Rusya basınında geçen hafta: 'İsrail nihai çözüm peşinde'

Rusya basınında geçen hafta Ortadoğu'daki dengelere ilişkin görüşler ağırlıklı yer alırken, Putin'in Kazakistan ziyaretinin sonuçları da değerlendirildi.

Google Haberlere Abone ol

Hazal Yalın

Bu haftaki seçkimizde üç yazı var. İlki, Belarus resmi haber ajansı Belta’dan. Ajans, Rusya Askeri ve Stratejik Çatışmalar Araştırma Merkezi Başkanı Andrey Klintseviç ile görüşmüş. Söylediği aslında şöyle yorumlanabilir: İsrail, Gazze’de bir Singapur çözümü peşinde. Tsargrad’da Sergey Latışev de aşağı yukarı aynı görüşte; ancak Latışev fazladan olarak, İsrail için tamamen kötümser bir gelecek tablosu çiziyor ve bu devletin, yüzyılın ikinci yarısında ortadan kalkacağını ileri sürüyor. Kommersant ise Putin’in Kazakistan gezisini ele almış. Geziden dışarıya çok fazla bir şey sızmadı; resmi mutabakatlar fazla önem taşımaz gibi görünüyordu, ama ziyaret öncesi Kremlin açıklaması, Rusya tarafının ziyaretten bazı önemli beklentileri olduğunu ima ediyordu. Kommersant, görüşmelerin ardından basın toplantısında Putin’in çok keyifli göründüğünü de belirtmiş; belki bu, beklentilerin karşılanmasıyla ilgilidir.

'İsrail nihai çözüm peşinde'

Rusya Askeri ve Stratejik Çatışmalar Araştırma Merkezi Başkanı Andrey Klintseviç’e göre İsrail’in elinde Gazze’de Filistin meselesini kesinkes bitirme planı var. Klintseviç şöyle diyor: “NATO üyesi ve AB üyeliğini hedefleyen Türkiye cumhurbaşkanı bunlardan beklenmedik şekilde ayrı düştü ve Batılıları hilale karşı yeni haçlı seferi başlatıyorlar diye anmaya başladı. Türkiye NATO’nun ikinci büyük ordusuna sahip. Nükleer silahları yok, ama silahlı kuvvetleri çok ciddi. Türkiye’nin Yakındoğu’da geniş menfaatleri de bulunuyor. Bu bölge Birinci Dünya Savaşı’na kadar Türkiye’nindi. Ve herkes barış içinde yaşıyordu.” Klintseviç’e göre İsrail’in elinde Gazze şeridinde Filistin meselesini nihai olarak çözme planı var: “Filistinlileri oradan çıkarmak istiyorlar, nereye olacağının önemi yok. İsrail’in Gazze şeridini hızla imar etmek ve orayı tatil beldeleri haline getirmek için teknolojisi ve parası var. Mesele, şu anda sığınaklarda bulunan iki milyon sivile ne olacağı.” (BELTA, 9 Kasım)

'Belki Rusya’nın bir sürprizi olabilir'

... Bütün bunlar Arap ülkeleri aktif bir tutum alsaydı mümkün olmazdı. Ama ne görüyoruz? Lübnan Hizbullah’ı, İsrail’in kuzey sınırını ateşe tutarak İsrail ordusunun bir bölümünü kendi üzerine çekiyor. Mükemmel bir orduya sahip olan bu Şii grubu İran oryantasyonlu; İran da Arap olmayan Türkiye gibi İsrail’in Filistinlilere karşı soykırımını şimdilik sadece lafla eleştiriyor. İran’ın bölgedeki bir diğer müttefiki Yemenli militan Husiler de İsrail’e füze saldırısında bulundular. Kızıldeniz üzerinde füzeleri Amerikalılar düşürdü. Zorlukla hayatta kalan Suriye’nin bir sürü iç problemi var; Filistinlilere el uzatması mümkün değil. Gazze’ye mali ve enformasyon yardımı sağlayan Katar ise fazla küçük ve uzak. Mısır, Suudi Arabistan, Ürdün gibi komşu ülkelere gelince, Tel Aviv’in eylemlerini lafta kınamalarına rağmen Hamas’ı ezmesi için daha ziyade İsrail’e yardım ediyorlar, çünkü kendileri de Filistinlilerden korkuyor. Normal bir Filistin devletinin meydana gelmemesi ise birçok açıdan onların miyopluklarının ve rekabetlerinin sonucu.
Bunların ne kadar sabırlı olduklarını ve İsrail’in Hamas’ı yok etmesine, Filistinlilerin Gazze’de yaşamasına izin verip vermeyeceklerini göreceğiz. Bunlar Filistinlileri almak istemiyorlar. ...

Arap Birliği’nin 22 üyesi var. Hamasçıların Filistin mücadelesini haç ve hilal arasındaki savaşın parçası haline getirme çağrısını Türkiye Cumhurbaşkanı ve Arap sokakları henüz duymuş değil. Bunlar İsrail’in Gazze problemini “nihai çözümünü” önleyebilecekler mi? Bu konu da şüpheli. Şüpheler sadece bir konuda: başlangıçta İsrail’in Gazze’yi yerle bir edebileceği, Hamas’ı ezebileceği, bu muharebeyi kazanabileceği açıktı, çünkü muazzam bir güç dengesizliği var. Ama şimdi, bir ay geçmişken, İsrail’in son tahlilde Yakındoğu’daki varlık savaşını kaybedeceği daha da aşikâr. Hem iç hem dış nedenlerle. 21’inci yüzyılın ikinci yarısında onun işi bitecek.

Teorik olarak Çin ve Rusya müdahale edebilirlerdi, ama onlar da ABD ve ortaklarına başka cephelerde angajeler: Ukrayna, Tayvan, yaptırımlar. Moskova elbette Filistinlilere bazı yardımlarda bulunabilir, ama belki de onlar Ukrayna’yı Batı silah sevkiyatından yoksun kılarak Rusya’ya yardım etmiş bile olabilirler. Çünkü bu silahlar şimdi İsrail’e yönlendiriliyor. Artı, Hamas İsrailli danışmanları ve paralı askerleri oradan yurtlarına göndermeyi de başardı. Bu danışmanlar ve paralı askerler Batının Rusya’ya karşı Ukrayna’daki vekil savaşına Ukrayna-Yahudi oligarşisinin menfaatleri gereği de aktif şekilde katılıyordu. Tel Aviv ise teröristlerin ele geçirdiği Ukrayna’ya silah ve mühimmat yığmayacak. Elbette kendileri istemiyorlar bunu, ama Batı ve İsrail şu anda, daha önce Kosova’da olduğu gibi, Eski Ahit’teki vahşet olmasa da egemen devletler tarafından kaçınılmaz olarak kullanılacak bir emsal yaratıyorlar. Bundan sadece Batılılar ve onlarla göbekten bağlı ülkeler zarar görecek.Bu arada belki Rusya’nın bir sürprizi olabilir. Moskova hipersonik Kinjal füzelerini hazır tutuyor. (S. Latışev / Tsargrad, 7 Kasım)

'Tokayev çok erken kalkmıştı'

Kazakistan Devlet Başkanı Kasım-Jomart Tokayev sabah erkenden, ama çok erkenden, Moskova’dan gece geç vakit ayrılan Putin’i karşılamak için Astana uluslararası havaalanına geldi. Bu elbette bir işaret. Unutmamak gerek. Herkesin nefesinin kesildiği söylenecek, ama gene de Kazakistan Devlet Başkanı meslektaşlarını havaalanına geçirirdi hep, ancak karşılamazdı. Macron’la böyle olmuştu... Erdoğan’la böyle olmuştu... Orban’la böyle olmuştu...

Nazarbayev’in şu an nerede olduğunu kimse tam olarak bilmiyor. Nazarbayev’e olanlar şöyle tanımlanıyor: “işlerden elini ayağını çekti”. Belki Astana’dadır, belki de Dubai veya Türkiye’de. ...İki devlet başkanı devlet konukevinden yıllık bölgesel işbirliği forumu katılımcılarıyla video konferansa katıldılar. Kazakistan devlet başkanı gübre pazarında rekabet etmeme çağrısı yaptı, “su kaynaklarında artan yetersizlikten” ötürü derin endişelerini ifade etti. (Bu gerçekten Kazakistan’da ciddi bir problem.) Başbakan yardımcıları Serik Jumangarin ve Aleksey Overçuk raporlarını sundular, ama ikisi de konuşmanın elim zaruretinden dolayı çile çekiyor gibiydi.

Dar görüşmeler açılırken Tokayev, Putin’in geldiği sabah etrafı yıldızlarla çevrili bir hilal göründüğünü ve bunun da kuşkusuz alamet olduğunu söyledi. Her şeyden önce Kazakistan devlet başkanının bu sabah çok erken kalktığının alameti. Görüşmelerin protokol kısmında biraz ilginç sayılabilecek olan tek şey Kazakistan’ın güneyinde üç Rus okulu açılacağı ve Kazakistan’da Rusya’dan çok sayıda ilgili şirketin katılımıyla bir “Rus mevsimleri” yapılacağı haberi oldu. Eğitimin Rusya’daki müfredata göre verildiği Rus okulları Kazakistan’da yoktu. Dahası bunca yıldır Kazakistan tarafı bunun gereksiz olduğunda da ısrar ediyordu: Kazakistan ilköğretim okullarında birçok ders Rusça veriliyor; bu yetmez mi? Ama birileri için yetmezmiş. ...

Ziyarette imzalanan mutabakatlar arasında Kazakistan’da üç termik santral kurulacağına dair memorandumdan söz etmeye değer, zira bunca yıldır ülkenin iki büyük sorunu, elektrik ve ısınma. Şimdi ısınma konusunda anlaşılmış oldu. [Eski Sovyet ülkelerinde termik santraller hem elektrik enerjisi üretir hem de merkezi ısıtma sağlar. - H.Y.] … (A. Kolesnikov / Kommersant, 9 Kasım)