KHK'li öğretmenden cevizli sucuk: Her yerde filizlenmenin yöntemleri var

Mardin Eğitim-Sen eski Şube Başkanı Hamdullah Yıldırım ihraç edildikten sonra kendi köyünde cevizli sucuk yapmaya karar verdi. Yıldırım "Bulunduğumuz her yerde filizlenmenin yol ve yöntemleri var. Bunu yaratmak elimizde. Çünkü emekçiyiz" diyor.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - Mardin Eğitim-Sen eski Şube Başkanı Hamdullah Yıldırım ihraç edildikten sonra, ihraç edilen birçok akademisyen, öğretmen gibi, iş bulabilmek için yeni alternatifler aradı ve geçtiğimiz hafta Mardin'deki köyünde ailesinden öğrendiği cevizli sucuk yapımına başladı. Köylülerin ve akrabaların yardımıyla Yıldırım, cevizli sucuk yaparak isteyenlere kargoyla gönderiyor. Yıldırım, “Bulunduğumuz her yerde filizlenmenin yol ve yöntemleri var. Bunu yaratmak elimizde. Çünkü emekçiyiz” diyor.

EĞİTİM SEN'LE TANIŞMA SÜRECİ VE KÖY OKULLARI

Diyarbakır Dicle Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Kimya Bölümü mezunu Yıldırım, ataması olmayınca sınıf öğretmenliği sertifikası alarak sınıf öğretmenliği yapmaya başladı. 16 yıl boyunca kesintisiz sınıf öğretmenliği yapan Yıldırım, genelde köylerde öğretmenlik yaptı. Yıldırım'ın ilk görev yeri ise doğduğu yer olan Mardin'in Savur ilçesine bağlı Barman köyü. Daha sonra Mardin merkezde öğretmenlik yapmaya başlayan Yıldırım, “Sonraki yıllarda Mardin merkezde 90'lı yıllarda boşaltılan köylerden gelenlerin oluşturduğu, şehrin gettosu diyebileceğimiz mahallesindeki bir okul da çalıştım” diyerek Eğitim-Sen'le olan tanışmasını da şöyle anlatıyor: “Mardin merkeze geldiğim gibi kendim sendikaya giderek üye oldum. Savur ve köylerine neden örgütleme çalışmaları için gitmiyorsunuz eleştirisini getirip hemen o sene bir aktivist olarak arkadaşlarla beraber Savur ve köylerinde ilk örgütleme çalışmalarını başlattık.”

ÖNCE SÜRGÜN SONRA İHRAÇ...

Yıldırım'ın ihraç süreci, 15 Temmuz darbe girişimi öncesine dayanıyor. Yıldırım, 10 Ekim Ankara katliamından sonra Mardin Eğitim Sen-Şube Başkanı olarak Mardin'de organize ettikleri eylemlere dönük başlatılan adli ve idari soruşturmalarda Yüksek Disiplin Kurulu kararı ile 2016'nın Mart ayında Afyonkarahisar'a sürgün edildi. Daha sonra Yüksek Disiplin Kurulu Kararı ile Ağustos 2016'da memuriyetten men edilen Yıldırım, 1 Eylül 672 KHK'si ile öğretmenlikten ihraç edildi.

Yıldırım ihraç edildikten sonra yaşadığı sorunları anlatırken şöyle diyor: “Açıkçası hem öğrencilik hem öğretmenlik yıllarım boyunca kaderimiz haline gelen coğrafyamızda yaşananların içinde ve merkezinde kalarak beraber büyüdük. Yıllarca emek, demokrasi, özgürlük ve barış mücadelesi vermenin bu coğrafyada bir karşılığının ve bir bedelinin olduğunun bilinciyle her zaman hareket ettim. Coğrafyamızda yaşananların yanında benim ve benim gibi emek ve demokrasi mücadelesi verenler açısından bedelini mesleğiyle ödemek ağlayan annenin gözyaşının bir damlasının karşılığı değil, olamaz da. Yıllarca çalışarak, eşitsiz koşularda elde ettiğimiz öğretmenliğin kimsenin sadaka olarak vermediği hakkımız olan mesleğimizi elimizden alarak diz çöktüreceklerini sananlar tarih eninde sonunda yanıldıklarını gösterecek ve hesabını er geç verecekler.”

Hamdullah Yıldırım...

'CEVİZLİ SUCUK YAPMAYI AİLEMDEN ÖĞRENDİM'

Geçtiğimiz hafta Yıldırım, kendi köyünde mezrone üzümünden ve köyde yetişen cevizlerden cevizli sucuk yapmaya karar verdi. İsteyene cevizli sucukları kargoyla gönderen Yıldırım, şöyle devam ediyor: “Geleneksel yöntemlerle ailem bu cevizli sucukları, kendimi bildim bileli hem kendi ihtiyaçları hem de dostlarına hediye amaçlı yapmakta. Çok fazla emek ve titizlik gerektiği için ticari amaçlı yapmıyorlardı. Cevizli sucuk yapmayı ailemden öğrendim. Onların her yapım aşamasındaki katkıları ve destekleriyle, kapitalizmin etkisiyle fabrikasyona dönüşen organik olmayan cevizli sucuğun katıksız ve tamamıyla organik geleneksel yöntemlerle, gerçek tadında üretmek istedim. Ceviz toplama, kurutma, kırma, ipe dizme, üzüm toplama, üzümün suyunu çıkarma, kaynatma, benniyi daldırma ve kurutma... Cevizli sucuğun yapım aşamalarını oluşturuyor. Yani gerçek emekçi köylüler. Emeklerinin değerini şimdi daha iyi anlıyorum."

Yıldırım, bu süreçte kendisine en çok köylülerin ve ailesinin destek verdiğini söylüyor...

'YANLIŞ BİR ŞEY YAPMADIK'

Yıldırım kendisi gibi ihraç edilenlere şunları söylüyor: “İhraç edilen açığa alınan sürgün edilen ve cezaevinde bütün yoldaşlarım şunu bilmeliler büyük bir oyun içindeki egemenler iktidar mücadelerinin bedelini, büyük emeklerle ve bedellerle sahip olduklarımızı gasp ederek bedel ödetip biat edeceğimiz yanılgısına düşmesinler. Biz yanlış bir şey yapmadık. Emek mücadelesi verdik, demokrasi mücadelesi verdik, özgürlük ve barış mücadelesi verdik. Bu ülkede herkesin mutlu umutlu ve çocuklarımıza onurlu bir gelecek bırakmanın mücadelesini verdik. Bizlere bu adaletsizliği yaparak bizi kendimize getirdiler. Bize büyük çıkışlar yapmamızı kapitalist moderniteden arınıp doğamıza dönmeyi ve ekolojik bir yaşamı yeniden yaratma imkanını yakaladık. Emek mücadelesi verirken bir yandan halktan ve kitlesinden kopan bürokratikleşen elitleşen, orta sınıfın her türlü hastalığına kapılan memur zihniyetinden arınmak için yine tarihi bir sürecin içinde olduğumuzu söyleyebilirim. Devletin memuru olmadık. Hayata değer katan, devletin verdiği maaşa kendini bağlayan umutsuz ve çaresizlerden de olmadık ve olmayacağız. Hayatın her alanında biriktirdiğimiz tecrübelerimiz ile coğrafyamızın bize bıraktığı birikimleri harmanlayarak kendimizde, ailemizde ve çevremizde maddi manevi birikimler yaratabiliriz. Bulunduğumuz her yerde filizlenmenin yol ve yöntemleri var. Bunu yaratmak elimizde. Çünkü emekçiyiz. Mücadele de her yerde.”