'Son 16 yıl içerisinde 500 bin kişi avcılık sertifikası aldı'

Doğal yaşam ve hayvan hakları gibi alanlarda çalışmalar yürüten 230 sivil toplum kuruluşu, Doğa Koruma Milli Parklar Genel Müdürlüğü’nün avcılığı tamamen yasaklaması için imza kampanyası başlattı. Yapılan çağrıda, yaban hayvanlarını öldürmenin spor, turizm, hobi ya da ihale konusu olamayacağını vurgulandı.

Google Haberlere Abone ol

Ogün Akkaya

DUVAR - Dünya Hayvanları Koruma Federasyonu’nu 1931 yılında 4 Ekim'i Dünya Hayvanları Koruma Günü olarak ilan etti. Her yıl 4 Ekim’de tehlike altında olan hayvanlarla ilgili farkındalık yaratmak ve hayvan haklarını gündeme getirmek amacıyla çeşitli etkinlikler yapılıyor. Doğal Hayatı Koruma Vakfı, Hayvan Hakları Federasyonu ve Greenpeace’in içerisinde yer aldığı 230 sivil toplum kuruluşu da 4 Ekim Dünya Hayvanları Koruma Günü’nde bir araya gelerek avcılığın yasaklanması için Tarım ve Orman Müdürlüğü ve Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü’ne çağrıda bulundu.

‘HAKLARINI BİZİM DİLİMİZDE İFADE EDEMEYEN TÜM CANLILARIN SESİ OLMAK İÇİN BİR ARADAYIZ’

Son 16 yıl içerisinde 500 bin kişinin avcılık sertifikası almasını eleştiren 230 sivil toplum kuruluşu, avcıların sayıları artarken, pek çok canlı popülasyonunun tükenme tehlikesi altında olduğunun bilimsel verilerle ortaya konulduğunu açıkladı. UNESCO tarafından hazırlanan Hayvan Hakları Evrensel Beyannamesi’ne göre, her hayvanın yaşam hakkına saygı duyulması gerektiğinin hatırlatıldığı açıklamada hayvanları yaşatmak ve avcılığı durdurmak için harekete geçme ve change.org/vurmabeni adresi üzerinden imza kampanyasına destek olma çağrıdı yapıldı. Yalnızca diğer canlıların değil, insanların da yaşam hakkının korunması için avcılığın bir an önce yasaklanması gerektiğinin vurgulandığı ortak açıklamada, ”Dünyayı birlikte yaşadığımız diğer canlılarla paylaşıyoruz. Ormanlar, dağlar, dereler hepimizin yaşam kaynağı ve hepimizin yaşamı birbirine bağlı. Bu nedenle haklarını bizim dilimizde ifade edemeyen tüm canlıların sesi olmak için bir aradayız” denildi.

'ÇOCUKLARIMIZ HİÇ GEYİK, KARACA, CEYLAN GÖRMEDEN BÜYÜYEBİLİR'

230 sivil toplum kuruluşu adına konuşan botanikçi, zoolog ve jeolog Tansu Gürpınar, “Zenginliğimiz dikkatle ve özenle korunmalıdır. Orman yangınları, sulak alanların kurutulması, çarpık yapılaşma, zirai zehirlerin aşırı kullanımı biyolojik çeşitliliğimize zarar vermektedir. Özellikle sayıları azalmış olan hayvan türleri üzerindeki avlanma baskısı zaten yaşama alanları daralmış olan bu varlıklar üzerinde ciddi tehdit oluşturmaktadır. Bu baskının büyük kısmının yasalara ve kurallara uymadan avlananlardan kaynaklandığı biliniyor. Düşünün ki çocuklarımız hiç üveyik sesi duymadan, geyik, karaca, ceylan görmeden büyüyebilir. Böyle bir şeyi bu ülkede bir kişinin bile isteyeceğini sanmıyorum. Bir araya gelen 230 kurum arasında konularında uzman birçok kuruluş ve kişiler var. Bilimsel verilerle ortaya konan bu gerçeklerin göz ardı edilmeyerek Türkiye doğasının daha iyi korunması için mevcut Kara Avcılığı Kanunu’nda gereken yeni düzenlemelerin ivedilikle yapılması gerekmektedir” ifadelerini kullandı.

Av turizmi kapsamında avına izin verilen türler

798 CANLININ YAŞAM HAKKI İHALEYE AÇILDI

2020-2021 Av Sezonu için Merkez Av Komisyonu’nun avına izin verdiği türler arasında Dünya Doğa ve Doğal Kaynakları Koruma Birliği (IUCN) tarafından hazırlanan kırmızı listede dünya ölçeğinde tehlike altında olan üveyik ve elmabaş patka kuş türleri de yer alıyor. IUCN’nin “hassas” kategorisinde bulunan türlerden üveyik nüfusunun son 40 senede yüzde 78, elmabaş patka nüfusunun ise son 20 yılda yüzde 50 gibi büyük bir oranda azaldığı belirtiliyor. Av turizmi kapsamında avına izin verilen türler arasında; Anadolu yaban koyunu, ceylan, çengel boynuzlu dağ keçisi, karaca, yaban keçisi, melez yaban keçisi, kızıl geyik, yaban domuzu gibi 798 canlı bulunuyor.