Öztrak: 'Kur korumalı mevduatı' anlattılar, o sırada Merkez Bankası’nın dövizlerini cayır cayır sattılar

CHP Sözcüsü Faik Öztrak, "Millete 'kur korumalı mevduat' anlattılar. O sırada Merkez Bankası’nın dövizlerini arka kapıdan cayır cayır sattılar" dedi.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - CHP Parti Sözcüsü Faik Öztrak, partisinin genel merkezinde basın toplantısı düzenledi.

Hükümetin “kur korumalı TL mevduat” uygulamasını açıklaması ve hemen ardından dolar kurundaki düşüşü hatırlatan Öztrak, “Bir gecede tarihimizin en acımasız servet transferlerinden biri gerçekleştirildi. Millete 'kur korumalı mevduat' anlattılar, 'cambaza bak' dediler. O sırada Merkez Bankası’nın dövizlerini arka kapıdan cayır cayır sattılar” diye konuştu.

'9,1 MİLYAR DOLARIN NEREYE GİTTİĞİ BELLİ DEĞİL'

“Merkez Bankası’nın net döviz pozisyonu, geçtiğimiz aralık ayında 17,7 milyar dolar gerilemiş” diyen Öztrak, şöyle devam etti:

“Merkez Bankası, geçtiğimiz aralıkta piyasadan, İhracat Reeskont Kredileri aracılığıyla 2,1 milyar dolar toplamış. Piyasaya da 10,6 milyar dolar döviz satmış. Bunun 3,3 milyar doları BOTAŞ’a, 7,3 milyar doları da açık ihalelerle piyasaya satılmış. Bu alınan ve açıkça satılan dövizleri netleştirirsek Merkez Bankası’nın geçtiğimiz aralık ayında net 8,6 milyar dolar döviz satmış olması gerekiyor ama net döviz pozisyonu, aralık ayında 8,6 milyar dolar değil 17,7 milyar dolar gerilemiş. Yani nereye gittiği belli olmayan, 9,1 milyar dolarlık bir fark var. İşte bu 9,1 milyar dolar, Merkez Bankası’nın arka kapısından, tarihimizin en acımasız servet transferini gerçekleştirmek için satılan ve nereye satıldığı da belli olmayan rezerv miktarıdır.”

Faik Öztrak’ın konuşmasından öne çıkanlar şöyle:

YURT AÇMADINIZ ONLARCA OCAĞA ATEŞ DÜŞTÜ: Üniversiteye gelen gençlerin barınma ihtiyacını karşılamayan sizsiniz. Yurt, eğitimin ayrılmaz bir parçasıdır. Gençlerimiz için yeterli yurt açmayan sizsiniz. Gençlerimizin yurt ve barınma ihtiyacını taşeronlara havale eden sizsiniz. Vakıflara, cemaatlere, paralel yapılara bu işi siz ihale ettiniz. Hükümet olarak bunlara bir de maddi destek verdiniz. Bu yurtları da doğru dürüst denetlemediniz. Gençlerimizi korumasız bıraktınız. Yandaşlarınıza Euro'yla, dolarla milletin milyarlarını aktardınız. Milyonlarca gencimizi yurtsuz bıraktınız. Sonuç: Onlarca ocağa ateş düştü. Milletin vicdanı sızladı, sizinki sızlamadı.

GENÇLERİMİZİ SAHİPSİZ BIRAKMAYACAĞIZ: En son, 19 yaşında bir tıp fakültesi öğrencisi Enes Kara, öğrenci evinde maruz kaldığı baskı nedeniyle yaşama ümidini yitirdi, canına kıydı. Tüm ülkemizi üzüntüye boğdu. Biz, Enes yavrumuza Allah’tan rahmet diliyoruz. Vicdanlı kalplerin acısını bir kez daha yürekten paylaşıyoruz. Bu ülkede öğrencilerimizin yurt ve barınma sorunu vardır. Erdoğan hükümetleri görevini savsaklamıştır, ihmal etmiştir. Görevini ihmal eden hükümet, her zaman yaptığı gibi sebebi olduğu acıların sorumluluğunu üzerinden atmakta, hatalarıyla yüzleşmemektedir. Bunun yerine sözcülerinin biri, “Her ölüm insanı kendi ruhuyla yüzleştirmelidir, bu büyük imtihandır, hayatını kaybedenin acısı bizi buna götürmelidir” diyerek millete akıl vermektedir. Bir diğeri de “Burası yurt değil, öğrenci evi” diyerek bahane üretmeye kalkmaktadır. Bir AK Parti milletvekili de çıkıp, “Sorumlu dış güçlerdedir” diyerek en sevdikleri şeyi yapmakta, milletin aklıyla açıktan alay etmektedir. Bu zihniyet, daha birkaç ay önce, yurt ve barınma sorunlarına dikkat çekmek amacıyla eylem yapan öğrencilere terörist muamelesi yaptı. Buradan bir kez daha ilan ediyoruz. Yurt meselesini biz çözeriz. Sayın Genel Başkanımız, yurt meselesini en geç 2 yıl içerisinde çözme sözünü vermiştir ama o gün gelene kadar da gençlerimizi sahipsiz bırakmayacağız.

CİNAYETE KURBAN GİDEN HER KADININ VEBALİ ERDOĞAN HÜKÜMETİNİN BOYNUNDA: Bu ülkede kadın olmak da çok zor… Sosyal ve ekonomik hayatta cinsiyet uçurumu, kapanmak bir yana bu hükümet elinde daha da açılıyor. Dünya Ekonomik Forumu’nun Küresel Cinsiyet Uçurumu Raporu’na göre Türkiye, bu alanda 156 ülke arasında 133'üncü sırada. Yani sondan 23’üncü. Rakiplerimiz Bahreyn, Papua Yeni Gine, Bhutan gibi ülkeler. Kadınların çilesi bununla da sınırlı değil. Sadece 2021’de ülkemizde 280 kadın cinayeti yaşandı. 2008’den bu yana cinayete kurban giden kadın sayısı ise 3 bin 765. Sadece son birkaç günde ülkemizde yaşanan kadın cinayetleri ortada… Bu ülkede cinayete kurban giden her kadının, şiddete tacize uğrayan her çocuğun, her gencin vebali Erdoğan şahsım hükümetinin boynundadır.

ÜZERİMİZDE AKBABALAR DOLAŞMAYA BAŞLADI: Kasa 70 sente muhtaç olunca sadece paramız pul olmuyor, milli varlıklarımız da kelepir oluyor. Üzerimizde akbabalar dolaşmaya başladı. Birleşik Arap Emirlikleri’nde kamu yatırımlarını yöneten fonun başındaki isim, “Türkiye Varlık Fonu ve portföyündeki şirketlerle görüşüyoruz, Türk Lirası'ndaki düşüş fırsatlar sunuyor, bu harika bir zaman, zor durumdaki varlıklar için seçenekleri değerlendiriyoruz” demiş. Bu sözlerin anlamı açık: “Türk Lirası'nı pul ettiniz, atanızdan, dedenizden kalan mallar bizim için batan geminin malları oldu, hepsini toplamak için de bize fırsat çıktı”. Erdoğan’a ve onun ufak ortağına soruyoruz: Bu mudur sizin yerliliğiniz, milliliğiniz? Kasa 70 sente muhtaç olunca bu milletin onuru olan Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığını, elin oğluna dolar cinsinden tarifeye bağlayıp satmaya başladılar.

ERDOĞAN, İMRALI’YLA MEKTUP ARKADAŞLIĞINI HIZLANDIRACAK: Bu hükümet artık fakir fukara milletin sırtında ağır bir yüktür. Milletimiz de durumun farkındadır. Sırtında bir yük, bir kambur haline gelen Erdoğan şahsım hükümetini üstünden silkeleyip atmak için gün saymaktadır. Öyle görünüyor ki Erdoğan da bunun farkındadır. Bunu nereden mi biliyoruz? Erdoğan’ın İmralı’ya çiçek atmasından, İmralı’dan yeni bir siyasi himmet beklemesinden... Anlaşılan Erdoğan, İmralı’yla mektup arkadaşlığını yeniden hızlandıracak. Herhalde bunun için küçük ortağın da rızası alınmıştır. Bahçeli, atmak için mitilini de hazırlamıştır. Milletimiz, bu siyasi bezirgânların notunu vermiştir. Sandığın önüne gelmesini beklemektedir. Artık yolcudur Abbas, bağlasan durmaz. (ANKA)