Peru çöllerinde 168 Nazca jeoglifi daha keşfedildi

Japonya’daki Yamagata Üniversitesi’nden bilim insanları sürdürdükleri araştırmalar sırasında Peru’daki esrarengiz Nazca çizgilerinin yenilerini ortaya çıkardı.

Google Haberlere Abone ol

Carly Casella

Peru’da bulunan Nazca Çölü, gökyüzünde yaşayan tanrılar için bir sanat galerisine benzer. Bununla birlikte, gökyüzünden sürdürülen onlarca yıllık araştırmalar dahi taşlar arasına gizlenen bu solmuş çizgilerin küçük bir kısmını zar zor ortaya çıkardı.

Geçen yıl Peru’da çalışan bir arkeolog, İngiliz The Guardian gazetesine bilim insanlarının çölde var olan bütün Nazca çizgilerinin yalnızca yüzde 5’ini ortaya çıkardığını düşündüğünü söylemişti. Şimdiyse, Japonya’da bulunan Yamagata Üniversitesi’ndeki araştırmacılar bu durumu değiştirmek amacıyla yerel arkeologlarla işbirliği yapıyor ve en son bulunan antik çizimler, daha önceden bilinen tasarımların sayısını neredeyse iki katına çıkarıyor.

Peru’nun güneyinde sürdürülen drone araştırmaları ve havadan görüntüleme çalışmaları, Nazca Çizgileri Dünya Mirası Alanı’nda bulunan 168 yeni jeoglifi tespit etti ve bu büyük ölçekli coğrafi çizimlerin neredeyse 50’si insanları andıran figürler betimliyor.

Peru’daki Nazca Çölü’nde kısa süre önce keşfedilen bir insansı figür jeoglifi. Görsel: Yamagata Üniversitesi.

İnsansı betimlemelerden biri, yüzüne çizilen keçi sakalıyla kısmen Homer Simpson’a benziyor gibi görünüyor. Bölgeye kazınan diğer tasarımların kimilerinde kuşlar, orkalar, kediler ve yılanlar görülüyor. Birkaç tanesi yalnızca basit çizgiler ya da yamuk desenler halinde zemine işlenmiş. Bu tasarımların hangi tarihte çizildiğini söylemek güç olsa da çizgilerin çevresinde ortaya çıkarılan kil kaplar M.Ö. 100 ile M.S. 300 arasındaki bir zamana tarihleniyor.

FARK EDİLMELERİ ÇOK GÜÇ

Antik çizimlerin büyük kısmı düz araziye çizildiği için yakınlarda bulunan seyir noktalarından görülmeleri çok güç. Çizgiler, alta yatan zıt renkli toprağı ortaya çıkarmak amacıyla kayalar ve molozlar temizlenerek yaratıldığından, yaşanan doğal erozyon keşiflerin gerçekleştirilmesini daha da zorlaştırıyor. Dronlar artık gökyüzündeki uçan gözlerimiz haline geldi. Bu uçan araçlar, uzmanların Nazca çizimlerini geçmişte olduğundan daha kesin bir şekilde görmelerine imkân tanıyor.

Buna ek olarak, topladıkları bilgilerin bir kısmı, insan gözüne kıyasla daha hızlı ve daha güvenilir biçimde farklı şablonları seçebilen yapay zekâ programları tarafından inceleniyor. 2019 yılında yapay zekâ tarafından yeni bir Nazca çizgi tasarımı keşfedildi. Nazca çizgileri tarihin en ilgi çekici sırlarından biri ve arkeologlar daha fazlasını keşfetseler dahi, bu bizi ne amaçla yapıldıklarını kavramaya daha fazla yaklaştırmayabilir.

BİN YILLIK BİR DÖNEMDE ÇİZİLDİLER

Peru’nun güneyinde yaşayan toplumlar açıklanamayan bir sebepten ötürü M.Ö. 500 ile M.S. 500 yılları arasındaki dönemde bölge genelinde basit çizgiler, şekiller ve figürler yarattılar; bunların büyük kısmı sadece doğrudan havadan tamamen görülebiliyordu. Çizgiler onlarca yıl boyunca farklı biçimlerde yorumlansa da en çok kabul gören açıklama, gökyüzünden insanları izleyen tanrılar için tasarlanmış olmaları. Bir diğer destek gören teori ise, bu figür ve kalıpların ayin amaçlı astronomik hedefler doğrultusunda çizildiğini ve bir şekilde yıldızları yansıtmak amacını güttüğünü ileri sürüyor.

Nazca Çölü’nün bir bölümü 1994 yılında ‘Dünya Mirası Alanı’ olarak belirlendiğinde sadece yaklaşık 30 jeoglif keşfedilmişti ve bunlar büyük oranda bitki ve hayvan figürlerinden ibaretti. Anlaşıldığı kadarıyla, bunlar buzdağının yalnızca görünen kısmıydı. 2019 yılına geldiğimizde, arkeologlar büyük kısmı insansı figürleri betimleyen yaklaşık 200 jeoglif ortaya çıkardılar.

Yamagata Üniversitesi’nden araştırmacıların ortaya çıkardığı bu son çizimlerle, bilinen Nazca çizgilerinin resmi sayısı artık 358’e ulaştı. Her halükârda, bu çölde gizlenen daha pek çok antik sanat eseri mevcut. Yamagata’da görevli bilim insanları, Peru Kültür Bakanlığı’nın verdiği izinle bu esrarengiz tasarımların ellerinden geldiğince büyük bir kısmını ortaya çıkarmayı kendilerine görev edindiler. Araştırma ekibi, yerel arkeologların da yardımlarıyla çöldeki bu tuvalin tamamını haritalandırmayı planlıyor.


Yazının orijinali Science Alert sitesinden alınmıştır. (Çeviren: Tarkan Tufan)