Sinemada 'Hayat', televizyonda 'Kader' var

Zeki Demirkubuz’un “Kader” ve “Masumiyet” filmleriyle aynı damardan ilerleyen “Hayat”, istemediği biriyle evlendirilmeye çalışılan Hicran’ın hikayesine odaklanıyor.

Google Haberlere Abone ol

*Yazı spoiler içermektedir.

Yönetmen Zeki Demirkubuz'un "Kor" filminden 7 yıl sonra ilk defa yönetmen koltuğunda oturduğu "Hayat", sinemalarda izleyiciyle buluştu. Başrollerinde Miray Daner, Burak Dakak, Cem Davran'ın yer aldığı filmde onlara Umut Kurt, Melis Birkan, Doğu Demirkol ve Osman Alkaş gibi oyuncular eşlik ediyor.

Demirkubuz’un en beğenilen “Kader” ve “Masumiyet” filmleriyle aynı damardan ilerleyen “Hayat”, istemediği biriyle evlendirilmeye çalışılan Hicran’ın hikayesine odaklanıyor.

Filmin ilk kısmı, Rıza'nın (Burak Dakak), nişanlısı Hicran'ı (Miray Daner) aramaya çalışmasıyla ilerliyor. Boyabat'ta dedesi ve amcasıyla aile fırınında çalışan Rıza, başta inkar etse de toplamda iki kere gördüğü Hicran'ın onu neden istemediğini düşünerek geçiriyor günlerini. Daha sonra ise çareyi, Hicran'ın kaçtığı İstanbul'a gelmekte buluyor. Tahmin edersiniz ki Hicran 'kötü yola' düşmüştür, kurtarıcısı Rıza ‘kötü adamları’ vurup hapse girer, Hicran’ı da ‘baba evi’ne geri yollar.

KOMEDİ AĞIRLIKLI DEMİRKUBUZ FİLMİ

Demirkubuz, beklenenin aksine komedi ağırlıklı ilerliyor ilk bölümde. İlk kısımdaki çekimlerde Demirkubuz kendi tarzının dışına da çıkmış görünüyor. Hatta bazı sahnelerdeki çekimler kimi izleyicide bir Nuri Bilge Ceylan filmi izliyormuş hissi uyandırıyor. Bunda filmin görüntü yönetmenliğini üstlenen Kürşat Üresin ve Cevahir Şahin'in "Kuru Otlar Üstüne" filminde de görüntü yönetmenliği yapmasının etkisinden söz edilebilir.

İkinci kısımda Hicran 'baba evi'ne döner, günlerini kendisinin 'pısırık' olarak nitelediği annesinin yanında geçirir. Ta ki köyün kadınları 'rahat etsin' diye kendisine emekli öğretmen Orhan'la (Cem Davran) evlenmesi gerektiğini söyleyene kadar. Annesi tüm kararı Hicran'a bırakır, televizyonda 'çok acıklı' bulduğu "Kader"i, Bekir ve Uğur’un tartışmalarını izlemeye devam eder...

‘AYNI ŞEYLERİ YAŞAYARAK MI GEÇECEK BİR ÖMÜR?’

İkinci kısımda bazı sahnelerde evde yaşananları televizyon yansımasından seyrediyoruz. Cem Davran'ın filme dahil olmasıyla birlikte "Kuru Otlar Üstüne"de olduğu gibi uzun bir yemek masası sahnesi izliyoruz. Orhan masada buhranlarını Hicran’ın önüne döküyor: “Aklıma şey takılıyor; yani hep böyle, hep aynı yerde, ertesi gün ne olacağı belli bir şekilde, tekrar tekrar aynı şeyleri yaşayarak mı geçecek bir ömür?”… Orhan ve Hicran arasında geçen sahnede, iki insan arasındaki asla aşılamayacak o mesafe izleyiciye yansıtılıyor.

İlerleyen sahnelerde Hicran, kendisini büyük şehirde ‘kötü adamların’ elinden kurtaran eski nişanlısı Rıza'yla bir çay bahçesinde görüşür. Tüm film boyunca, o sahneye kadar hiçbir şeyin Hicran’ı o denli etkilemediğini anlarız.

Hicran’ın Rıza’nın hayatını ne denli etkilediğinin farkına varmasıyla birlikte kendiyle hesaplaşması ve bu sırada uzunca bir süre izlediğimiz ağlama sekansı fazlasıyla etkileyici.

‘BELKİ RÜYALARDA BULUŞURUZ’

Filmde iki tane rüya sahnesi yer alıyor. Rıza ve Hicran, birbirlerini rüyada aynı senaryo içinde görür. İki rüyada da biri diğerinin kapısına gelir, salona geçer ve mahcup şekilde bir bardak su ister. Rüya sahibi su getirecekken mutfakta her yerde bardak arar ancak bulamaz. Daha sonra tezgahın üstündeki sürahiden kendi bardağına su koyar, taşırır. Sonra suyu misafirine götürür ancak misafiri uykuya dalmıştır… Demirkubuz, “Hayat”taki ‘paralel rüya sahneleri’yle başrollerini rüyalarında buluşturuyor, filmini ise doğa ötesi bir alana taşıyor…

Oyunculuklara gelirsek... Daha çok dizilerle izleyici karşısına çıkan Miray Daner, az repliğine rağmen oldukça başarılı. Uzaklara bakarak sigara içeren kırılgan erkek rolünü de kendisi canlandırıyor üstelik. Yine ana akım dizilerle tanıdığımız Burak Dakak da iyi bir performans ortaya koyuyor. Cem Davran ise en sahici, en akılda kalıcı performanslarından birini sergiliyor. Yan karakterleri canlandıran oyuncular Melis Birkan, Umut Kurt ve Osman Alkaş karakterlerinin hakkını veriyor. Üniversite okuma yalanıyla şehirde yaşayan Kayhan Açıkgöz’ün karakteri ise ‘Magarsus’ta izlediğimiz Damar karakterini andırıyor. Daha önce “Ahlat Ağacı”nda başrolde yer alan Doğu Demirkol ise filmin en eğlenceli karakterlerinden birine hayat veriyor.

Demirkubuz filmlerinden alışığız; filmlerde birkaç kadın karakter dışında kadın yoktur. "Hayat"ta da başrole Hicran taşınsa da Hicran'ın etrafındaki dönen erkeklikleri izliyoruz. Tüm kırılganlıklarıyla erkekliklerini akıtan erkekleri...

Birçok izleyici, filmin sonunda yönetmenin mutlu bir tablo çizdiğini düşünse de bana kalırsa Hicran’ı mutlu bir sonla buluşturmuyor Demirkubuz; finalde herkesi yutan o karanlık tünelin ucu aydınlığa çıkmayabiliyor…

'Saplantılı' aşkın sanatsal bir çerçevede izleyiciyle buluştuğu “Hayat”, temelde bireyin varoluş sancılarını daha sahi, daha samimi bir noktadan anlatıyor.