Erdoğan: Gençliğimizi bal arısı gibi görmek istiyorum, eşek arısı gibi değil

Beştepe'deki 28. muhtarlar toplantısında konuşan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Lozan'ın tartışılmasından yana olduğunu belirterek, "Sorgulayan bir gençlik istiyorum, Ben gençliğimizi bal arısı gibi görmek istiyorum, eşek arısı gibi değil" dedi. Erdoğan, Misakı Milli'ye de atıf yaptı.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, yeni konsept çerçevesinde Türkiye'ye yönelik tehditleri kaynağından yok edeceklerini söyledi. "Suriye'de mi, Irak'ta mı Türkiye'ye yönelik tehdit var, bu tehdidin sınırlarımıza dayanmasını beklemeyeceğiz, orada tepelerine bineceğiz" dedi.

Beştepe'deki 28. muhtarlar toplantısı, 19 Ekim Muhtarlar Günü'ne denk geldi. Erdoğan, muhtarlara hitaben yaptığı konuşmada şunları söyledi:

"15 Temmuz gecesi yolları ve meydanları dolduran milletimiz, bu anlayışla devletinin yanında yer almıştır. Darbecilerin karşısına dikilen kahraman vatandaşlarımız istiklaline sahip çıkarsa güvenli geleceğini olacağını biliyordu. Biz bu yüzden 15 Temmuz'a 2. Kurtuluş Savaşı diyoruz.

Kurtuluş Savaşı'nı çok iyi anlamak mecburiyetindeyiz. YÖK'ün dün yaptığı toplantıda, tarihimizi yavrularımıza iyi öğretelim. Çünkü bizi yalan söyleyen tarihle aldattılar. Öğrencilerimize de kendi tarihlerini iyi öğrenmelerini tavsiye ettim. Son zamanlarda gündemde olan Lozan'ı ifade ederek gündeme düşürdüğümüz konu, ardından Misakı Milli konusu bu sürecin nasıl yönetildiğini, bizlere nasıl bazı gerçekleri yanlış öğrettiklerinin en açık ifadesidir.

Gençlerimizin Lozan'ı incelemesi, araştırması; birileri rahatsız oluyor, varsın rahatsız olsun. Tartışılsın, incelensin görülsün. Doğru-yanlış bilelim. Partimin kurucusu Lozan'da imza atmış diye 'bu doğrudur' böyle bir mantık olamaz. 'Acaba doğru mudur' bu soruyu soralım. Tek tipçi bir insan, biz böyle bir gençlik istemiyoruz; sorgulayan, araştıran bir gençlik istiyoruz.  Sorguladığı, araştırdığı zaman gerçeğe ulaşacaktır. Ben gençliğimizi bal arısı gibi görmek istiyorum, eşek arısı gibi değil.

MİSAKI MİLLİ NİYE RAHATSIZ EDİYOR?

Ardından Misakı Milli dedik. Misakı Milli niye rahatsız ediyor. Misakı Milliyi gündeme getiren kim; Gazi Mustafa Kemal. Niye rahatsız oluyorsun, biz rahatsız olmuyoruz. Burada bir tarih, milletin geçmişi yok mu? Rahatsız olmayın. Onun için de bunu da öğrenelim, bilelim; dün neydi, bugün ne. Bunu birileri anlamak istemiyor, derdi başka.

BAHÇELİ'YE TEŞEKKÜR EDERİM

Bu noktada, Sayın Bahçeli'nin dünkü konuşmasında ifade ettiği gibi, kendisine teşekkür ediyorum; siyasi hareketler de doğruda bütünleşmeyi ortaya koyduğu sürece bu millet başaracaktır.

BİN YILLIK HAFIZAYI UNUTTURAMAZSINIZ

Geriye dönüp baktığımızda manzara nedir? Osmanlı öyle köklü bir devletti ki, bu devin yıkılışı milletimizin üzerinde maddi ve manevi yaralara yol açmıştır. 1914 yılında, 2,5 milyon kilometrekare olan topraklarımızın büyüklüğü 9 yılda Lozan'ı imzaladığımızda 780 bin kilometrekareye düşmüştü. Kurtuluş Savaşı'na girerken hedefimiz Misakı Milli sınırlarımıza sahip çıkmaktı. Ne yazık ki koruyamadık. Bu durumu mazur göstermeye çalışanlar olabilir. Bir yere kadar mazur görmek mümkündür. Türkiye'yi 1923'ten beri böyle bir kısır döngüye hapsedenlerin amacı, coğrafyamızdaki bin yıllık hafızayı bize unutturmaktır. 780 bin kilometrekareye nerelerden geldik, 20 milyon kilometrekarelerden geldik. 2016 yılında 1923'ün psikolojisiyle hareket edemeyiz.

TERÖR NERDEYSE TEPELERİNE BİNECEĞİZ

Cumhuriyetimizi kurduğumuzdan beri dünyada her şey değişirken, 1923'teki konumumuzu korumakla övünemeyiz. İstiklalimizi bu anlayışla kaznadığımız halde, Cumhuriyetimizi hattı müdafaa anlayışıyla savunmaktan vazgeçmeliyiz. Sorun kapıyı çalmadan, bıçak kemiğe dayanmadan harekete geçemediğimizi görüyoruz. Kapımız hiç boş kalmadı. Her dönem bu tür bedeller ödedik. Siyasette büyük bedeller ödedik. Darbelerle, muhtıralarla büyük zaman kaybettik. Aynı zaman yarışa başladığımız ülkelerin fersah fersah gerisinde kaldık. Terörle mücadelede, kardeş kavgalarında binlerce neslimizi kaybettik. Artık bedel ödemek istemiyoruz. Türkiye artık bu yanlış güvenlik anlayışını terk etmiştir, bitirmiştir. Bundan sonra sorunların kapımızı çalmasını beklemeyeceğiz, bıçak kemiğe dayanana kadar sabretmeyeceğiz, artık sorunların üzerine biz gideceğiz. Terör örgütlerinin bize saldırmasını beklemeyeceğiz, nerede yuvalanıyorsa tepelerine bineceğiz.

ÜLKE İÇİNDE PKK'NİN SAKLANDIĞI YERLERİ TESPİT ETTİK

Türkiye 30 yılı aşkın süredir PKK ile mücadele ediyor. 40 bin mensubunu imha ettik ama eylemlerini durduramadık. Çünkü biz PKK bize saldırdığında karşılık veriyorduk, artık inlerinde bulup bertaraf edeceğiz. Ülke içinde bunların gizlendiği, saklandığı, eylem hazırlığı yaptığı yerleri tespit ettik, yok edeceğiz. Bölücü örgüte kim destek veriyor, imkan sağlıyorsa hepsinin kökünü kurutacağız. Biz kendilerini bulup yok etmeden, nereye gideceklerse gitsinler. Yabancı devlet adamlarını rahatsız edeceğiz, dosyalarını önlerine koyacağız, ne yaparlarsa yapsınlar.

YA İMHA YA TESLİM YA DEFOLUP GİDECEKLER

FETÖ ile de aynı şekilde mücadele ediyoruz. Kamudaki, STK, işdünyasındaki elemanlarını adım adım takip ediyoruz. Kimsenin yaptığı ihanet yanına kar kalmayacak. Hiçbir terör örgütünün, hiçbir teröristi bu topraklarda barındırmayacağız. Ya imha, ya teslim, ya da defolup gidecekler.

Yıllarca Suriye'de hem mazlum Suriye halkının mağduriyetini giderecek, hem sınırlarımızı güvenlik sağlayacak çözüm için bekledik. Biz bekledikçe sorunlar üzerimize geliyor. Bir yandan DEAŞ, bir yandan YPG/PYD bayrak sallayınca anladık ki kendi göbeğimizi kendimiz kesmemiz gerekiyor. Fırat Kalkanı operasyonuna başlarken kimseden izin almadık. Bilgi vermek başka bir şey, izin almak başka bir şey. Bizim Suriye'de 2 ayda elde ettiğimiz netice 4 yılda başarılamamıştı. Ortada bir taktik ve strateji oyunu var. Suriye halkı bu oyunun kurbanı olarak seçilmişti. 6 yılda 600 bini aşkın cana mal olan bu oyunu bozan Türkiye'nin başlattığı hamle olmuştur.

EL BAB'A İNİP, MÜNBİÇ'İ KUŞATMA ALTINA ALACAĞIZ

Cerablus temizlendi 30 bin Cerabluslu yerleşti. Rai temizlendi, Rai halkı yerleşmeye başladı. Dabık, bizim tarihimizdeki Mercidabık aynen DEAŞ'tan boşaltıldı, oranın sakinleri yerleşiyor. Birileri akıl veriyor; 'Dabık'a girdiniz iyi, daha aşağı girmeyin'. Daha aşağıda ne var, El Bab var, kusura bakmayın oraya da gideceğiz. Çünkü bizim tehdidi altında olduğumuz yer Dabık'ta bitmiyor, El Bab'ın da güneyine doğru iniyor. Oradan Münbiç'i de kuşatma altına almamız lazım. Münbiç yüzde 95 ile Araptır. Orayı PYD ile YPG işgal etmek istiyor. Biz ABD'lilere 'Gidecekler' dedik, söz verdiler bakalım. Rakka'ya beraber gidebilir miyiz, göreceğiz. Biz buna da varız.

İSLAM NE EMREDİYORSA ONU YAPARIZ

Fakat şu anda benzer bir senaryo bu defa mezhep çatışması çıkarmak üzere Musul'da sergileniyor. Bağdat yönetiminin bu oyunun gerçek aktörü olmadığı gayet açıktır. Suriye'deki oyunlarını bozmamızdan rahatsız olanlar Musul'a dahil olmamızı istemiyorlar. DEAŞ da, YPG/PYD de aynı güçler tarafından desteklenen piyondan ibarettir. FETÖ ile PKK da aynı oyunu oynuyorlar. Asıl mesele bölgenin yeniden yapılandırılması meselesidir. Tüm bölge bu süreçten zarar görecektir. Suriye'de nasıl harekete geçtiysek, Musul'da da aynı şekilde davranmaya kararlıyız. Biz orayı farklı bir mezhebi anlayışa terk edemeyiz. Biz Şia'nın düşmanı değiliz, mezhepçiliğe karşıyız. Sünni, Şia din değildir, bizim için İslam tektir, İslam ne emrediyorsa onu yaparız.

MUSUL İÇİN ABD'YLE MUTABAKATA VARDIK

Bizim burada sınırdaş olacağız, söz söylemeyeceğiz; sınır olmayanlar istediği gibi kesecek biçecek, elbiseyi yapacak; yok böyle bir şey. Bunun yeri Musul'dur, öyleyse Musul'da olacağız. Hava unsurlarımızın Musul operasyonuna katılması konusunda ABD'lilerle mutabakata varıldı.

PUTİN'LE EL NUSRA'YI GÖRÜŞTÜK

Dün Sayın Putin ile Halep'i konuştuk. Saat 22.00 itibariyle hava operasyonunu durduracaklarını ifade ettiler. El Nusra'nın orayı terk etmesi konusunda ricası oldu, arkadaşlara talimat verdik. El Nusra'yı Halep'ten çıkarma konusunda bir çalışma için görüştük. Suriye'deki, Irak'taki, Balkanlar'daki bütün yerler gibi Halep'i kendimizden ayrı göremeyiz. Halep nerenin sınırı; Kilis, Gaziantep. Halep'te Allah göstermesin bir göç başlarsa en az 1 milyon insan Türkiye'ye gelecek.

IRAK ORDUSU MEZHEBİ YAPISINI AÇIKLASIN

Bağdat yönetimi kendi ordusunun mezhebi yapısını dünyaya açıklasın. Yüzde kaçıyla hangi mezhepten oluşuyor. Burada yıllarca Sayın Maliki'ye başbakanlığım döneminde söyledim, nüfusunuzdaki mezhebi oran neyse ordunuzu da düzenleyin dedikçe bildiklerini okumaya devam ettiler. Bizi saf dışı bırakmaya çalışan her hamle, bölgenin yeni acılara sürüklenmesine yol açan adım demektir. Küresel değerlerin bölgedeki en önemli temsilcisi Türkiye'nin karşılaştığı durumlar çok tehlikeli olacaktır. Meseleyi inceldiği yerden kopsun noktasına getirmedik, getirmek istmeyoruz. Sorunları kapımıza dayanmadan çözme konusunda kararlıyız.