Süleyman Soylu, Osman Şiban ve Servet Turgut'un 'milis' olduğunu iddia etti

Van’da askerler tarafından gözaltına alındıktan sonra helikopterden atılan Osman Şiban ve Servet Turgut’a ilişkin konuşan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, olayın ardından ölen Servet Turgut ve yaralanan Osman Şiban'ın “milis” olduğunu ileri sürdü. HDP'li Garo Paylan Soylu'ya, "Abdi Aykut'a da terörist demiştiniz, sonra tazminat ödediniz" yanıtını verdi.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - Van'da iki köylünün helikopterden atılması olayıyla ilgili İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'dan ilk açıklama iki ay sonra geldi. Meclis Plan ve Bütçe Komisyonu’nda yapılan görüşmede İçişleri Bakanlığı bütçesi görüşülürken kendisine HDP Milletvekili Dilan Dirayet Taşdemir'in konuyu gündeme getirmesi üzerine konuşan Soylu, iki köylünün 'milis' olduğunu öne sürdü. "Helikopterin yukarıdan şeyinin açılıp aşağıya atılması gibi bir şeyin akla ziyan" diyen Süleyman Soylu, iki köylünün helikopterden atıldıklarını kesin olarak reddetmedi ve soruşturmanın sürdüğünü söyledi.

'İŞÇİLERE SABREDİN DEDİK DİNLEMEDİLER'

Komisyon toplantısında HDP İzmir Milletvekili Murat Çepni’nin metal işçilerine dönük polis müdahalesi ile ilgili sözleri tartışma yarattı. Sendikaların Ermenek, Soma ve Gebze'deki yürüyüşleriyle ilgili soru üzerine Soylu, Anayasa'nın, idarenin inisiyatifine bıraktığı yetkiler olduğunu kaydetti. Gösteri ve yürüyüşlerle ilgili valinin, İller İdaresi Genel Müdürlüğünün ve korona virüsü salgını nedeniyle İl Hıfzıssıhha kurullarının karar aldığını dile getiren Soylu, konuyla ilgili kendilerine ait sorumluluklar olduğunu ifade etti.

Soma'daki insanların haksızlığa uğradığını gördüklerini belirten Soylu, konuyla ilgili iki sendikanın yöneticileri ve işverenle görüştüğünü, sorunun çözümüne ilişkin yapılacaklar için 2 ay süre istediğini belirtti. Ermenek ve Gebze'de yürüyüş yapmak isteyen işçilerin, Vali'nin "Konuyu değerlendiriyoruz, biraz sabredin" demesine rağmen yürümekte ısrarcı olduğunu anlatan Soylu, salgın gerekçesiyle yürüyüşlere izin verilmediğini söyledi.

HDP Şırnak Milletvekili Hasan Özgüneş’in partisinin yönetici ve üyelerine dönük “ajanlaştırma” faaliyetleri, Kürt sorunu, yargıya güvensizlik gibi konuları gündeme getirmesi ile de komisyonda tartışmalı anlar yaşandı.

OSMAN ŞİBAN VE SERVET TURGUT SORUSU

HDP Ağrı Milletvekili Dilan Dirayet Taşdemir ise Van’da askerlerce gözaltına alındıktan sonra ağır yaralı halde hastanede bulunan Osman Şiban ve Servet Turgut’a ilişkin iddiaları Soylu’ya sordu. 

Turgut'un daha sonra vefat ettiğini belirten Taşdemir, olayla ilgili hastane raporlarında yer alan bilgileri, Şiban ve Turgut’un ailelerinin ile görgü tanıklarının beyanlarını aktararak, “Biz bir kez daha buradan soruyoruz: Servet Turgut’a ne oldu? Dünyada faşist yönetimlerin işkence ve katletme yöntemi olan ve 90’lı yıllarda Kürt halkına karşı uygulanan helikopterden atma, iktidar tarafından tekrar devreye konuldu. Bu işkencenin, bu cinayetin ardından, başta hükümet olmak üzere, ilgili yetkililer işkenceyi savunan, işkencecileri koruyan bir tutum sergilemiştir. Suçluları açığa çıkarıp bu cinayetin, ağır işkencenin hesabını sormak bir yana, bunu haberleştiren, kamuoyuna duyuran Mezopotamya Haber Ajansı muhabiri Adnan Bilen ve Cemil Uğur, Jinnews muhabiri Şehriban Abi, gazeteci Nazan Sala tutuklanmıştır. İşin özü, Kürt karşıtlığı bu ülkede maalesef prim yapıyor” şeklinde konuştu.

 

'ŞİBAN'I TURGUT VERDİ'

Bakan Soylu bu açıklamalar üzerine, Osman Şiban ve Servet Turgut ile ilgili kendi adına ilk kez açıklama yaptığını söyleyerek yanıt verdi. Soylu açıklaması sırasında, Şiban ve Turgut’un “milis” olduğu ifadesini kullandı.

Olay günü yapılan operasyonda 3 askerin öldüğünü belirten Soylu, "Bunlar kayalıklara giden teröristler. Bunlar kayalıklara gider gitmez hem silahlı insansız hava aracı (SİHA) hem de yakın hava desteğiyle operasyon başlıyor. Bunların etkisiz hale getirildiğini değerlendiriyoruz. Ardından Yarbay Muammer (Özdil), kahramanlıklarını herkesin anlattığı Yüzbaşı Mahmut Top, Sezer Uçar ve Yusuf Uyar bizim astsubaylarımız, uzman çavuşlarımız, komutanlarını yalnız bırakmıyorlar, mağaraya giriyorlar. İkisinin orada etkisiz halde olduklarını görüyorlar. Tam kafalarını kaldırıyorlar, bir terörist 3'ünü şehit ediyor. O terörist, mağaranın içerisinden yarıyor ve çıkıyor. İndiği yer bir dere. Bizimkiler köpeklerle kovalıyorlar, buluyorlar, çatışmaya giriyorlar ve ölüyor. Bakın bombalanıyor, operasyon yapılıyor, hemen 200-300 metre yakında, Servet Turgut olayın olduğu yerde. Kovalamaca, hafif darplaşma oluyor. Ardından 'ben değilim, bu adamlara ev sahipliği yapan Osman Şiban'dır' diyor. İlk Osman Şiban'ın ismini o veriyor. Sonra Osman Şiban'ı alıyorlar. İlk helikopterle 3 şehidimiz gidiyor. Başka bir helikopterle 2 terörist gidiyor. En son terörist, Servet Turgut ve Osman Şiban da üçüncü helikopterle naklediliyor."

Mihrali Yılmaz'ın, "köyden iki kişinin işkence edilip helikopterden atıldığına" ilişkin ifadelerini okuyan Soylu, bu ifadenin de 'yalan' olduğunu söyledi.

Soylu, helikopterin kapısının açılarak aşağıya bir şeyin atılması düşüncesinin "akla ziyan" olduğunu belirterek, olayla ilgili adli ve idari soruşturma yürütüldüğünü bildirdi. Soylu, "Milis oldukları (Osman Şiban ve Servet Turgut) ve bunlara yardım yataklık yaptıkları apaçık ortada olan bir meseleyi böyle ortaya koyuyorum. Bakın olayın sonrası için bir hüküm vermedim. Ben bildiğimi söylüyorum. Kurgu yapmıyorum. Osman Şiban'ın bu işle ilgilendiği bütün kayıtlarımızda var" diye konuştu.

‘SORUŞTURMA DEVAM EDİYOR’

Soylu, devamında şunları söyledi: “Hiçbirinizin benim kadar helikoptere bindiğinizi zannediyor değilim, paşalarım hariç. Bakın, helikopterin yukarıdan şeyinin açılıp aşağıya atılması gibi bir şeyin akla ziyan olduğunu bana sorduklarında ben söyledim. Şimdi, neticede bindiler geldiler ve bundan sonrası, eğer bir şey olmuşsa, ne olmuşsa… Yani hem idari soruşturmamız hem de adli soruşturmamız, hem savcılık hem Mülkiye Teftiş, burada ne varsa biz bunun sonucunu ortaya koyarız ama bilesiniz ki yani komutanları bir terörist tarafından şehit edilmiş. Milis oldukları ve bunlara yardım ve yataklık yaptıkları apaçık ortadaki bir meseleyi böyle ortaya koyuyorum. Bakın, hüküm de vermiyorum. Olayın sonrası için bir hüküm vermedim.”

'HASTAYDIM HANIMEFENDİ'

HDP’li Dilan Dirayet Taşdemir’in açıklama için “Neden iki aydır beklediniz” şeklindeki soruya Soylu, “Hastaydım hanımefendi” şeklinde yanıtladı. HDP'li vekillerin kendisine sürekli bazı laflar söylediğini belirten Soylu, "Bir tek cümle söyleyeceksiniz, 'Bu PKK'nın Allah belasını versin' diyeceksiniz. Allah'ınızı seversiniz bir tek cümle, başka bir şey istemiyoruz sizden" ifadesini kullandı.

"Böyle deyince her şey bitiyor mu?" diyen HDP'li vekillere Soylu, "Evet, her şey bitiyor. Hadi bir deyin. Bakalım bitiyor mu, bitmiyor mu? Arkadaşlarınızın Kandil'e gittiği zaman hangi muameleyle karşı karşıya kaldığını biliyoruz. Biliyorum, isterseniz anlatayım" karşılığını verdi.

'ABDİ AYKUT'A DA TERÖRİST DEMİŞTİNİZ TAZMİNAT ÖDEDİNİZ'

HDP Diyarbakır Milletvekili Garo Paylan ise Soylu'nun sözleri üzerine şunları söyledi: “Osman Şiban ve Servet Turgut işkenceyle karşı karşıya kaldı ve 1’i hayatını kaybetti. Siz bu durumu meşrulaştırdınız ve bir hüküm verdiniz. İki yıl önce de Abdi Aykut hakkında hüküm vermiştiniz, 'O yaşlı adam teröre eve sahipliği yapıyordu' demiştiniz. Mahkeme Abdi Aykut’u beraat ettirdi ve İçişleri Bakanlığınız Abdi Aykut’a tazminat ödedi. Böyle hükümler vermeyin Sayın Bakan. Bakın 'işkenceye sıfır tolerans' diyorsanız işkenceye sıfır tolerans gösterin. Vatandaş ne yapmış olursa olsun işkenceye sıfır tolerans gösterin. Sayın Bakan iki yıl önce terörist diyordu, tazminat ödedi arkadaşlar, tazminat. Şimdi de başka vatandaşlarımıza terörist diyor, bir yıl sonra yine tazminat ödeyecektir, o açıdan bu tip hükümleri bir İçişleri Bakanı veremez” dedi. (HABER MERKEZİ)