Oğuz Kaan Salıcı yazdı: İttifak siyaseti nereye?

Oğuz Kaan Salıcı kaleme aldığı yazıda, "Masa’nın hukukunu milletvekilli listelerine indirgemek doğru değil. Bir aktörün değeri sadece cüssesinin büyüklüğüne göre ölçülmez" ifadelerini kullandı.

Google Haberlere Abone ol

ANKARA - 2023 Mayıs seçimlerinde CHP’nin ittifak görüşmelerini yürüten CHP Parti Meclisi Üyesi, İstanbul Milletvekili Oğuz Kaan Salıcı eleştirilere yanıt verdi. Cumhurbaşkanlığı sisteminin ittifakları zorunlu hale getirdiğini söyleyen Salıcı, 4 siyasi partiye verilen 39 milletvekiliyle ilgili eleştirilere isim vermeden, “Masa’nın hukukunu milletvekilli listelerine indirgemek doğru değil”, “Bir aktörün değeri sadece cüssesinin büyüklüğüne göre ölçülmez” yanıtı verdi.

'SEÇİM KANUNLARINI BİZ YAZMADIK'

Salıcı’nın, Cumhuriyet Gazetesi’nin Olaylar ve Görüşler bölümünde yayınlanan “İttifak siyaseti nereye?” başlıklı yazısında özetle şunlar ifade edildi:

“Seçim kanunlarını biz yazmadık. Biz sadece muhalefetteki en geniş bloku ördük. Yerel seçimlerdeki ittifakımız büyükşehirlerde muazzam bir sinerji yakalamıştı. Bu defa A planımız ittifak içi ittifaktı. Millet İttifakı’nda yer alan diğer siyasi partiler kendi aralarında anlaşamayınca A planımızdan feragat etmek zorunda kaldık.

Ortak liste, A planımız gerçekleşmeyince başvurduğumuz bir yoldu. Bu defa sinerji üretmedi. 50+1’e ulaşmak için uyguladığımız tarihsel buluşma modelimiz yanlışsa, doğrusuna dair başka bir öneri de gelmedi. Geriye dönüp bakınca, anket firmalarının komple yanıldığı bir seçimin ardından “Listeleri anket firmalarına göre yapmalıydık” önerisi pek sağlıklı bir analizin sonucuymuş gibi görünmüyor. Dahası, masanın hukukunu milletvekilli listelerine indirgemek de doğru değil.”
“İttifak ortaklarımızın katkısı AKP’nin yarattığı kutuplaşmanın kırılması adına oldukça değerliydi. Bir aktörün değeri sadece cüssesinin büyüklüğüne göre ölçülmez. Örneğin İYİ Parti’ye grup kurması için destek verdiğimizde de önemli olan İYİ Parti’nin seçmen gücü değildi. Asıl olan, bizim demokrasimizdi.

Geçtiğimiz seçimlerde beklentimizin altında kaldık diye ittifak siyasetinden vazgeçemeyiz. CHP’yi toplumun tüm kesimlerine açma rotasından sapamayız. Kendimizi sabırla ve inatla anlatmaktan cayamayız. Kürt seçmenle bağ kurma çabamızı sonlandıramayız. Seçimi kazansaydık makam için her türlü övgüyü dizecek insanların şimdi siyasi ahlakın sınırlarını zorlamasını fazla ciddiye alamayız.

Kabul edelim; bu seçim sisteminde altılı masadaki siyasi partilerle hem rakip hem müttefikiz. Başkanlık sistemi geçerli olduğu sürece “ya rakip ya müttefik” anlayışına dayalı, tek boyutlu siyaset anlayışının katı mantığına dönemeyiz."