Diyarbakır’ın 'oturma odaları' bozuluyor

Şeyh Said Meydan’ı Diyarbakır’ın en büyük meydanıdır. Binlerce insan burada hiç oyalanmadan gelip geçer her gün. Konuk Evi ve Ulu Cami meydanları ise insanların buluşma, muhabbet etme, dinlenme mekanıdır. Kayyımın yönettiği Büyükşehir Belediyesi bu iki meydana müdahale ederek insanları birbirinden uzak tutuyor.

Google Haberlere Abone ol

DİYARBAKIR - Yüksek Kahve’de çay içip, küçük meydanda yapılan çalışmalara bakıyordum. Garson, “Yüksek Kahve eskisi gibi olamayacak” dedi, “Öldürdüler meydanı.” Buradaki kahveler, güneşli kış günleri dahil, küçük masaları, kûrsîleri dışarı çıkarır, meydan muhabbet alanına döner. Yıllardır bu böyle. Ancak son aylarda yapılan çalışmalar nedeniyle meydanın keyfi kaçmış durumda. Kahveciler ile meydanın müdavimleri arasında bir köşe kapmaca yaşanıyor aylardır. Çalışmanın yapılmadığı ya da çalışmanın henüz bittiği alanlara anında kûrsîler taşınıyor. Mekanları ellerinden alınmış, mutsuzluk ve çaresizlik içinde, işçilere hiç bakmadan, kendi aralarında muhabbete devam ediyorlar.

“Dünyanın parasını harcadılar ama ne yaptılar biz de anlamadık” diyor garson. “Bu direkleri niye koydular buraya? Bu direkler ne anlama geliyor, bilmiyoruz.” Meydanın ortasına monte edilmiş uzun direklerin üzerine branda çekilmiş, belki birkaç bank koyacaklardır brandanın altında.

AĞAÇ DİKMEYİ AKIL EDEMEMEK

Garson, meydanda ne yapılmak istendiğini bilmiyordu. Haksız da sayılmazdı. Çünkü meydanda yürütülen çalışmayla ilgili bilgi veren bir levha da yok. Her gün buradan geçmeme rağmen belki sadece ben görmedim. Meydana karolar döşenmiş, sonra kim bilir neden, sökülmüş ve bir kez daha döşenmiş. Garson, “Parayı böyle götürüyorlar” diyerek müteahhidin fırsatçılığından dem vuruyor.

Meydanın Konuk Evi’ne cepheden bakan tarafına çardak yapıldı. Yan tarafa beton şekiller konuldu. Bu beton masaların etrafına oturacak şeyler konulacağı söyleniyor. Başka? Meydana tahta döşeniyor.

Yaşlı bir adam yerinden kalkarak yanıma geldi. Döşenen tahtaları gösterdi. “Açık yere tahta döşenir mi hiç? Yağmur yağacak, tahtanın altında su birikecek, koku yapacak sonra da çürüyüp gidecek. Yazık değil mi bu kadar paraya?” dedi.

Bir şey demedim. Garson ve yaşlı adamla birlikte, meydana tahta döşeyen işçilere baktık. Kimse neden ağaç dikmeyi akıl edemedi, diye kendi kendime düşündüm.

Can sıkıntısıyla işçilere bakan yaşlı adam, “Bize yine iş çıkardılar. Mart’ta belediyeyi alınca bunları sökmemiz gerekecek” dedi kendi kendine konuşur gibi.

BİR MEYDANI YOK ETME GİRİŞİMİ

Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi’ne ait Konuk Evi bazalt taşlarıyla inşa edilmiş. Binanın bir kısmını bir süre Demokratik Toplum Kongresi (DTK) kullandı. Belediyeye kayyım atandıktan sonra DTK buradan taşındı. Kayyımların ortak icraatlarından biri olan Bilgi Evi olarak işlev görüyor şimdi. Yan tarafı Aram Kitabevi kullanıyordu kayyımdan önce. Burası Türkiye’de açılan ilk Millet Kıraathanesi oldu. DTK buradayken birçok siyasi açıklama yapıldı, kitlesel eylemler bu meydanda gerçekleştirildi.

Konukevi’nin önündeki küçük meydan değiştiriliyor. Ama aslında yok ediliyor da denilebilir. Tıpkı Ulu Cami’nin önündeki meydan gibi. Ulu Cami’nin önündeki meydan, her daim hareketli Gazi Caddesi’nin üzerinde bulunuyor. Aynı zamanda meydan geleneğine uygun olarak Sûka Şewitî ve Bakırcılar Çarşısı’na da komşu. Böyle olunca caminin önü, neredeyse günün her saati kalabalıktı. Meydandaki kûrsîlerde oturup çay içmek, muhabbet etmek Diyarbakırlıların vazgeçmediği bir alışkanlık.

Kayyım atandıktan sonra Büyükşehir Belediyesi burada kimi çevre düzenlemeleri yaptı ve uzun süre meydan kapalı kaldı. Ardından manasız bir görüntü çıktı ortaya. Ama insanlar buna pek aldırmadı ve bu ortak alanı kullanmaya devam etti. Belediye bu sefer zabıtaları dikti meydana ve insanların birlikte oturmasının önüne geçti.

OTURMA ODASINA MÜDAHALE

Dağkapı’daki Şeyh Said Meydanı Diyarbakır’ın en büyük meydanıdır. Buradan her gün binlerce insan gelip geçer hiç oyalanmadan. Oturacak bir yer yoktur ya da burada oturmak gibi bir alışkanlık edinmemiştir Diyarbakırlılar. Zaten, özellikle yaz günleri, burada oturmak da mümkün değildir. Tek ağacın gölgesi yoktur meydanda ve tepedeki güneş yakarken aynı şekilde bastığınız beton da yakar.

Hem Konuk Evi hem de Ulu Cami Meydanı ise küçüktür. Burada insanlar neredeyse sırt sırta otururlar. Ama bundan kimse rahatsız değildir, tam tersine birlikte olmanın, bir şeyler tartışmanın, kendi aralarında eğlenmenin keyfini çıkarırlar.

Çünkü meydan dediğiniz böyle bir şeydir. Eğlenmek için, protesto için, dinlenmek için insanların bir araya geldiği mekanlardır. Kim demişti, hatırlamıyorum, “meydanlar şehrin oturma odasıdır” gibi bir cümle, bu nedenle kurulmuş olmalı. Konuk Evi ve Ulu Cami meydanları bu cümleyi haklı çıkaracak niteliktedir. Kayyımın yönettiği belediye, çevre düzenlemesiyle Diyarbakır’ın oturma odasına müdahale ediyor. Bir başka deyişle belediye, meydanları yok ederek, insanları birbirinden uzak tutuyor.