YAZARLAR

Nâzım Hikmet'in yasaklanan filmi

Nâzım Hikmet'in doğum yıl dönümü vesilesiyle, farklı ülke kaynaklardan faydalanarak şairin dünya sinemasındaki ayak izlerinin peşine düştük...

15 Ocak Nâzım Hikmet’in doğum yıl dönümü. 121 yaşına gelen usta şair, kuşkusuz ki bir edebiyat insanı olarak sarsıcı etkiye sahip ancak şairin sinemayla kurduğu ilişki onun belki de en az bilinen yanı. Ulusal sinemanın henüz emekleme devri olan 1930’lardan başlayarak Nâzım Hikmet’in hem senarist hem de imkân buldukça yönetmen olarak sinemamızda kalıcı izleri oldu. Daha ilginci ise, Hikmet Sovyetler Birliği’ne göçtükten sonra Rusya’dan Azerbaycan’a, Çekoslovakya’dan Almanya’ya kadar farklı yerlerde onun eserlerinden çok sayıda filmin çekilmesiydi. Üstadın doğum yıl dönümü vesilesiyle farklı ülke kaynaklardan faydalanarak şairin dünya sinemasındaki ayak izlerinin peşine düştük bu hafta.

SENARİST NAZIM HİKMET

Atatürk’ün tek başına ülkeyi yönettiği Cumhuriyet’in ilk döneminde, sinemada da tek bir adamın mutlak hâkimiyeti vardı: Tiyatro kökenli yönetmen Muhsin Ertuğrul. Ertuğrul, Atatürk’ün sarsıcı dönüşümler gerçekleştirdiği 17 yıllık dönemde çekilen 27 filmin 23’ünün yönetmenidir. Bu dönemde Nâzım Hikmet’in dostu olan Ertuğrul, ona hem tiyatro piyesleri hem de senaryo teklifinde bulunur. Nâzım Hikmet, 1930’lardan başlayarak cezaevinde olduğu 12 yıllık dönem de dahil olarak dönemin yapım şirketlerine 20’ye yakın senaryo yazmıştır. "Tosun Paşa" ve "Kızılırmak Karakoyun" gibi senaryoları onun yaşamından sonra da yeniden değerlendirilip bir Türkiye sineması klasiği olan yapımlara dönüştü.

NÂZIM YÖNETMEN KOLTUĞUNDA: YASAKLANAN NÂZIM HİKMET FİLMİ 'GÜNEŞE DOĞRU'

Nâzım Hikmet’in yazdığı senaryolar, dönemin ilk ürünleri olduğu için sinema tarihinin nadide üretimleri arasında sayılıyor. Sözgelimi Nâzım Hikmet’in senaryolarından biri olan 1934 yapımı "Bataklı Damın Kızı Aysel", Türkiye'de çekilen köy konulu ilk filmdir. Hikmet, Muhsin Ertuğrul’un çektiği üç Kurtuluş Savaşı filminden biri olan "Bir Millet Uyanıyor" (1932) filminde de yönetmen yardımcısı ve ses yönetmeni olarak çalışır. Bu dönemde Muhsin Ertuğrul için yazdığı senaryoların dışında yönetmen koltuğuna da oturur usta şair.

Dönemin az sayıdaki Kurtuluş Savaşı temalı filmlerinden biri olan "Güneşe Doğru" (1937) filmi, Nâzım Hikmet’in senaryosunu da yazdığı bir çalışmasıdır. Filmde, İstanbul’un işgal yıllarında hafızasını yitiren bir genç, kendisini 17 yıl boyunca mütareke döneminde yaşıyor sanmaktayken geçirdiği bir ameliyat sonrasında birdenbire kendini Cumhuriyet Türkiyesi'nde bulur. Bu iki dönem arasında farklılıkları anlatan "Güneşe Doğru", sansürlenir ve gösterimi yasaklanır. Film kayıp olduğu için "Güneşe Doğru"nun sansürlenme nedeniyle ilgili Nâzım Hikmet’in politik kimliğinin mi yoksa filmin içeriğinin mi ağır bastığına dair sadece fikir yürütebiliriz ancak şairin filmin çekilmesinden kısa bir süre sonra, 1938’de hapse atılıp 1950’de yönetim değişikliğinden sonra afla salıverilmesi bize bir fikir verebilir...

NÂZIM HİKMET SENARYOLARI SOSYALİST ÜLKELERDE FİLM OLUYOR

ÇEKOSLOVAKYA’DA NÂZIM HİKMET FİLMLERİ

Nâzım Hikmet, 1951’de deniz yoluyla önce Romanya’ya oradan da Sovyetler Birliği’ne geçiş yaptıktan sonra yoğun bir sanat üretimine başladı. Bu üretim sürecinde, Sosyalist Blok’ta yer alan farklı ülkelere çok sayıda seyahatler gerçekleştirip oralarda da sanatçılarla ilişkiler kurup oyunlarını sergilemiş, kitaplarının farklı dillerde baskılarının yapılmasını sağlamıştı. 1950’lerin ikinci yarısında Nâzım Hikmet’in etki alanı arttıkça özellikle Sosyalist Blok’ta yer alan ülkelerde üst üste Nâzım Hikmet eserlerinden filmler de çekilmeye başladığı görülüyor. Bu ülkelerden biri Çekoslovakya’dır. 1956-1958 yılları arasında Çekoslovakya’da "Enayi" (Podivin), "Legend of Love" (Ferhat İle Şirin) oyunlarının sergilendiği biliniyor. Oyunlar aynı dönemde bu vesileyle sinemaya da uyarlanmış. 1956’da Eva Sadková, "Enayi" (Podivin) isimli oyunu televizyon filmine dönüştürür. "Ferhat ile Şirin" oyunu, Çek yönetmen Václav Krska tarafından "Legend of Love" (Legenda o Lásce) ismiyle sinema filmine uyarlanır. Filmi ne yazık ki altyazısız olarak izleyebilirsiniz. 

Çekoslovakya’da ilerleyen yıllarda da Nâzım Hikmet oyunlarından televizyon projeleri yapıldığı görülüyor. 1973’te Eva Sadková, "Enayi" (Podivin) oyunun tekrar televizyon filmine çekerken, 1974’te Slovak televizyonu için çekilen "Prvý den Sviatocný" isimli film, Hikmet'in 1933’te yazdığı "Bir Ölü Evi" isimli oyununun 1953’teki Rus versiyonu olan "Bayramın İlk Günü" oyununun uyarlamasıdır.

1957’da Arnavutluk’ta da "Enayi" oyunundan uyarlanan bir televizyon filmi olan "I çuditëshmi" filminin yapıldığı farklı kayıtlarda yazılı. 1959’ta Doğu Almanya’da televizyon filmi olarak çekilen "Von Allen Vergessen" isimli film de şairin "Unutulan Adam" oyunundan uyarlama.

AZERBAYCAN’DA NÂZIM HİKMET UYARLAMALARI

1950 sonrasındaki gurbet döneminde Nâzım Hikmet'in en çok karşılık bulduğu ülkenin Sovyet Azerbaycan'ı olduğunu söyleyebiliriz. Dil ve kültür ortaklığı, gönül ortaklığını da getirir ve Nâzım Hikmet’in çok sayıda dostu olur Azerbaycan’ın sanat ortamında. Bu ilişkilerin ilk görsel meyvesi 1957 yapımı "Aynı Mahalleden İki Kişi" (Bir məhəllədən iki nəfər) filmidir. Aynı mahallede yaşayan sosyalist iki gazetecinin zamanla fikirlerinin ayrışması; birinin düzen gazetelerinde mutsuz ama kovuşturmaya uğramadan çalışması, ötekininse mücadelesini bırakmadan ama baskılar görerek devam etme hikâyesinin anlatıldığı filmde, kuşkusuz Nâzım Hikmet’in Türkiye’deki yaşamından izler görürüz.

Aynı Mahalleden İki Kişi

Hikmet’in Sovyetler Birliği’ndeki ilk senaryosunu filme alan yönetmen, Türkmenistan doğumlu Azerbaycan’da çalışan Ejder İbrahimov’dur. Azerbaycan'ın büyük bestecisi Kara Karayev, "Aynı Mahalleden İki Kişi"nin müziklerini yapmış ve film Sovyetler Birliği'nin en önemli yerli film festivallerinden olan Tüm Birlik Film Festivali’nde En İyi Beste Ödülü’nü almıştır. 

Nâzım Hikmet’in ölümünden sonra 1966’da yine Azerbaycan’da, Ramiz Asgarov ve Antonis Vogiazos’un çektikleri "Yaşamak Güzel Şey Be Kardeşim" romanından uyarlanan aynı isimli film karşımıza çıkar.

Bir Aşk Masalı, 1978, Türkiye ortak yapımı.

TÜRKİYE-SOVYETLER BİRLİĞİ ORTAKLIĞINDA NÂZIM HİKMET HİKÂYESİ FERHAT İLE ŞİRİN FİLMİ

Soğuk Savaş'ın olanca ağırlığı altında oldukça gelgitli bir ilişkisi olan Türkiye-Sovyetler Birliği ilişkilerinin sanat namına az sayıda ortaklığından biri de Nâzım Hikmet’in yazdığı, klasik Türk masalı vesilesiyle yapılır. Sinema tarihinde yapılan, benim bildiğim tek kurgu film ortaklığı olan 1978 yapımı "Bir Aşk Masalı-Ferhat ile Şirin" Sovyetler Birliği’nin en önemli stüdyosu Mosfilm ile Yılmaz Duru’nun yapımcılığındaki Tuğra Film ortaklığında yapılır. Ferhat rolünde Faruk Peker, Banu rolünde Türkan Şoray vardır. Türkiye-Sovyetler Birliği ortaklığındaki tek kurgu film, tarihsel olarak bu ilişkiye en uygun isim olan Nâzım Hikmet vesilesiyle yapılmış olur. Ejder İbrahimov, bu projede de yönetmen koltuğundadır. 

Ejder İbrahimov, çektiği çok sayıda Nâzım Hikmet uyarlamasına 1979’da son kez bir yenisini ekleyerek şairin en çok uyarlan oyunu "Enayi"yi yeni bir Sovyet Azerbaycanı filmine dönüştürür. Sovyet döneminde filmler hem çekildikleri ülkelerin dillerinde hem de genel dağıtım için Rusça dublajlanmaktadır. Elimizdeki kopya ne yazık ki Azerbaycan Türkçesi değil, Rusça versiyona ait. Filmin önemli bir kısmının İstanbul’da geçtiğini de belirtelim. Yetmişlerin son dönemindeki İstanbul silüetini Sovyet kamerasıyla izlemek isteyenlere...

NÂZIM HİKMET SENARYOLU ANİMASYON FİLMLER

1936 yılında kurulan meşhur animasyon film stüdyosu Soyuzmultfilm, Sovyetler Birliği’nin başat animasyon stüdyosudur. Büyük başarı sağlayan Sovyet animasyonlarının yaratıcısı olan stüdyo, geleneksel kukla sanatı ve stop-motion tarzı animasyonlarla ilgiyle takip edilen yaratıcı projelere imza atan bir platforma dönüşmüştü. 1959’da bu stüdyoda Anatoly Karanovich ve Roman Kachanov, Nâzım Hikmet’in yazdığı "Sevdalı Bulut" masalını da bir animasyon filme dönüştürürler.

Çok beğenilen animasyon, Almanya’nın en bilinen kısa film festivali olan ve hâlâ devam eden Oberhausen Uluslararası Kısa Film Festivali’nde 1960’ta FIPRESCI Ödülü’nü alır. "Sevdalı Bulut", prestijli FIPRESCI Uluslararası Film Basın Federasyonu Ödülü'ne layık görülen ilk Sovyet animasyonudur.

Aynı stüdyo 1962’de de yine bir Nâzım Hikmet senaryosundan "Evinizde Barış" ismindeki animasyonu da dolaşıma sokar. Animasyonda dünya barışı ve farklı milletlerin bir araya gelmeleri temaları işlenir.

1984’te Sovyet televizyon kanalı için çekilen "Mavi Top" isimli animasyon da Nâzım Hikmet’in çocuklar için yazdıklarından uyarlanan bir çalışma. Çalışma, dünyanın bir top imgesiyle hoyratça kullanılmasını karakalem ve renkli çizim tekniğiyle anlatıyor. 

Doğum günü anısına; Rusçadan Çekçeye, Arnavutçadan Almancaya, Azerbaycan Türkçesinden Türkiye kaynaklarına uzanan bir çizgide zengin bir saha içinden toplamaya çalıştığımız kaynaklarla ustanın bin bir emekle oluşturduğu külliyatının değerinin bilinmesi için umarım ufak bir katkı yapabilmişizdir. Bu filmlerin Türkçe altyazılarının hazırlanması, derli toplu ve ulaşılabilir bir hâle getirilmesi gerekiyor. Umarım kurumsal yapılar bu işlerle ilgilenir.


Rıza Oylum Kimdir?

1984 İstanbul doğumlu. İstanbul Kültür Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı bölümünde lisans, Trakya Üniversitesi’nde aynı alanda yüksek lisans eğitimi aldı. Varlık, Virgül, Agora, RadikalGenç, Birgün, Cumhuriyet Kitap, Film Arası, Kitapçı, Sendika.org, ve Edebiyathaber.net gibi farklı mecralarda sinema ve edebiyat merkezli metinler yayımladı. Uzakdoğu Sineması, Rus Sineması, Alman Sineması, Ortadoğu Sineması, Dünya Yönetmenlerinden Sinema Dersleri, Doksanlar, Dünya Yazarlarından Yazarlık Dersleri ve İran Sineması kitaplarını yazdı. Ulusal ve uluslararası festivallerde jüri, küratör ve yayın editörü görevlerinde bulundu. Türkiye’de ve yurtdışında ülke sinemaları üstüne konferanslar verip workshoplar yaptı. Halihâzırda bir vakıf üniversitesinde sinema tarihi dersleri veriyor. Seyyah Kitap’ın genel yayın yönetmenliğini sürdürüyor.