TMMOB: Tarihi Antakya’ya kepçelerle girildi, endişeliyiz

Şubat ayında yaşanan depremde yıkılan tarihi Antakya’ya kepçelerle girildiğini belirten Mimarlar Odası Hatay Şubesi’nden Özçelik, Yerel Danışma Kurulu kurulana kadar yıkımın durdurulmasını istedi.

Tarihi Antakya bölgesi, depremler sonrası büyük hasar gördü.
Google Haberlere Abone ol

Burcu Özkaya Günaydın

HATAY – 6 Şubat tarihindeki depremler sonrası Hatay’ın büyük bir kısmı ağır hasar aldı. Bu alanlardan biri de tarihi Antakya bölgesi. Mimarlar Odası Hatay Yönetim Kurulu Üyesi Mustafa Özçelik, bu alanda yapılan yıkım çalışmalarıyla ilgili “Yaptığımız incelemede, tamamen yıkılmayan tarihi binaların da yıkıldığını gördük” dedi.

Çalışmaların akıbeti ile ilgili endişeli olduklarını dile getiren Özçelik, Yerel Danışma Kurulu kurulana kadar yıkımın acilen durdurulması gerektiğini söyledi.

‘ANTAKYALILAR İÇİN BU TARİHİ MEKANLAR YENİDEN AYAĞA KALKMANIN MOTİVASYON KAYNAĞI’

Sit alanı olan Antakya tarihi kent merkezinin kepçe ve kamyonlarla kaldırılan molozunun, bir daha ait olduğu yere geri dönmeyeceği endişesini taşıdıkları belirten Özçelik, “Antakya tarihi sokakları, tarihi evlerin molozları, numaralandırılarak ayrı bir yere götürülüyor. Biz yaptığımız incelemede, tamamen yıkılmayan tarihi binaların da yıkıldığını gördük. Bu binalar, özel yapım taş binalar. Tekrar nasıl yapılacak, tamamen yıkılmayanlar neden yıkılıyor?” diye konuştu.

Özçelik, farklı dil, din, mezhep ve statüden insanlardan oluşan Antakyalılar için kültür zenginliklerinin gurur kaynakları olduğunu belirterek söz konusu tarihi mekanların, Antakyalılar için yeniden ayağa kalkmak, normale dönmek için motivasyon kaynağı olduğunun altını çizdi.

Eski Antakya gibi çok önemli bir hafıza yerinin, bu şekilde yok edilmesine izin vermeyeceklerini, daha detaylı çalışma yapacaklarını vurgulayan Özçelik, “TMMOB ve bağlı odalar olarak, Antakya tarihi kent merkezinin korunması ve Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın çalışmalarına katkı sunmak amacıyla meslek odaları temsilcileri ve akademisyenlerden oluşan ‘Yerel Danışma Kurulu’ kurulmasını ve bu kurulana kadar yıkımın acilen durdurulmasını istiyoruz” dedi.

Mimarlar Odası Hatay Yönetim Kurulu Üyesi Mustafa Özçelik, ağır iş makinelerinin enkaz üzerinde çalışmasının alttaki tarihi kalıntılara zarar verdiğini söyledi. 

‘AĞIR İŞ MAKİNELERİNİN YIĞINLARIN ÜZERİNDE ÇALIŞMASI DEĞERLERİ YOK EDİYOR’

Geçtiğimiz günlerde TMMOB konuyla ilgili bir açıklama yayınlayarak, yaptıkları incelemelerin çıktılarını kamuoyu ile paylaştı. Açıklamada, Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın paylaştığı bilgilere göre; Antakya kent merkezinde hasar tespit çalışmaları sonrasında vakıf eserleri de dahil olmak üzere 587 Tescilli Kültür Varlığı yapının; 186’sının yıkık, 175’inin ağır hasarlı, 84’ünün orta hasarlı, 67’sinin az hasarlı, 72’sinin ise hasarsız durumda olduğu ifade edildi.

TMMOB ve bağlı odaların Antakya tarihi kent merkezinin enkazının kaldırılmasına dair tespit ettiği sorunlar şu şekilde sıralandı:

- Tarihi kent merkezi içerisindeki yapıların hasar tespit sınıflandırması daha detaylı yapılmalı. Yapının ‘ağır hasarlı’ olması ya da ‘yıkık’ olup da bir kısmının ayakta kalmış olması; alandan tamamen kaldırılacağı anlamına gelmemelidir.

- Her yapı ağır hasarlı veya yıkık da olsa kendi içerisinde bilgi ve detay barındırır. Alan içerisindeki hiçbir yapıdan, tespitler yapılmadan enkaz kaldırılmamalıdır. Bu yapılar ‘Tescilli Kültür Varlığı’ ya da ‘Çevre Uyumlu Geleneksel Yapı’ da olsa aynı hassasiyet gösterilmelidir.

- Mümkün olduğunca parsel sınırları içerisinde ayrıştırma yoluna gidilmelidir. Bunun mümkün olmadığı durumlarda ise son çare olarak enkaz başka bir alana ayrıştırılmak üzere kaldırılmalıdır.

- Ağır iş makinalarının, enkaz kaldırma çalışmaları sırasında ‘kültür yıkıntısı’ olarak nitelendirilen yığının üzerinde çalışması değerleri yok ediyor. Ayrıca birçok yapının zemin kotunun altında hem kendi dönemlerine hem de kendinden önceki dönemlere ait mahzenleri ve bodrum katları, su kuyuları ve sarnıçları da mevcuttur. Yapıların zemin katlarının üzerinde çalışan ağır iş makinaları, toprak altındaki arkeolojik yapılara ve bu yapıların alt kotlarındaki uzantılarına zarar vermektedir.