Tanpınar imparatorluğunun hudutları genişliyor

Dergâh Yayınları, Ahmet Hamdi Tanpınar'ın eserlerinin gözden geçirilmiş yeni basımlarını yeniden okurla buluşturdu.

Google Haberlere Abone ol

Samet Altıntaş

Günlüğüne, "Hiçbir zaman bu kadar sefil olmadım, bu kadar biçare, haysiyetsiz ve acınacak. Yarabbim bana 5000 lira lütfet" diye yazan Tanpınar, bugünlere yetişseydi, şairin üzerinde mutlaka (hadi onun gibi yazayım behemehal) Hayri İrdal ürkekliği ve şaşkınlığı olurdu. Nasıl olmasın? Ömrü hayatında 'sükût suikastı'na uğradığını belirten Ahmet Hamdi Tanpınar, eserlerinin bir ocak gibi tüttüğünü, hatta edebiyat sobasının etrafına toplanıp ısınanları görseydi, şüphesiz aynada kendine yorgun bir muzaffer komutan olarak bakardı.

Beş Şehir, Ahmet Hamdi Tanpınar, 224 syf., Dergâh Yayınları, 2023.

TANPINARMANİALAR İÇİN BİR NOT

Aslında her daim bir şekilde gündemimizde seyreden bu büyük yazar, yine kendisini hatırlattı. Dergâh Yayınları; Tanpınar’ın eserlerinin gözden geçirilmiş yeni basımlarını, kardeşi Kenan Tanpınar’dan Mehmet Kaplan ve öğrencilerine intikal eden ve bugün İstanbul Üniversitesi Türkiyat Enstitüsü’nde bulunan arşivinin yanı sıra ulaştığı başka diğer özel arşivlerle birlikte 2020’de başlattığı çalışmasını yeniden okurla buluşturdu. Üç yılı bulan fazla mesaili zamanlar sonucu külliyat, İnci Enginün danışmanlığında Sakine Korkmaz tarafından yayıma hazırlanmış. Bu emek mahsulü iş, eldeki mevcut arşivin yanında Tanpınar külliyatının yeni edisyonlarla karşımıza çıkması nedeniyle ayrıca önemi haiz.

Tanpınarmanialar için yayıncının şu notunu paylaşmış olayım: "Bu çalışma sonucunda, Tanpınar’dan bildiğimiz kadarıyla şimdilik geri kalan ne varsa onların açığa çıkarıldığını bildirmek isteriz. Arşivin tamamı belli bir yayın programıyla sunulacağı gibi kataloğu da ilerleyen süreçte yayımlanacaktır."

Huzur, Ahmet Hamdi Tanpınar, 380 syf., Dergâh Yayınları, 2023.

ARŞİVDEN ÇIKAN MÜSVEDDELER

Bu arada toplamda 6142 sayfadan mürekkep arşivin 3500’ü bulan sayfası, Tanpınar’ın sağlığında yayımladığı kitap ve yazılarının müsvedde ve tefrikaları üzerinden yapılmış düzenleme sayfalarından müteşekkil. Hal böyle olunca müsveddelerin dikkate değer kısımlarının okur ve araştırmacılara ulaşması için her romana ayrı bir eleştirel basım hazırlanmış bulunuyor. Şimdi aklınıza şu soru gelebilir: Bu tenkitli neşirlerin romanların tefrika ve ilk basımlarından farkları neler o zaman? Dergâh’ın dediğine göre, yaptıkları iş üç ana öbekten oluşuyor: Tanpınar’ın yoğun göndermeli metinlerine eklenen açıklamalar, notlar ve arşivden çıkan müsveddeler.

'İNSAN SÜRPRİZLERDİR, BEN SİLME VE TASHİHLERİM'

'Huzur', bu eleştirel basımların ilki. ‘Türk romanının ihtişamı’ addedilen eserin yayınlanışının 75. yılına tesadüf etmesi Tanpınar adına şık bir hatırlatma. O halde 1954 baz alınırsa, 2024 senesi de 'Saatleri Ayarlama Enstitüsü’nün 70. yılı oluyor, hatırlatalım. 'Mahur Beste', 'Abdullah Efendi’nin Rüyaları', 'Yaz Yağmuru' ve yine ilk kez yayımlanan Tanpınar’ın Türkçeleştirdiği Paul Valery’nin 'Monsieur Teste' de külliyatın sürprizlerinden. Ahmet Hamdi, 1926 yılında Ankara’da bir gece içinde okuduğu bu Fransızca kitabı, kendi diline tercüme etmeye o gün karar verir, belirtelim. Ne diyor Tanpınar: "Kendimi melek ve meleğin zıttı sanıyorum. İkisinin ortası bana deniz tutmuş gibi mide bulantısı veriyor. İnsan tekrardır. Ben sebatım constance. İnsan sürprizlerdir, ben silme ve tashihlerim."

Saatleri Ayarlama Enstitüsü, Ahmet Hamdi Tanpınar, 382 syf., Dergâh Yayınları, 2023.
HARİTA, MÜZİK, AŞK...

Son sözü böylesi harikulade bir işi yöneten Sakine Korkmaz’a verelim: "Eleştirel basımı özel kılan fotoğraf ve çizimlerine gelince, fotoğraflar art zamanlı olarak bazen Mümtaz’ın yürüyüşlerine, bazen de Nuran’la Mümtaz’ın İstanbul gezilerine ilişkin semt ve mekanların, yaklaşık olarak Huzur’un yaşandığı zamanlardaki -1930’ların sonları- görsellerdir. Bu yürüyüş ve geziler sırasında adı geçen yapı ve mekanların çizimleri, rotalara uygun şekilde yerleştirildi. Sondaki katlanmış haritanın ise önemli bir özelliği var: İstanbul’un kentsel dokusunu romanın geçtiği döneme en yakın şekilde yansıtan 1922-45 tarihli Pervititich haritaları ve Osman Nuri Ergin’in 1934 tarihli İstanbul Şehir Rehberi’ni referans alarak hazırladığımız harita; Suriçi’nde, Pera’da ve Boğaziçi’ndeki gezilerin tam ve toplu bir görünüşünü vermektedir. Haritanın dış yüzündeki karekodlar, okurlara Nuran ve Mümtaz’ın geçtiği yolları ve mekânları izlerken 'Huzur' müziklerini de dinleme olanağını verecektir."