YAZARLAR

O muhteşem tek kitap

Gülderen Bilgili ilk kitabıyla 1988’de Sait Faik Hikâye Armağanı’na layık görülüyor. Ama sonrasında bir daha kitap yayımlamıyor. İlk ve tek kitap Bir Gece Yolculuğu edebiyatımızda ses çıkarmadan çakan bir şimşek gibi.

2000’li yılların başlarında unutulmuş ya da unutulan yazarlar başlığıyla dosyalar hazırlamak, soruşturmalar yapmak dergilerin ve kitap eklerinin üzerine düştüğü popüler konulardandı. Bu tarz dosyalar göz ardı edilen yazarları keşfetmek için fırsat yaratır. Ama hep aynı soruyla baş başa bırakır: Bir edebiyat eseri unutulur mu? Siyasi, ekonomik, kültürel ortam hatta edebiyat ortamı bir yazarın üzerine perde çekebilir. Ancak zamanın elleri günün birinde o perdeyi illa açacaktır. Bu yüzden unutulmaktan ya da unutmaktan değil de bir yazara geç kalmaktan ve elbette yeterince değerini bilmemekten söz edebiliriz.

Bahsi geçen soruşturmalarda yazmayı ya da kitap yayımlamayı bırakan yazarların da isimleri geçer. Bırakmanın, kişisel ya da toplumsal açmazlar ve edebiyat dünyasında yaşanan hoyratlıklar gibi çeşitli sebepleri olabilir elbette. Ama bu “bırakma” meselesi bir yandan da bambaşka bir soruyu gündeme getirir. Yazarın tek bir kitabı varsa, o tek kitap bundan sonrası için okura yeter mi? Edebiyat eseri söz konusuysa tek bir kitap elbette yeter.

Tam da böyle bir tek kitaptan bahsedeceğim. O muhteşem tek kitaptan... Bir parça derin nefesin peşindeki insanların öykülerini anlatan bir yazarın kitabından.

Gülderen Bilgili ilk kitabı Bir Gece Yolculuğu’yla dikkatleri çekmiş, iki önemli ödülle taçlandırılmış, öykücülüğümüzde bir kazanç olarak değerlendirilmiş bir yazar. 1986 yılında Akademi Kitabevi Başarı Ödülü’ne, 1988’de ise 34. Sait Faik Hikâye Armağanı’na (Mahir Öztaş-Ay Gözetleme Komitesi’yle birlikte) layık görülüyor. Ama sonrasında bir daha kitap yayımlamıyor. Yalnız 1989’da Romain Gary’nin o çarpıcı kitabı Cennetin Kökleri’ni Türkçeye çeviriyor.

Gülderen Bilgili, ödül aldığı yıl Burgazada'da Sait Faik'i anma töreninde konuşma yaparken. 

İlk ve tek kitap Bir Gece Yolculuğu edebiyatımızda ses çıkarmadan çakan bir şimşek gibi. Yazarı ortalarda olmasa da o unutulmaz altı öykü hâlâ etkisini sürdürüyor.

Gülderen Bilgili öykülerinin ortak özelliği yaşamı birdenbire önünüze koymaları. Ve onun öykülerinde yaşam elinizde taşımaktan erindiğiniz poşet gibi. İçinde yol boyunca lazım olacağını düşündüğünüz şeyler var, taşımasanız olmuyor. Taşımaya başlayınca da poşetin, içindekilerin anlamı, işlerliği değişiyor. Bu, en kıymetli okur yolculuğu bir bakıma.

Bir Gece Yolculuğu, Gülderen Bilgili, 139 syf., Can Yayınları, 1987.

Bilgili, öykü kişilerinin iç dünyalarındaki savruluşları ve dönemin çalkantılarını müthiş bir şekilde bir araya getiriyor.

Birbirine tuhaf bir sevgiyle bağlanmış memuriyetin küçük dünyasındaki büyük insanlar, 6-7 Eylül gecesi kendi evi yanarsa diye müşterilerinin bitmemiş elbiselerini Türk komşunun bahçesine atan terzi Eftalya, eve gelen icra memuruyla büyümenin ne demek olduğunu iliklerine kadar hisseden genç kız, evliliğinde yitip giden kadınlar, çok kardeş olmanın sevinç olmadığı yoksul aileler, içinde bir dal kırılanlar... Gülderen Bilgili tüm bu kişileri anlatırken nasıl bir dünyada yaşadıklarını da gözden kaçırmamamızı istercesine ayrıntıları hep yerinde, tam yerinde kullanmayı tercih ediyor. Altı mutlaka çizilmesi gereken iki şey var: Bilgili’nin kadın yalnızlığını ve çocuk dünyasını anlatıştaki hakimiyeti.

Gülderen Bilgili müthiş bir yazar. Bir tane kitabı yeter mi okura? Bir Gece Yolculuğu tek başına her zaman yeter. Ama insan ister istemez böyle bir yazarın neden devam etmediğini düşündüğünde onun satırlarında arıyor ipucunu.

“Her şey sonsuz bir yarış. Ben sevmem yarışları. Birileri mutlaka çiğnenecektir yarışlarda. Ben çiğnenme olgusunu sevmem.”

“Yaşam gerçekten böyle güler yüzlü ve cömert bekler mi kişiyi?.. İlkgençlik yıllarında buna inanabilir insan... İlkgençlikte, evet!.. Başkalarıyla paylaşılacak tüm güzelliklerin; arkadaşlığın, yaratıcılığın, aşkın, umudun genelgeçer toplum kurallarıyla, sürüp giden yapısal bozukluklarla yıkılıp paramparça olmasından önce...”

Bir Gece Yolculuğu yazarından azade edebiyata ait olmayı seçmiş nadide kitaplardan.

Hamiş: Geçen hafta 68. Sait Faik Hikâye Armağanı’na Yok Yolcu kitabıyla layık görülen Kâmil Erdem’i tebrik ederim.


Burcu Aktaş Kimdir?

Burcu Aktaş, 1980’de İstanbul’da doğdu. İstanbul Üniversitesi’nde Antropoloji eğitimi aldı. Uzun yıllar Radikal gazetesinde çalıştı. Radikal Kitap’ın editörlüğünü yaptı. Selim İleri’nin iç dünyasını anlattığı Düşüşten Sonra adında bir anlatı kitabı ve Çarpık Ev, Durmayalım Düşeriz, İstasyonda Vals, Vahşi Şeyler isimli dört çocuk romanı var.