Nilgün Toker: Yönetim değişmedi diye değişim talebi bitmez

Prof. Dr. Nilgün Toker, değişim talebini yükseltecek olanın asıl olarak toplumsal muhalefet alanları olduğunu belirterek, "Yönetim değiştirilemedi diye toplumsal değişim talebi ortadan kalkmaz" dedi.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - Barış Akademisyenlerinden, siyaset felsefecisi, Türkiye İnsan Hakları Vakfı Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Nilgün Toker, seçimlerin ardından muhalefet cephesinde tartışılan 'değişim'e ilişkin konuştu.

Evrensel gazetesinden Serpil İlgün’ün sorularını yanıtlayan Nilgün Toker, Erdoğan’ın yeni anayasayı gündeme getirmesini ve gerekirse referanduma sunacaklarını söylemesini "Yeni bir anayasanın önümüze getirileceği görülüyor ve muhtemelen dehşet bir şey olacak. Bu konuda şunu anlatmamız lazım, yönetim değiştirilemedi diye toplumsal değişim talebi ortadan kalkmaz" sözleriyle değerlendirdi.

Toker, "İnsan hakları, emek mücadelesi, kadın mücadelesi, LGBTİ mücadelesi, bir takım kimlik tanınma mücadeleleri, seçimlere indirgenemeyecek mücadeleler. Bu mücadelelerin başka bir hattan canlı tutulması lazım ki değişim talebi yükselebilsin. Çünkü değişim talebini yükseltecek olan, asıl olarak bu toplumsal muhalefet alanlarıdır. Sadece basın açıklamalarına sıkıştırılmış, orada da eziyet gören bir hak mücadelesi alanı var her türlü sivil toplum alanında. Toplumsal itiraz alanına uygulanan bu baskı ve şiddetin de mesela iktidarın kaybetmemesini nasıl sağladığını görmemiz, buraları da açmamız, açmaya çalışmamız lazım. Çünkü kötülüğü, şiddeti de görünür kılma, görme ve gösterme sorumluluğumuz var" ifadelerini kullandı.

'YÖNETİCİ DEĞİŞİKLİĞİ DEĞİŞİM DEĞİL, DEĞİŞİKLİK OLUR'

Toker, değişim kavramının nasıl ele alındığı konusunda da şu değerlendirmelerde bulundu:

"Muhalefette şunu görüyorum; “İktidarı değiştirmeyi başaramayınca, kendimizi değiştirelim!” Hepsi değişimi ağzından düşürmüyor ama siyasi partiler değişim kavramını dillendirdiklerinde bir farklılaşmadan bahsetmeleri lazım. Değişimin nereye doğru bir değişim olduğunu, hedefini, yönelimini göstermelisiniz. Neye değişilecek? İdeolojik, örgütsel, yapısal neyi değiştireceğiz, ne yapacağız? Bunu içermeyen şey, mesela yönetici değişikliği değişim değil, değişiklik olur."

'FAŞİZMİ ENGELLEME SORUMLULUĞUMUZ DEVAM EDİYOR'

Toker, "Erdoğan’ın izleyeceği rotaya dair ne öngörüyorsunuz ve ne yapmalı?" sorusuna da şu yanıtı verdi:

"Baskıcı, faşizan, diktatöryel rejimin altında yaşamaya devam edeceğiz, bu açık. Seçim sonuçlarının Erdoğan’a kazandıracağı en temel şey, bahsettiğimiz anayasa değişikliği ile yeni rejimi iyice tahkim etmek. O nedenle bizim de karamsarlıktan çıkmamız, yapmaya çalıştığımızı devam ettirmede ısrar etmemiz, bizim de inadımızı güçlendirmemiz gerekiyor. Bu sadece başka seçeneğimiz olmadığı için değil, bırakıp gitmek de bir seçenektir ama bırakıp gitmek tahkime izin vermek, tahkimin yerleşeceği alanı boşaltmak demektir. Bu da bir toplumun kendisine yapacağı en büyük kötülük olur. Tüm toplumsal kesimler için söylüyorum.

Hak sahibi olduğumuzu savunmaktan, bunu icra etmekten, icra etmede inat etmekten başka çaremiz yok. Ancak o zaman faşizmin tahkimini engelleyebiliriz. Dolayısıyla bundan üç ay önceki sorumluluğumuz neyse, bu devam ediyor. Faşizmi engelleme sorumluluğu, bundan daha büyük bir şey olamaz!" (KAYNAK)