Savcılık 'Darbecilerle birlikte değil', mahkeme 'Şehit' dedi, eski yüzbaşının itibarı iade edilmedi

Darbe girişiminde öldürülen yüzbaşı Özkan Hekin, bir KHK’li. Tanık anlatımları, savcılık yazısı, Akıncı davasında hakkında 'şehit' denilmesine rağmen idare mahkemesi Hekin'in itibarını iade etmedi.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - Eski yüzbaşı Özkan Hekin, 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimine katılan askerler tarafından öldürüldü. Hekin, darbe girişiminden 1 ay sonra, 17 Ağustos 2016'da yayınlanan 670 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile ihraç edildi ve yasal haklarını kaybetti. Ailesi, Hekin'in itibarının iade edilmesi ve yasal haklarını alabilmek için önce OHAL Komisyonu'na başvurdu. Buradan ret yanıtı alan ailenin Ankara 28. İdare Mahkemesi'ne yaptığı başvuru da oy çokluğuyla reddedildi.

DARBENİN MERKEZİNDE GÖREVLİYDİ

Hekin, darbe girişiminin yaşandığı gün, Ankara'nın o zamanki adı Kazan, 15 Temmuz 2016'dan sonra Kahramankazan olan ilçe sınırlarında olan Akıncı Üssü'nde görevliydi. Daha sonra ismi Mürted olarak değiştirilen üssün, darbe girişiminin merkezi olduğu anlaşıldıktan sonra bölgeye giden sivillerden 9'u, içerideki darbeciler tarafından vurularak öldürüldü. Ayrıca, üsten kalkan uçaklardan atılan bombalarla 68 kişi hayatını kaybetti.

Darbe girişimi sırasında içeride bulunanlardan biri de yüzbaşı Özkan Hekin'di. Hekin, bağlı olduğu eski İnsani Yardım Tugayı Komutanı Albay Ali Eraslan'ın emriyle Akıncı Üssü'nün Yenikent nizamiyesinde görevlendirildi.

HALKA ROKET ATILMASINI ENGELLEDİ

Tanıkların anlatımlarına ve Kazan Cumhuriyet Başsavcılığı'nın Genelkurmay Başkanlığı'na gönderdiği yazıya göre Hekin, nizamiyede elinde silah olan askerlerle, hedef aldıkları sivillerin arasına girerek ve halkın üzerine roket atmak üzere olan bir askeri engelleyerek daha fazla sivilin hayatını kaybetmesini engelledi.

Üzerine ateş açılan sivillerden Mustafa Ataseven, mahkemeye gönderdiği ifadesinde, Özkan Hekin'le ilgili şunları söyledi:

"1,90 boylarında çok agresif davranan bir kişi

 atıp yere düşürdü. Daha sonra elinde lazerli silahla bana nişan aldı. Bu kişiyi, daha sonra ismini öğrendiğim Özkan Hekin engelledi. Özkan Hekin bizi, 'Ben de sizin gibi düşünüyorum ancak burada çok tehlikeli kişiler var' diyerek uyardı. Bana yumruk vuran kişiyi daha sonra yayınlanan görüntülerden tespit ettim. İsmi Halil Burak Balcı'ymış.”

SAVCILIKTAN GENELKURMAY’A: DARBECİLERLE BİRLİKTE HAREKET ETMEDİ

Kazan Cumhuriyet Başsavcılığı'nın 11 Ağustos 2016 tarihinde Genelkurmay Başkanlığı'na yolladığı yazıda ise, Hekin hakkında şu ifadeler kullanıldı:

"... Bu haliyle yüzbaşı Özkan Hekin'in darbeci olan askerlerle birlikte hareket etmediği değerlendirilmiştir. Alınan tanık beyanları, şüpheli savunması ve teşhis tutanakları yazımız ekinde gönderilmiş olup, Özkan Hekin'in durumunun değerlendirilmesi hususunda gereğinin yapılması rica olunur.”

16 TEMMUZ’DA VURULDU

Tanık anlatımları ve savcılığın gönderdiği yazıya göre, Hekin darbe girişimine üstlerinin emriyle katıldı ancak darbecilerle hareket etmedi. Sabah saat 08.55'te gelen "Kışlalarınıza dönün" mesajından sonra Hekin, Akıncı Üssü'nden uzaklaşmaya çalışırken, saat 09.21'de, tanık Mustafa Ataseven'in ifadesinde de ismi geçen Halil Burak Balcı tarafından vuruldu.

AKINCI DAVASI’NDA 'ŞEHİT' DENİLDİ

Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen Akıncı Üssü'yle ilgili davanın gerekçeli kararında yer alan bilgilere göre Hekin, sırtından vurulduktan sonra ağır yaralı olarak ters kelepçeyle üsse geri götürüldü. Daha sonra hastaneye kaldırılan Hekin, burada yapılan müdahalelere rağmen kurtulamadı. Hekin'in otopsi raporunda sırtından giren kurşunun akciğer ve karaciğerini parçaladığı, bu nedenle hayatını kaybettiği belirtildi. Hekin'in ölümü hakkında, Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi'nin gerekçeli kararında "Özkan Hekin'in şehit olduğu" ifadesi kullanıldı.

KHK İLE İHRAÇ EDİLDİ

8 Ağustos 2016'da Kazan Cumhuriyet Başsavcılığı'nın Genelkurmay Başkanlığı'na gönderdiği ve "Darbecilerle birlikte hareket etmediği anlaşılmıştır" dediği yazıya rağmen Hekin, 670 sayılı KHK ile ihraç edildi. Aradan geçen yıllar içinde ailesi, Hekin'e 'şehitlik' unvanının verilmesi ve itibarının iade edilmesi için mücadele etti. "Terörist" yaftası yiyen Hekin'in ailesi ayrıca OHAL Komisyonu'na da başvuruda bulundu.

KOMİSYON REDDETTİ

OHAL Komisyonu, 7 Temmuz 2021'de kararını verdi ve Hekin'in ailesinin başvurusunu reddetti. Hekin'in ailesi, inceleme sürecinde Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) mensuplarının yakınlarına uygulanan haklardan yararlanamadı.

Ayrıca ihraç edildiği tarihten bu yana kadar olan maaş ve özlük haklarından da yararlanamayan ailenin pasaportları da iptal edildi. OHAL Komisyonu'nun ret kararı, Hekin'in çocuklarının geleceği üzerinde de etkili olacak. Hekin'in çocukları, kamu görevine atanamayacaklar çünkü babaları KHK'li olduğu için güvenlik soruşturmasını geçemeyecek.

MAHKEMEDEN DE RET

OHAL Komisyonu'nun ret kararının üzerine Hekin'in ailesi, avukatları aracılığıyla Ankara 28. İdare Mahkemesi'ne dava açtı. İdare Mahkemesi'ndeki davada ise karar bu yıl 30 Mart'ta çıktı. Mahkeme, OHAL Komisyonu'nun ret kararını oy çokluğuyla yerinde buldu. Kıdemli üye Gökhan Ergü ise bu karara katılmadı ve karşı oy kullandı.

KIDEMLİ ÜYEDEN MUHALEFET ŞERHİ

Hekin lehine karşı oy yazan kıdemli üye Gökhan Ergü, muhalefet şerhinde şu ifadeleri kullandı:

Tüm dosya kapsamı ve UYAP kayıtları birlikte değerlendirildiğinde FETÖ/PDY silahlı terör örgütü ile irtibat ve iltisakının bulunduğuna dair somut göstergelere dayanmayan şüphe dışında bilgi, belge ve delil bulunmayan davacıların murisi Özkan Hekin'in rütbelerinin alınmasına dair işleme karşı yapılan başvurunun reddine dair OHAL İşlemleri İnceleme Komisyonu kararında hukuka uyarlık bulunmadığından iptaline ve işlem nedeniyle yoksun kalınan parasal hakların yasal faiziyle birlikte davacılara ödenmesine karar verilmesi gerekirken davanın reddi yönünde alınan çoğunluk kararına katılmıyorum.

'MİT MÜSTEŞARI’NIN ENGELLEMEYEMEDİĞİ DARBEYİ ENGELLEMESİ BEKLENMİŞTİR'

Hekin'in ailesinin avukatı Fatih Alkan, Ankara 28. İdare Mahkemesi'nin kararını Gazete Duvar'a değerlendirdi. Alkan, kararın Milli Savunma Bakanlığı tarafından 20 Ağustos 2016 tarihli idari tahkikat raporuna dayandırıldığını ifade ederek, "Rapora göre müvekkil, darbeyi engelleyecek şekilde davranmamış ve darbe girişimini engellememiştir" dedi.

"Cumhurbaşkanı'nın, Başbakan'ın, MİT Müsteşarı'nın, Genelkurmay Başkanı'nın farkedemediği ve engelleyemediği darbe girişimini bir yüzbaşı olan müvekkilin engellemesi beklenmektedir." diyen Alkan, müvekkilinin cemaatle organik veya sempati düzeyinde bir bağı olup olmadığının ve darbeye katılıp katılmadığının, Hekin'in ailesi tarafından beklendiğini ileri sürdü.

BANK ASYA, BYLOCK, ANKESÖR YOK

Dava sırasında yapılan araştırmalarda Hekin'in çocuklarına cemaatin okullarında eğitim aldırmadığı, ByLock kullanmadığı, Bank Asya'da hesabının bulunmadığı ve ankesörlü telefonla aranmadığının tespit edildiğine vurgu yapan Alkan, "Ülkemizdeki çarpık hukuki düzene göre bile Özkan Hekin'in sembolik de olsa itibarının iade edilmesi gerekir. En azından heyetteki bir hakimin de bizimle aynı görüşte olduğunu ve hukuk ile vicdanına göre karar verdiğini ve mahkemenin bu kararına katılmayarak Özkan Hekin'in haklarının iadesi noktasında kanaat bildirdiğini gerekçeli karardan anlamaktayız." ifadelerini kullandı.