SAADET'ten Diyarbakır kayyımına atama tepkisi

SAADET Partisi Diyarbakır İl Başkanı Fesih Bozan, Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi’ndeki daire başkanlıklarının yaklaşık yüzde 80'ninin başka illerden getirilip atanmasına tepki gösterdi. Bozan, yargı reformunun konuşulduğu gümlerde 101 kişinin gözaltına alınmasının hak ihlali olduğunu söyledi.

Google Haberlere Abone ol

DİYARBAKIR - Saadet Partisi Diyarbakır İl Başkanı Fesih Bozan, Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi’ne kayyım olarak atanan Vali Münir Karaloğlu’nun başka illerden belediyeye atama yapmasını eleştirdi.
Bozan, farklı illerden Diyarbakır Büyükşehir Belediyesine ataması yapılan daire başkanlarına ilişkin kamuoyunun bilgilendirilmesi gerektiğini vurgulayarak, “Diyarbakır'da bu vasıflara sahip kimse yok muydu? Yapılan bu atamalar, Diyarbakır'a daha güzel ve doğru hizmet yapmak için, tecrübeli ve liyakat ehli kişiler midir? Yoksa klasik kadrolaşma mıdır?” diye sordu.

SON TUTUKLAMALAR VE YARGI REFORMU

Demokratik Toplum Kongresi’nin (DTK) bazı belgelerinde isimlerinin geçtiği iddiasıyla Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığınca başlatılan soruşturma kapsamında, Diyarbakır, İzmir, İstanbul ve Adıyaman'da 101 kişi sabahın erken saatlerinde evlerine baskın yapılarak gözaltına alındığına değinen Bozan, bu kapsamda Diyarbakır’da 24 avukat gözaltına alındı. Bozan, ifadeleri alındıktan sonra, 24 avukattan 22'sinin serbest bırakıldığını hatırlattı.

Bozan, “Evi, adresi ve işyeri belli olan, kişilerin hatta her gün mahkemelerde görev yapan avukatların ifadeye çağrılmak yerine, evi basılarak gözaltına alınması hukuk ve insan haklarıyla tamamen çelişmektedir. İfadeleri alınan 22 avukat serbest bırakılacak idiyse neden sabahın 5'inde evlerine baskın yapıldı. Aileleri, çocukları ve komşuları üzerinde bıraktığı menfi görüntünün telafisi nasıl yapılacak?” dedi.

Herkesin can ve mal emniyetinin sağlanacağı, herkesin fikir ve düşünce özgürlüğüne sahip olacağı, adalet ve hukukun üstünlüğünün sağlanacağı bir dönem arzuladığını belirten Bozan, şunları söyledi: “Elbette hiç kimsenin suç işleme ayrıcalığı olamaz. Ancak ciddi deliller olmadan da, kişilerin insani hakları ihlal edilmemelidir. Bu tür gözaltılar yargı reformunun bahsedildiği bir dönemde yapılması manidardır.” (DUVAR)