Polisler 8 yıl sonra hakim karşısında: Yere düştüğümde bile vurmaya devam ettiler

İzmir'de N.Z. isimli kadının 2015 yılında katıldığı bir yürüyüşte darbedilmesi nedeniyle üç polis hakkında açılan dava 8 yıl sonra görülmeye başlandı.

Google Haberlere Abone ol

İZMİR - İzmir’de 2015 yılında sendika ve meslek örgütlerinin çağrısıyla “laik, bilimsel ve ana dilde eğitim” taleplerini içeren yürüyüşe katılan N.Z. isimli kadının polis tarafından darp edilmesine ilişkin 8 yıl sonra açılan dava görülmeye başlandı. Davanın ilk duruşması bugün İzmir Adliyesi 33. Asliye Ceza Mahkemesi'nde görüldü. N.Z. ve avukatının hazır bulunduğu duruşmaya, sanık polisler ise katılmadı.

'POLİSLER ÜZERİME HÜCUM ETTİ'

Kimlik tespiti ile başlayan duruşmada ifade veren N.Z, olay günü sendikanın çağrısı üzerine Basmane Meydanı'na gittiğini belirtti. Polisin yapılmak istenen yürüyüşe izin vermediğini belirten N.Z, yaşananları şu sözlerle anlattı:

“Sendika temsilcileri ile polis arasında yürüyüş konusunda görüşme yapıldı. Bu esnada hiçbir anons yapılmadan üzerimize tazyikli su ve biber gazı sıkıldı. Daha sonra polisler orada bulunanlara saldırdı. Ben de can havliyle fuara kaçtım. Benimle birlikte eyleme katılan birçok kişi fuarın içine doğru kaçtı. Orada toplandığımız sırada genç bir kişiyi polislerin yerde sürükleyerek götürdüğünü gördüm. Bu durumu diğer kişilerle birlikte alkışlarla protesto ettim. O anda polis amiri olduğunu düşündüğüm bir şahıs bana doğru yöneldi ve 'alın bunu' dedi. Kolumdan tutup merdivenlerden indirmeye çalıştı. Bu talimatla birlikte yanında bulunan polisler benim üzerime hücum ettiler. Polislerden birisi kafama kaskıyla vurdu. Bunun üzerine yere düştüm. Yere düştüğümde de tekmeyle, copla, kaskla bana vurmaya devam ettiler. Bu halde bile polis beni alıp götürmeye çalıştı. Ancak etrafımdaki insanlar beni koruyup vermediler. Bana vurup, darp eden polislerden şikayetçiyim.”

TANIK: YERDEYKEN VURDUKLARINI GÖRDÜM

Duruşmada dinlenen bir tanık da N.Z'nin anlatımlarını doğruladı. N.Z.'yi daha önceden tanımadığını belirten tanık, “Olay günü sendikanın çağrısı üzerine Basmane Meydanı’na gitmiştik. Açıklamanın ardından yürüyüş yapılacaktı ancak polis yürüyüşe izin vermedi. O anda birden üzerimize tazyikli su sıkılmaya ve ayrıca biber gazı sıkılmaya başlandı. Kendimizi korumak için fuarın içine doğru kaçtık. Fuarın girişinin sağ tarafında bir bina vardı, oraya sığındık. O sırada polisler yoldan geçen birini sürükleyerek götürdüler. Biz de tepki göstermek amacıyla alkışlamaya başladık. O sırada bir polis amiri müştekiyi tutarak çekti. Ben de yanındaydım. Kendisini korumak için tuttum. Diğer polisler beni içeri doğru ittiler ve yine bir kısım polisler de müştekiyi tutup götürmeye çalışıyorlardı. O sırada müştekiyi aralarına aldılar. Polislerden birisi elindeki kaskla vurdu. Daha sonra müşteki yere düştü. Yerde iken ona vurduklarını gördüm” dedi.

'KASTEN YARALAMA DEĞİL İŞKENCE SUÇUDUR'

N.Z'nin avukatı Nergis Tuba Aslan, işlenen suçun “kasten yaralama” değil, “işkence” suçunu oluşturduğu gerekçesiyle mahkemeden görevsizlik kararı vermesini ve dosyayı Ağır Ceza Mahkemesi’ne göndermesini talep etti. Aslan, “TCK'nın 94. maddesi kapsamında müvekkilin gözaltına alınarak kapalı bir yerde tutulması şart değildir. Bu nedenle görevsizlik kararı verilmesini talep ediyoruz. Dosyaya sunduğumuz CD içerisindeki video kaydından olayın ne şekilde gerçekleştiği bellidir. Bu video kaydının çözümünün yaptırılmasını istiyoruz. Sanıkların SEGBİS vasıtasıyla savunmalarının alınmasını talep ediyoruz” dedi.

Avukat Aslan'ın bu talebi mahkeme tarafından reddedilirken, sanıkların savunmaları ve teşhise elverişli fotoğraflarının teminine karar veren mahkeme davayı 6 Haziran tarihine erteledi.

Ne olmuştu?

İzmir’de sendika ve meslek örgütlerinin çağrısıyla 2015 yılında “laik, bilimsel ve ana dilde eğitim” talebiyle yapılan yürüyüşe katılan N.Z., polisin sert müdahalesine maruz kaldı. Gözaltına alınmak istendiği sırada feci şekilde darp edilen N.Z, daha sonra gözaltına alınmadan bırakıldı. Olayın ardından bir devlet hastanesinden aldığı raporda N.Z’nin sırt bölgesinde 10-15 santimetre lezyon ve sol elmacık kemiği üzerinde 7 santimetre morarma tespit edildiği belirtildi. N.Z. polislerden şikayetçi oldu ancak İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı olayla ilgili kovuşturmaya yer olmadığına karar verdi. N.Z, üst mahkemelere yaptığı başvuruların da reddedilmesinin ardından 2018’de Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) başvurdu. AYM ise N.Z’ye 90 bin lira tazminat ödenmesine ve üç polisin yargılanmasına karar verdi.