TÜİK rakamları Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati’yi yalanlıyor

Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati, Türk Lirası değer kazandıkça ithalatın artacağını söyledi. Ancak rakamlar, TL değer kaybettikçe hem ihracatın hem de ithalatın arttığını ortaya koyuyor.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati, katıldığı bir televizyon programında Türk Lirası'nın (TL) değer kaybetmesiyle ilgili değerlendirmelerde bulundu. TL’deki değer kaybının ekonomik olarak ‘olumlu’ olduğu mesajını verdi. Nebati, TL’nin değer kazanmasının ithalatı ve işsizliği artıracağını belirterek şu ifadeleri kullandı: “Türk Lirası ne kadar çok değerli olursa, siz yurt dışına o kadar çok ithalatta bulunursunuz. Türkiye’de üretim yapmanıza ihtiyaç kalmaz, çünkü paranız çok değerli, getirir satarsınız.”

Bakan Nebati’nin aksine TÜİK’in rakamlarına bakıldığında ithalatta azalış yerine artış görülüyor. Nebati’nin sözünü ettiği 2017 yılında 1 dolar 3,8 TL idi. Söz konusu yıl, 157 milyar dolarlık ihracata karşılık 233,7 milyar dolar ithalat yapıldı. 2023 Ocak ayı itibariyle ise 1 dolar 18,81 TL oldu. 2022 yılında ise ihracat 254,2 milyar dolara, ithalat da 364,3 milyar dolara yükseldi. 5 yılda ihracat 91 milyar dolar, ithalat da 131 milyar dolar arttı.

Verilere göre, Nebati’nin söylediği gibi TL değer kaybettikçe ithalat azalmıyor. Nebati’nin söz konusu açıklamalarını akademisyen Oğuz Demir ve ekonomist Güldem Atabay yorumladı.

Akademisyen Oğuz Demir

‘KATMA DEĞERİ DÜŞÜK, EMEK YOĞUN ALANLARDA İHRACAT ARTIYOR’

Oğuz Demir’e ilk sorumuz, rakamlar ortadayken Nebati’nin hangi verilere dayanarak böyle bir değerlendirme yaptığı oluyor. Demir “Bakan Nebati, kitabi bilginin arkasına sığınıyor. Diyor ki ‘TL değersiz olursa ihracat çok olur.’ Bu bilgi, dünya ekonomisinde şartlara bağlı olarak değişiyor. Türkiye gibi üretimde bu kadar dışa bağımlı hale getirdiğiniz bir ülkede, ihracat yapmak için de ithalat yapmak zorunda kalıyorsunuz.

Türkiye bunu uzun yıllar tartıştı; TL’nin değeri üzerinden sürdürülecek bir rekabet gücü sürdürülebilir değil. ‘TL’yi değersiz hale getirelim, ihracatımız patlasın’ düşüncesi var da hangi tip ürünlerde ihracat 'patlıyor' ona bakmak lazım. Daha çok katma değeri düşük, emek yoğun endüstrilerde ihracat artıyor. Asıl mesele, Türkiye’nin dünyaya katma değeri yüksek mal satabilmesidir” diyor.

‘BU YOKSULLAŞTIRAN BİR İHRACAT’

Türkiye’de 2022 yılı enflasyonu TÜİK’e göre yüzde 64,2, ENAG’a göre yüzde 137,5.

TL, dolar karşısında değer kaybederek 19 TL bandını zorlamaya başladı. 2022 yılı ithalatı da bir önceki yıla göre yüzde 34 artış kaydetti. Bu kalemlerdeki artışa rağmen TL’deki değer kaybı, Nebati’nin ifade ettiği gibi ihracat, ithalat, işsizlik, sanayi üretimi gibi alanlarda nasıl bir etki yapar?

Demir, TL’deki değer kaybıyla artan ihracatın yoksullaştıran bir ihracat olduğunu belirtiyor. Asıl maharetin, halkı yoksullaştırmadan zenginlik yaratmak olduğuna dikkat çekiyor. Bu noktada tam tersinin yapıldığını söyleyen Demir şunları aktarıyor: “Halkı yoksullaştıralım, alım gücü düşsün, ücretlerin dünyadaki değeri düşsün, mallarımız ucuzlasın ki dünyaya ucuz mal satalım’ mantığıyla kalkınamayız. Bu daha ziyade yoksullaştıran bir ihracat. Kaynakların dışa aktarımıdır.”

'GÜVEN ENDEKSİNDEKİ YÜKSELİŞ KONJONKTÜREL'

Demir’e, TÜİK tarafından açıklanan tüketici güven endeksini soruyoruz. Buna göre, tüketici güven endeksi, 2022 Aralık'ta yüzde 75,6 iken 2023 Ocak’ta yüzde 79,1 olarak kayıtlara geçti. Demir, tüketicinin her zaman kendini bir önceki ay ile kıyasladığını dile getiriyor: “Bir önceki aya göre baktığınızda asgari ücret zammı geldi, yeni yıla girdik… Tüketici bir önceki aya göre daha kolay borçlanabileceğini ve harcayabileceğini düşünüyor. Ancak tüketicinin bu duygusu kalıcı olmuyor. Tüketici güven endeksinin yükselişi tamamen konjonktürel.”

Güldem Atabay

‘SANAYİ ÜRETİM YAPISINI DEĞİŞTİRMEDEN TL İLE OYNAYARAK BİR YERE VARAMIYORSUNUZ’

Ekonomist Güldem Atabay da bakanın 'TL değer kazanırsa ithalat artar' şeklindeki açıklamasını eleştiriyor. Atabay bununla ilgili “TL değer kaybettiği zaman yurt içi alım düştüğü için talebin düşmesi gerekir. Talebin düşmesiyle ithal edilen ürünlere talep azalır ve oranın düşmesi beklenir. İthalat artış oranı eksiye döner. Türkiye ekonomisinin böyle bir yapısı var. Ama olmadı böyle bir şey. Neden? Çünkü bir taraftan iktidar iç politikalarıyla iç talebi köpürtüyor. TL’deki değer kaybıyla ihracatı patlatmaya çalışıyorlar.  Eğer siz yapısal reform yapmazsanız ya da ülkedeki sanayi üretiminin yapısını değiştirmezseniz, rekabetçi ürünlere alan açmazsanız, ihracatınız arttıkça ara malı ve hammadde ithal etmeniz gerekiyor. Dolayısıyla TL’deki değer kaybından da bağımsız son izlenen politika bize ne öğretti? TL’ye değer kaybettirerek ihracatı patlatırsınız ama ithalatınız da artar. Bu yapıyı değiştirmeden TL’nin değeri ile oynayarak bir yere varamıyorsunuz” diyor.

Atabay, tüm rakamlara rağmen Nureddin Nebati’nin değerlendirmesini, ‘nevi şahsına münhasır’ kişiliğine bağlıyor. Seçime doğru gittiğimizi hatırlatan Atabay, bu nedenle yapılan tüm ekonomik hamlelerin günü kurtarmaktan ibaret olduğunu, tüm risklerin seçim sonrasına havale edildiğini anlatıyor. Hükümetin ‘yeni ekonomi modeli’ olarak lanse ettiği sistemin, 2022 Mart ayı ile birlikte çalışmayacağının belli olduğunu ifade eden Atabay, “TL’ye değer kaybettirilip ihracatı artırma planı uygulanmak istendi. İhracat artışıyla dolar bolluğu olacağı ve TL’nin yeniden değer kazanacağı ve enflasyonun da düşeceği düşünüldü. Böyle bir mantık yok. Bu şekilde olmayacağı belliydi” diyor.

‘DÜNYADA BÖYLE BİR MODEL YOK’

Atabay, ‘Türkiye’nin uyguladığı ekonomi politikalarının dünyada bir benzeri olup olmadığı’ sorusuna şu yanıtı veriyor: “Böyle bir model yok çünkü bu bir model değil. Günlük davranılıyor. Ekonomi nerede patlak veriyorsa oraya bir önlem geliyor. Yeni ekonomi modelinin kendi içinde çalışmayacağı belliydi ama zaman içinde bir model de kalmadı. Ortada bir model yok, hiçbir şey yok. Hatta böyle bir model dünyada olmadığı gibi kendi yaratıcıları için bile yok” ifadelerini kullanıyor.

TÜİK, aylık ve yıllık olarak dış ticaret verilerini açıklıyor. Ticaret Bakanlığı da TÜİK verileri ile hazırladığı düzenli bülten yayınlıyor.