TÖP: Kaç çocuk tarikat yurtlarına verildi?

Depremzede çocukların maruz kaldığı ihlal ve ihmallere dikkat çeken TÖP Çocuk Hakları Meclisi, "Devletin koruma yükümlülüğü olan çocuklar nasıl oluyor da başka kurumlara verilebiliyor?" diye sordu.

Google Haberlere Abone ol

İZMİR - Toplumsal Özgürlük Partisi (TÖP) Çocuk Hakları Meclisi, Maraş merkezli yaşanan depremler sonrası çocukların maruz bırakıldığı ihlal ve ihmallere ilişkin basın açıklaması düzenledi. Karşıyaka Çarşı girişinde düzenlenen açıklamada, "Çocukların takipçisiyiz" yazılı pankart taşıyan TÖP üyeleri, "Depremde kaybolan çocukları bulun" ve "Tarikatı değil çocukları koruyun" sloganları attı. Grup adına açıklama yapan TÖP Çocuk Hakları Meclisi üyesi Sedanur Uğur, depremden etkilenen 11 ilde bugüne kadar on binlerce çocuğun hayatını kaybettiğini ve yaralandığını belirtti.

'PEK ÇOK AÇIDAN İHLAL VE İHMALE MARUZ BIRAKILIYORLAR'

Binlerce çocuğun ise refakatsiz şekilde hastanelerde olduğunu söyleyen Uğur, yüzlerce çocuk hakkında da yakınları tarafından kayıp ilanı verildiğini dile getirdi. Diğer yandan en az 20 çocuğun tarikat yurtlarına verildiğini bizzat bakanlığın teyit ettiğine dikkat çeken Uğur, çocukların yaşadığı mağduriyetleri dile getirdi. Uğur, şöyle devam etti:

"Bütün bu afetin ortasında çocuklar pek çok açıdan ihlal ve ihmale maruz bırakılıyorlar. En temel hak ve ihtiyaçlarına erişemezken aynı zamanda bilgi alma, güvende olma, duygularını paylaşma, oyun oynama gibi ihtiyaç duydukları durumlara da erişemiyorlar. Psikososyal destek mekanizmaları yetersiz ve dağınık; var olanlar bir kere gelip gitmek dışında bir şeye yaramıyor. Oysa çocukların şu an ihtiyacı olan sürdürülebilir, devamlı yan yana gelişler ve oyun. Bu alanlar aynı zamanda çocukların istismara da açık oldukları alanlar. Nitekim Maraş’tan Adıyaman’a kadar pek çok yerde enkazdan çıkarılan, sahra hastanelerinde olan çocukların özellikle de kolluk güçleri tarafından istismar edildiği haberi duyulmaya başlandı bile. Dağınık çadır yerleşimlerinden tutalım kapalı çadır kentlere kadar olan alanların çocuklar için tehlikesi giderek artıyor.”

'KAÇ ÇOCUK TARİKAT YURTLARINA VERİLDİ?'

Çocuk politikasından; çocuklara oyuncak ve para dağıtmayı anlayanların bu süreçte çocukları daha fazla hak ihlaline maruz bırakmalarına müsaade etmeyeceklerini vurgulayan Uğur, tek tek her çocuğun takipçisi olacaklarını belirtti. Uğur, yetkililere şu soruları yöneltti:

- Depremden etkilenen tüm çocukların temel ihtiyaç ve hakları ne zaman karşılanacak?

- Kimliği belirsiz şekilde kaç çocuk defnedildi? Bu çocukların, aranan çocuklarla eşleştirilebilmesi adına etkin bir süreç yürütülüyor mu?

- Kayıp ilanı olan, nerede ve nasıl olduğu bilinmeyen yüzlerce çocuk için bakanlığın hattını arayanlara “sabırlı olun” denmesi dışında ne yapılıyor? Bakanlık bu çocuklara dair sitesinde birkaç günde bir yayımladığı rakamlar dışında nasıl bir süreç izliyor, bu bilgileri kamuoyu ile paylaşmayı düşünüyor mu?

- Kaç çocuk tarikat yurtlarına verildi? Devletin koruma yükümlülüğü olan çocuklar nasıl oluyor da başka kurumlara verilebiliyor?

- Hastanelerde refakatsiz kalan ve ampütasyon gibi zorlu süreçleri tek başlarına geçirmek zorunda bırakılan çocukların yakınları ile buluşturulmaları noktasında çalışma yürütülüyor mu?

- Bu süreçte ailelerin masrafları karşılanıyor, düzenli bilgi akışı sağlanıyor mu? Yoksa aileler, çocukların yakınları başından beri olduğu gibi o savcılıktan bu hastaneye süründürülmeye devam mı ediliyor?

- Kaç çocuk eğitimden koptu? Bakanlık ne zaman bu verileri açıklayıp çocukların hızla, güvenli, bilimsel ve anadilinde bir eğitime/rutine dönmesini sağlamayı düşünüyor? Yoksa pandemideki gibi eğitim hakkı ailelerin inisiyatifine mi bırakılacak?

- Bölgedeki çocukların ihmal ve istismarının önlenmesi, bu noktada ebeveynlerin ve çocukların güçlendirilmesi ve bu gibi durumların daha başından önlenmesi noktasında neler yapılıyor?

- Çocukların da bizzat erişebileceği mekanizmalar var mı? Bu noktada var olan hatların güvenli, erişilebilir ve anadillerine uygun seçeneklerde olması sağlanacak mı?

- Çocukların psikososyal olarak desteklenmeleri ve tek tek psikolojik desteklenme süreçlerine dahil olabilmeleri noktasında ne yapılıyor? Bu süreçte hangi uzmanlarla, nasıl çalışılıyor?

- Bakanlık bu noktada “manevi destek” mekanizmalarını alana yığmaktan vazgeçip çocuk hakları odaklı uzman psikolog ve sosyal hizmet uzmanlarının alana girişlerinin önünü açacak mı? (DUVAR)