Davutoğlu’ndan Man Adası göndermesi

Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, iktidarın döviz işlemleri için banka ve sigorta muameleleri vergisini yüzde 1 oranına yükselttiğine dikkat çekerek, “Öyle yüksek oranlı işlem vergileri herkesi 'arka yollara' yönlendirir. Birileri de kalkıp, 'İnsanlar Türkiye’ye güvenip paralarını Türk bankalarında ve kayıt içinde tutacaklarına Man Adası veya Malta gibi yurt dışı vergi cennetlerindeki gizli hesaplarda mı tutsaydı?' diye sorarsa ne cevap vereceksiniz?” dedi.

Google Haberlere Abone ol

ANKARA - Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, haftalık olağan değerlendirme toplantısında gündeme dair açıklamalarda bulundu. Normalleşme sürecinin 1 Haziran itibari ile başlatıldığını ifade eden Davutoğlu, bu sürecin Bilim Kurulu üyelerinin uyarı ile sürdürülmesi gerektiğini kaydetti.

NORMALLEŞME SİYASETİN NORMALLEŞMESİ OLURSA DEĞERLİDİR

İktidarın normalleşmeden anladığının park, bahçeleri açmak olduğuna dikkat çeken Davutoğlu, “Ülkemizin hızla normalleşmesini istiyoruz ama iktidarın normalleşmeden anladığıyla halkımızın beklediği normalleşme arasında uçurum var. Bu normalleşmenin adı demokrasidir. Normalleşme siyasetin normalleşmesi olursa değerlidir. İktidar, korona süreci boyunca onlarca tutarsız ve fırsatçı karara imza atmış olmasına rağmen, milletimizin sabrı ve feraseti sayesinde görece daha az bir hasarla bu süreci geçirdik. Yetkililere düşen 65 yaş üstü için gerekli önlemleri almak, 65 yaş üstüne özel toplu taşıma ve mekan düzenlemeleri yapmaktır. Yoksa sadece 'siz evde kalın' demek ne temel insan hak ve hürriyetleriyle ne de sosyal devlet anlayışıyla uyuşmamaktadır” ifadelerine yer verdi.

SİYASİ, HUKUKİ KRİZ OLDUĞU İÇİN EKONOMİK KRİZ VAR

Türkiye’de bir siyasal kriz, hukuk krizi, adalet krizi yaşandığı için ekonomik krizin de yalandığını dile getiren Ahmet Davutoğlu, şöyle konuştu: “Bugün, Türkiye'de bir ekonomik kriz yaşadığımız için siyasal kriz yaşamıyoruz. Tam tersine, bir siyasal kriz, hukuk krizi, adalet krizi ve en önemlisi yönetim krizi yaşadığımız için ekonomik kriz yaşıyoruz. Artık iktidar demokrasi deyince ortağıyla beraber açılışını yaptığı bir adanın inşaatlarını anlamaktadır. Demokrasi müzelik bir mesele değil, yaşayan canlı toplumlarla alakalı bir hadisedir. Tüccarların, esnafların ve alnının teriyle kazananların bildiği bir söz vardır. Derler ki: 'Bir şey bedava ise çok pahalı demektir'. Bu devletin neredeyse bütün işlerini verdiği bir müteahhittin yapacağı bedava hastaneye ihtiyacı yoktur. Belindeki silah nedeniyle kendini hukuk yerine koyan, 'kanun benim' mantığıyla hareket eden, hukuk devletini polis devleti ile ikame eden anlayış hem yapılan fedakarlıklara hem de demokrasi kültürümüze gölge düşürmektedir.”

MAN ADASINA GÖNDERME 

Ahmet Davutoğlu, ekonomiye ilişkin sözlerini şu cümleler ile sürdürdü:

“Türkiye’yi uçuracağı iddia edilen bir sistemin iki yıl içinde eskiyerek reforma ihtiyaç hissetmesinin bu sistemin mimarları tarafından ifade edilmesi çok açık ve acı bir itiraftır. Hazine ve Maliye Bakanı kendi Cumhurbaşkanı’nın Başbakan olduğu dönem ile ilgili açık bir redd-i miras yapmakta, kendisinden önceki AK parti dönemlerini eleştirmektedir. Bu liyakatsiz yönetim, bayramın ilk günü, mal kaçırır gibi döviz işlemleri için banka ve sigorta muameleleri vergisi oranını yüzde 1 gibi çok yüksek bir seviyeye çıkardı. Böyle yüksek oranlı işlem vergileri herkesi 'arka yollara' yönlendirir. Kayıt dışına yol açar. Birileri de kalkıp, 'İnsanlar Türkiye’ye güvenip paralarını Türk bankalarında ve kayıt içinde tutacaklarına Man Adası veya Malta gibi yurt dışı vergi cennetlerindeki gizli hesaplarda mı tutsaydı?' diye sorarsa ne cevap vereceksiniz? Milli ekonomi; israf ve kötü yönetimle Merkez Bankası'nın 40 milyarlık yedek akçesine göz dikmemektir. Arka kapı operasyonlarıyla ülkenin 77 milyar dolarlık rezervlerini satmamaktır.” (DUVAR)