Siyasi partiler düşünce, din veya inanç özgürlüğünü nasıl ele alıyor?

Olası bir iktidar değişiminde muhalefet partilerinde değişim iradesi görülen üç kritik konu var. Bunlar Diyanet İşleri Başkanlığı, zorunlu Din Kültürü Ahlak Bilgisi dersleri ve Alevilerin talepleri.

Google Haberlere Abone ol

Mine Yıldırım* 

2023 Seçimlerine giderken siyasi partilerin din devlet ilişkisi ve din ve vicdan özgürlüğü konusunda nasıl bir vizyona sahip olduklarına, ne gibi taahhütlerde bulundukları ve bulunmadıklarına bakmak gerekiyor. Çünkü Türkiye’de din ve dinsel farklılıklar kişisel ve toplumsal yaşamda önemli belirleyiciler ve Türkiye’yi yönetmeye aday partilerin bu konuları nasıl ele alacağını bilmek, bunları tartışmak ve partilerden ve adaylardan talepte bulunmak önemli.

Uluslararası insan hakları hukuku devletlere belirli bir din devlet ilişkisi dayatmasa da inananlar ve inanmayanların hakları konusunda önemli yükümlülükler getiriyor. Bu yükümlülüklerin oluşturduğu normatif talepler bağlam açısından zorluklar içeren meselelerde yeni yollar açma ve mağduriyetleri giderecek çözüm yolları sunma potansiyeline de sahip. Bu nedenle Türkiye’nin din veya inanç özgürlüğü meselelerinde insan hakları standartlarını temel alması hem gerekli hem de yol açıcı olabilir.

İnanç Özgürlüğü Girişimi olarak Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde (Meclis veya TBMM) iki ve üzerinde sandalyesi bulunan ve din ve vicdan özgürlüğü konusunda söyleyecek önemli sözü olan partilerin programlarını ve belli olduğu ölçüde seçim bildirilerini inceledik. Çalışmada Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP), Cumhuriyet Halk Partisi (CHP), Halkların Demokratik Partisi (HDP), Milliyetçi Hareket Partisi (MHP), İyi Parti (İP), Türkiye İşçi Partisi (TİP), Demokrat Parti (DP), Memleket Partisi (MP) ve hem Altılı Masa’daki yerleri hem de din veya inanç özgürlüğü konusunda farklı duruşları sebebiyle Saadet Partisi (SP) ve Demokrasi ve Atılım Partisi (DEVA) ile seçimlere girecek olan Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi (YSP) ele alınıyor.

2023 Seçimlerine Doğru: Siyasi Partiler Düşünce, Vicdan ve Din Özgürlüğünü Nasıl Ele Alıyor?  analizi hem güncel duruma hem de sivil toplum olarak gelecekte siyasi partilerin hangi alanlarda izlenebileceğine ve fikir alışverişi yapılabileceğine ışık tutuyor.

Partilerin din veya vicdan özgürlüğü konusunda hedefleri ve taahhütleri kapsam ve ayrıntı açısından farklılık gösteriyor. Fakat DEVA Temel Haklar Eylem Planı’nda din veya inanç özgürlüğü hakkını nasıl ele alacağını en ayrıntılı şekilde ortaya koyan parti olarak öne çıkıyor. Diğer muhalefet partileri ve AKP ve MHP, din veya inanç özgürlüğü hakkıyla ilgili genel hedefler koysalar da etraflıca düşünülmüş ve somut adımlar içeren planlar ortaya koymuyorlar.  

Laiklik ilkesi anaakımlaşmış bir ilke olarak farklı içeriklerle de olsa tüm partilerin programlarında yer alıyor. Bunun istisnası Saadet Partisi ayrıca, Millet İttifakı Ortak Mutabakat Metni'nde (MİOMM) laiklik ilkesine atıfta bulunulmuyor.

Olası bir iktidar değişiminde muhalefet partilerinde değişim iradesi görülen üç kritik konu var. Bunlar Diyanet İşleri Başkanlığı (DİB), zorunlu Din Kültürü Ahlak Bilgisi (DKAB) dersleri ve Alevilerin taleplerine ilişkin. AKP ve MHP dışında incelediğimiz tüm partiler DİB’e ilişkin önemli bir değişim öngörüyor.  HDP, YSP ve TİP DİB’in kaldırılmasını hedeflerken diğer muhalefet partileri DİB’in daha içermeci ve eşitlik ilkesine uygun bir şekilde yapılanmasını hedefliyorlar. Bu da olası bir iktidar değişiminde Türkiye için kamusal din hizmetlerinin düzenlenmesi ve sağlanması açısından önemli bir değişiklik iradesine işaret ediyor. Öte yandan, partilerin bu genel hedefe ulaşmak için ne gibi somut adımlar öngördükleri açık değil.

Muhalefet partilerinin değişim üzerinde ortaklaştığı diğer bir konu zorunlu Din Kültürü Ahlak Bilgisi derslerine ilişkin değişim hedefi. Siyasi partilerin eğitim sisteminde dini, dinsel farklılıkları nasıl ele alacakları ve din veya inanç özgürlüğü hakkını nasıl koruyacakları kritik öneme sahip olsa da çoğu partinin bu hedefle ilgili öngördükleri çerçeve ve yol haritası belli değil. Bilindiği üzere Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin ilgili kararları hâlâ uygulanmayı bekliyor.

AKP, programında özellikle “isteğe bağlı” – seçmeli – din eğitimi ihtiyacına vurgu yapıyor ve bunun “eksiksiz düzeyde” karşılanması taahhüdünde bulunuyor. Din dersinin kaldırılması vaadine açıkça yer veren partiler HDP ve TİP. MİOMM’de ise dinle ve din veya inanç özgürlüğüyle ilgili diğer konularda olduğu gibi din dersleri ve zorunlu DKAB dersi hakkında da sessiz kalınıyor. İYİ Parti (İP) Aleviliğe daha fazla yer verilmesini, MP dersin laiklik ilkesiyle uyumlu hale getirilmesini, CHP ise “Din kültürü eğitiminin, bireyin inanç dünyasını geliştiren, çağdaş gelişmeye açık, manevi ve ahlaki değerleri zenginleştiren, insan ve doğa sevgisini artıran nitelikte olması”nı, DEVA, AİHM kararlarıyla uyumlu hale getirilmesini öngörüyor. DKAB dersi önümüzdeki dönemde de üzerinde uzlaşma aranan bir konu olmaya devam edecek gibi görünüyor.

Alevi toplumunun kamusal din hizmetlerinden eşit bir şekilde yararlanma, ibadet yeri olan cemevlerinin tanınması, din görevlisi yetiştirme, zorunlu Din Kültürü Ahlak Bilgisi dersi nedeniyle hak ihlali ve ayrımcılığa uğrama ve nefret suçlarının hedefi olma gibi pek çok kritik meselesi Türkiye’nin en kritik insan hakları meselelerinden. Nitekim, AİHM en azından dört önemli kararında, Türkiye’nin Alevilerin ibadet yerlerini tanımayarak, eğitim sisteminde ebeveynlerin çocuklarını dinî veya felsefi görüşleri doğrultusunda yetiştirme hakkını korumayarak ve Alevileri tanımayıp kamusal dinî hizmetlerini sunmayarak AİHS’in din veya inanç özgürlüğünü koruyan 9. maddesi, ayrımcılık yasağını içeren 14. maddesi ve eğitim hakkını koruyan 1 Sayılı Protokol’ün 2. maddesini ihlal ettiğini tespit etti.[1] Bu kararlar hala etkili bir şekilde uygulanmış değil.

Birçok siyasi partinin, programlarında Alevilerin meselelerini ele almış olması önemli. Bu açılım farklı din veya inanç gruplarına da etki edecek şekilde genişleyecek olursa önemli kazanımlar elde edilebilir. Cemevlerinin tanınması veya kamusal din hizmetlerinin Alevileri de içine alacak şekilde sunulmasını hedefleyen partiler arasında CHP, HDP, MP, DEVA var. Öte yandan, AKP, MHP ve SP programlarında Aleviler ve sorunlarına ilişkin taahhütlere açıkça yer vermiyor. AKP Seçim Beyannamesi’nde Alevilerin “beklenti ve taleplerini karşılayan politikaları” artırarak devam ettirme hedefi koyuyor.[2]

İP, Alevi kültürünün inanış ve uygulamalarını, sözlü ve yazılı kaynakları esas alarak çalışacak bağımsız bir “Araştırma Merkezi “kurulmasını ve Alevi kültür mirasının envanterinin çıkarılmasını ve tahrip olan eserlerin restorasyonunun yapılmasını öngörüyor.[3] Alevi inanç önderlerine yönelik hizmet içi eğitimler düzenleneceğini vaat ediyor. Ayrıca Seçim Beyannamesi’nde imar planlarında cemevlerine yer ayrılmasını hedefliyor.[4]

MP, cemevlerinin “inançsal statüsünü” tanımayı ve Madımak’ı utanç müzesi yapmayı vadediyor.[5] CHP de Madımak Oteli’ni bir hoşgörü merkezi haline getirmeyi hedefliyor.[6] Aleviler için 1993 yılında Sivas’ta katliamın yaşandığı Madımak Oteli’nin müzeye dönüştürülmesi önemli bir talep. Madımak Oteli 2010 yılında kamulaştırılmıştı.[7]

TİP, İnat ve Umut Bildirgesi’nde Alevilerle ilgili pek çok hedefe yer veriyor; cemevlerine derhal ibadet yeri statüsü verilmesi, Alevilerin kutsal yerlerinin ve dergahlarının iadesi, Alevilik başta olmak üzere, farklı din veya inançlara mensup veya inanmayan vatandaşlara herhangi bir din veya inancın dayatılmasının engellenmesi, Madımak Oteli’nin utanç müzesi yapılması ve AİHM kararlarının uygulanması bunlar arasında öne çıkanlar.[8] Ancak kamusal din hizmetlerinin sunulması konusunda sessiz.

Azınlık hakları, nefret suçları, din görevlisi yetiştirme ve din veya inanç özgürlüğü ve örgütlenme hakkı bağlamında cemaatlerin durumu ayrıntılı bir şekilde çalışılmaya ve somut taahhütler ve hedefler sunulmaya muhtaç konular arasında.

Askerlik hizmetine karşı vicdani ret hakkı din veya inanç özgürlüğü hakkı kapsamında olsa da ve bu konuda gerek AİHM kararları gerekse Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Komitesi görüşü ve tavsiyeleri bulunsa da parti programlarının çoğunluğunda din veya inanç özgürlüğünün bir parçası olarak yer almıyor. HDP ve YSP parti programlarında bu hakkın tanınmasına yer verirken, DEVA Temel Haklar Eylem Planı’nda, TİP ise İnat ve Umut Bildirgesinde vicdani ret hakkının tanınmasını hedefliyorlar.

Tarikatlar Türkiye’nin gündemine önemli bir yer tutsa da birçok parti bu konuda hazırlıksız. TİP tarikatların etkili oldukları alanların kısıtlanmasına büyük önem verirken DEVA din veya inanç özgürlüğü hakkı bağlamında ele almayı hedefliyor. Birçok parti ise bu önemli konuda sessiz kalıyor.

İnsan hakları seçimler sonrasında kritik bir konu olmaya devam edecek. Din veya inanç özgürlüğü konusunda da atılması gecikmiş pek çok adım var. 

* Norveç Helsinki Komitesi / İnanç Özgürlüğü Girişimi proje yöneticisi  

NOTLAR: 

[1] AİHM, İzzettin Doğan ve Diğerleri/Türkiye, No. 62649/10, 26 Nisan 2016; AİHM, Hasan ve Eylem Zengin/Türkiye, No. 1448/04; 9 Ekim 2007 ve Mansur Yalçın ve Diğerleri/Türkiye, No. 21163/11, 16 Eylül 2014; AİHM, Cumhuriyetçi Eğitim ve Kültür Merkezi Vakfı/Türkiye, No. 32093/10, 2 Aralık 2014.

[2] AKP Seçim Beyannamesi, s. 345.

[3] İP programı, s. 55

[4] İP Seçim Beyannamesi.

[5] MP programı, s. 153.

[6] CHP programı, s. 51.

[7] Milliyet, Madımak Oteli Kamulaştırıldı, 24 Kasım 2010.

[8] TİP İnat ve Umut Bildirgesi, s. 83.