‘Ölüye Saygı İnisiyatifi’nden tepki: Cenazelere eziyeti kabul etmiyoruz

Cenazelere yönelik engellemelere tepki gösteren Ölüye Saygı ve Adalet İnisiyatifi iktidara seslendi, cenazelerin usulüne uygun defnedilmesinin olmazsa olmaz olduğunu belirtti.

Fotoğraf: MA
Google Haberlere Abone ol

ANKARA – Ölüye Saygı ve Adalet İnisiyatifi, ölülere yönelik şiddetin 1 Eylül Dünya Barış Günü’nde de devam ettiğini belirterek açıklama yaptı. Yaşanan iki vakada cenazelerin “layıkıyla” defnedilmesinin engellendiğini ifade eden inisiyatif, “Ölüye Saygı ve Adalet İnisiyatifi olarak hükümeti bu vahşete son vermeye çağırıyoruz. Tüm demokrasi ve barış güçlerini bu eziyete, işkenceye ve saldırıya karşı seslerini yükseltmeye davet ediyoruz” ifadelerini kullandı.

CENAZELERE YÖNELİK ENGELLEMELER

Siirt’te 2020 yılında yapılan hava saldırısında 5 arkadaşıyla birlikte yaşamını yitiren HPG’li Yılmaz Uzun’un kemikleri 3 yılın ardından 1 Eylül Barış Günü’nde ailesine bir kutu içinde teslim edildiğini hatırlatan inisiyatif cenaze namazının kılınmasının engellendiğini ifade ederek, “Cenazenin aileye kutu içinde teslim edildiği gün ise askerler, defnedileceği köyün muhtarını arayarak camide cenaze namazı kılınmasına yasak getirildiğini belirtti. Erzurum’un Tekman ilçesine bağlı Çukuryayla köyünde her evin önüne asker yerleşerek köylülerin cenaze merasimine ve taziyeye katılması engellendi. Üç gün boyunca köyün camisinde ezan okunmadı” dedi.

Erzincan L Tipi Kapalı Cezaevi’nde kalan 70 yaşındaki kanser hastası Şakir Turan’ın 30 Ağustos’ta yaşamını yitirdiğini, Erzincan’dan yola çıkan Turan’ın cenazesinin Diyarbakır Yenişehir Kaymakamlığı İlçe Jandarma Komutanlığı önünde kolluk tarafından durdurulduğunu ifade eden inisiyatifin açıklamasında, “Burada barikat kuran polis cenazeye eşlik eden içerisinde vekillerin de bulunduğu heyetin bütün çabalarına rağmen geçişe uzun süre izin vermedi. Diyarbakır Gazi Yaşargil Eğitim Araştırma Hastanesi morguna kaldırıldığında ise cenazenin polisler tarafından kaçırılmaması için heyet ve halk hastane önünde nöbet tuttu. Antalya'da yaşayan ailenin kente gelişiyle cenaze Mardin’e götürülebildi. Burada da kolluk cenazeye yalnızca iki aracın eşlik etmesini, aksi takdirde cenazenin gömülmesinin engelleneceğini ifade etti. Ayrıca defnedileceği köyün muhtarına haber veren jandarma köyün taziye evini kullanmamaları talimatını verdi” ifadelerini kaydetti.

‘KABUL ETMİYORUZ’

Ölüye Saygı ve Adalet İnisiyatifi olarak 'iktidarın ölülere ve cenazelere şiddetle saldırmasına' itiraz etmeye devam edeceklerini ifade eden inisiyatifin açıklaması şu başlıklarda sürdü:

BOYNUMUZUN BORCU: Cenazelerin usulüne uygun defnedilmesi, sadece bir temel insan hakkı meselesi değil, aynı zamanda nasıl bir toplum içinde yaşayacağımıza dair devletin politik olarak irade beyanıdır. Bu beyana her açıdan itiraz etmek boynumuzun borcudur.

CENAZELERİN DEFNEDİLMESİ OLMAZSA OLMAZ: Hatırlatıyoruz; cenazelerin usulüne uygun defnedilmesi, Türkiye’de kurulacak demokratik bir arada yaşamın olmazsa olmazıdır. Barış inşası, ancak tüm cenazelerin insan haysiyetine yakışır şekilde defnedildiği bir toplumda mümkündür. Ölülerin saatlerce polis ablukasına alındığı, mezarların tahrip edildiği, cenazelerin ailelere haber verilmeden kimsesizler mezarlığına alelacele defnedildiği, bir kutu içerisinde teslim edildiği bir toplumda demokrasiyi, eşitliği ve barışı inşa ederek bir ortaklık kurmak mümkün değildir.

CENAZELERE YAPILAN EZİYETİ KABUL ETMİYORUZ: Ölülere yönelik eziyet içinde yaşadığımız tüm toplumsal ilişkileri bozmakta ve eşitlikçi bir arada yaşam kurma ihtimalimizi imkânsız hale getirmektedir. Bu eziyetin ne politik ve etik düzeyde ne haklar ve özgürlükler düzeyinde ne de dinsel ve etik gerekçelerle açıklanması, meşrulaştırılması, normalleştirilmesi ve kabul edilmesi mümkündür. Ölüye Saygı ve Adalet İnisiyatifi olarak bir kez daha ifade ediyoruz: Ölülere ve cenazelere yapılan eziyeti kabul etmiyoruz! Tüm demokrasi ve barış güçlerini bu eziyete, işkenceye ve saldırıya karşı seslerini yükseltmeye davet ediyoruz. (DUVAR)