Salvator Mundi: Dünyanın en pahalı tablosu nerede?

Rönesans döneminde yaşayan İtalyan sanatçı Leonardo da Vinci'nin "Dünyanın Kurtarıcısı" (Salvator Mundi) adlı tablosu rekor fiyata satıldı. Ancak tablo satılmasıyla sırra kadem bastı.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - Dünyanın en pahalı tablosu olan Salvaor Mundi, 2017'de Londra'daki ünlü müzayede salonu Christie's tarafından satışa çıkarıldığında, Leonardo'nun son eseri olarak tanıtıldı. Ancak o zamanlarda bile Leonardo'nun tabloda birkaç fırça darbesinden başka emeği olmadığından kuşkulananlar vardı, bu kuşkular da giderek arttı.

BBC Türkçe'nin aktardığına göre, Uluslararası bir entrika ve gizem perdesine bürünen Salvator Mundi'nin öyküsü ilgi çekmeye devam ediyor.
2021'de, "Kayıp Leonardo" ve "Satılık Kurtarıcı: Da Vinci'nin Kayıp Başyapıtı mı?" adlarını taşıyan iki yeni belgesel çekildi. Bu belgeseller, Ben Lewis'in 2019'da gündem olan  Son Leonardo adlı kitabını ve yazılan düzinelerce makaleyi izledi.

1500'lü yıllardan kalan tablo, 200 yıldan fazla tarihe gömülmüş, fena halde hasar görmüş, kötü bir şekilde restore edilmiş ve muhtemelen bir Leonardo hayranı tarafından, pek de fazla önemi olmayan bir eser olarak defalarca satılmıştı.

Ancak Salvator Mundi şimdi, sanat dünyasına damgasını vuran para, güç ve jeopolitikanın en önemli simgelerinden biri.

GİZEMLİ TABLO BELGESELLERE KONU OLDU

Kayıp Leonardo belgeselinin yapımcılarından Andreas Dalsgaard, BBC'den Caryn James'e yaptığı açıklamada, "Belgeselin adını seçerken, tablonun ve gerçeğin kayıp olmasından esinlendik. Ancak hazineler ve hazine avı gibi sahnelerle dolu Indiana Jones gibi filmler de ilham kaynağı oldu" dedi.

Salvator Mundi tablosu, 2005'te New Orleans'da bir müzayede salonunda ortaya çıktı ve 1175 dolar gibi bir fiyata iki New York'lu sanat tacirine satıldı.

Tacirler tabloyu restorasyon uzmanı olan Dianne Modestini'ye götürdü. Tablonun üzerinde yıllardır biriken kiri ve üst-üste yapılan boyamaları temizleyen Modestini, bunun gerçek bir Leonardo olduğundan kuşkulanan ilk kişi oldu.

Tabloyu restore etmek için yıllarını harcayan Modestini, İsa'nın başparmağının altındaki üzeri tekrar boyanmış bölümler ya da sadece Leonardo'nun yaptığı tarzda dudak kıvrımları gibi ayrıntılara dikkat çekerek, tablonun gerçek bir Leonardo olduğunu savunuyor. Ancak birçok uzman Modestini'nin restorasyonu abarttığını düşünüyor.

Sanat tarihçisi Frank Zöllner, Salvator Mundi'yi "Leonardo'nun stilini Leonardo'dan fazla uygulayan Dianne Modestini'nin başyapıtı" diye niteliyor.

Uzmanların çoğu, tablonun büyük olasılıkla Leonardo da Vinci'nin atölyesinde çalışan yardımcılarının eseri olduğunu, ünlü sanatçının ise son rötuşları yaptığını düşünüyor. Bu, yaygın bir uygulama.

Ancak Son Leonardo kitabının yazarı Ben Lewis'in "Kimse bunun bir Leonardo olup olmadığını bilmiyor, o yüzden siz de oyuna katılabilir ve Salvator Mundi ile kendi Da Vinci şifrenizi yazabilirsiniz" diyor. Tablonun kalitesi konusunda da farklı görüşler dile getiriliyor.

Amerikalı sanat eleştirmeni Jerry Saltz, Kayıp Leonardo belgeselinde "Büyük bir Leonardo olmak şöyle dursun, bu iyi bir tablo bile değil" derken, tabloyu bizzat görenler bunun muhteşem bir deneyim olduğunu söylüyor.

Belgesellerdeki ilginç yorumların bir kısmı sanatla ilgili bile değil. Kayıp Leonardo belgeselinde sanat yatırımlarıyla ilgilenen Bank of America yöneticisi Evan Beard, sanat eserlerinin genelde diğer mali işlemlerin yolunda gitmemesi halinde kullanılacak bir teminat olarak satın alındığını anlatıyor.

Tablonun 2011 yılında Londra'daki National Gallery'de tartışmalı bir şekilde otantik bir Leonardo olarak sergilenmesi önemli bir dönüm noktası oldu.

Serginin küratörü Luke Syson, her iki belgeselde de bu kararını savunuyor.

Sergi, kesin olmadığı halde Leonardo'ya atfedilen tablonun meşruiyet kazanmasında önemli rol oynadı. İki yıl sonra bazı renkli kişiler ortaya çıktı. İsviçreli sanat taciri Yves Bouvier, tabloyu 83 milyon dolara New York'taki tacirlerden satın aldı.

Resmi Dmitri Rybolovlev adındaki bir Rus oligark için aldığı söyleniyordu. Bouvier bunu kabul etmedi ama, iki gün sonra tabloyu 127,5 milyon dolara Rybolovlev'e sattı.

Bouvier, yaptığını "her zamanki gibi iş" diye niteliyor: "Ucuza alırsınız, pahalıya satarsınız."

İsviçre yetkilileri, bazı sanat eserleri ile ilgili sahtekarlık yapmasından kuşkulandıkları Bouvier hakkında soruşturma açtı, ancak bir suçlamada bulunmadan konuyu kapattı.

FRANSA'DA SERGİLENECEKTİ... 

Tablo, kısa süre sonra Christie's Müzayede Salonu'na gidecekti. Christie's'deki satış da iyi sahnelenmiş bir oyun gibiydi. Önce tabloyu değil, tabloya bakan insanların yüzündeki ifadeyi gösteren bir tanıtım videosu yayınlandı. Videodakilerin çoğu sıradan insanlardı, ancak aralarında tabloya İsa'nın kendisini görmüş gibi saygı dolu bir ifadeyle bakan ünlü aktör Leonardo DiCaprio da bulunuyordu.

Alıcının kimliği açıklanmadı. Ancak New York Times, Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Salman'ın aracısı tarafından satın alındığını yazınca, tablo birden jeopolitika gündemine taşındı. O dönemde bin Selman, bazı kısıtlamaları gevşeterek Suudi Arabistan'ın imajını parlatmaya çalışıyordu.

Sanat dünyasının gözlemcileri, Salvator Mundi'nin Suudi Arabistan'da yeni bir müzenin duvarlarını süsleyeceğini düşündü, ancak tabloyu bir daha gören olmadı.

Tablo bir dönem Fransa'nın başkenti Paris'teki ünlü Louvre Müzesi'nde sergilenecek gibi oldu. Louvre, 2019'da Leonardo'nun 500. ölüm yıldönümünde açacağı sergiye bu eseri de koymak istedi

Bu konuda görüşmeler yapılırken, bin Salman bizzat Paris'te Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'u ziyaret etti. Sergi basına tanıtılırken, duvarda Salvator Mundi'yi bekleyen bir boşluk vardı, ancak tablo asla buraya asılamadı. New York Times, Louvre Müzesi'nin, bin Salman'ın tablonun Mona Lisa ile aynı odada sergilenmesi ve dolayısıyla aynı statüde bir eser olarak gösterilmesi talebini reddettiğini yazdı.

'EĞLENCELİ BİR HİKAYE...'

Kayıp Leonardo belgeselinin yapımcılarından Andreas Dalsgaard, "yakında yeni bir bilgi çıkar, doğru olsa da olmasa da, medyanın her yanında patlar" diyor ve ekliyor: "Dünyadan saklandığı, geleceği ve akıbeti bilinmediği sürece, esrarengiz olmayı sürdürecek. Çünkü sonuçta eğlenceli bir hikaye."