir. Son LNG yaptırım paketiyle Rusya arzını arttırmaya çalışacaktır.
Öte yandan borç kriziyle yüz yüze kalmak üzere olan Ukrayna için AB ve ABD bir formül bulmak zorunda, yardımdan öte Ukrayna’nın sabit gelire ihtiyacı var. Eğer bu adım, gaz anlaşması Aralık 2024’te bitmeden atılmazsa Ukrayna savaş teçhizatı açısından değilse de ekonomik açıdan kendi kaderine terk edilecek. Oysa biliyoruz ki Batı’nın desteklediği ve Rusya ile Batı arasında bir savaşa dönen bu denklemde en çok bedeli Ukrayna ödüyor. Bu nedenle yıl sonuna kadar atılacak adımlar savaşın seyrine dönük de bazı ipuçları sunacak.
Mühdan Sağlam Kimdir?
Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Uluslararası İlişkiler Anabilim Dalı’nda doktorasını yapmıştır. Enerji politikaları, ekonomi-politik, devlet-enerji şirketleri ilişkileri, Rus dış politikası ve enerji politikaları, Avrasya enerji politiği temel ilgi alanlarıdır. Gazprom’un Rusyası (2014, Siyasal Kitabevi) isimli kitabın yazarı olup, enerji ve ekonomi-politik eksenli yazıları mevcuttur. Barış için Akademisyenler “Bu Suça Ortak Olmayacağız” bildirisini imzaladığı için 7 Şubat 2017'de çıkan 686 sayılı KHK ile üniversiteden ihraç edilmiştir. 8 Kasım 2023'te Ankara İdare Mahkemesi kararıyla Mardin Artuklu Üniversitesi'ndeki görevine iade edilmiş, ancak 27 Şubat 2024'te İstinaf Mahkemesi kararıyla yeniden ihraç edilmiştir. 2017-2023 yılları arasında aralarında Gazete Duvar, Almonitor, Kısa Dalga ve Artı Gerçek'in de bulunduğu medya kuruluşlarında çalışmıştır.
İklim değişimiyle mücadelenin yeni çözümü nükleere enerji mi? 25 Eylül 2024
Doç. Dr. Bıçakcı: Türkiye siber diplomaside geri kaldı 23 Eylül 2024
Türkiye BRICS’e neden katılmak istiyor? 11 Eylül 2024
'Musk, X üzerinden doğrudan Lula Da Silva'yı hedef alıyor' 08 Eylül 2024 YAZARIN TÜM YAZILARI