Muğla'da yanan zeytinliğini satan köylü: Burada kalıp ne yapacaksın?

Geçtiğimiz yıl Muğla'daki yangında zeytin ağaçlarını kaybeden Mehmet Ali Yumuşak, devlet desteğinin yetersiz kaldığını, arazilerini satmaktan başka çaresi olmadığını söyledi.

Orman yangınında yanan ağaçlar kesilmeye devam ediliyor.
Google Haberlere Abone ol

MUĞLA - Geçtiğimiz yaz Muğla'da çıkan yangınlar sonrası yaklaşık 14 bin hektarlık alan yandı. Milas'a bağlı köylerden olan Türkevleri de yangınlardan etkilenen yerlerin başında geliyor. Zeytinlikleri yanan köylüler, geçim kaynaklarını kaybettiği için sıkıntı çekiyor. Alım gücünün düştüğü ve hayat pahalılığının günden güne arttığı son bir yılda köylüler, çözümü arazilerini satmakta arıyor.

Köylüler, yanan zeytinliklerini yenileyecek, bakımını yapacak ekonomik gücü bulamıyor. Bölgede, yanarak zeytinlik vasfını yitiren arazilere ise ciddi bir talep söz konusu.

‘ARAZİLERİN İÇİNDE ZEYTİN KALMADI’

İlanlara bakıldığında bölgedeki arazilerin metrekare fiyatları, 180 TL ile 2 bin 700 TL arasında değişiyor. Bölgedeki arazi satışları ile ilgili konuşan bir emlakçı yangın sonra arazi satışlarının arttığını belirtti. Emlakçı bunun sebebi olarak arazilerin içinde zeytin kalmamasını gösterdi. Emlakçı “İnsanlar eskiden zeytinliklerinden bir verim elde ederdi. Şimdi verim elde edecek ağaçları kalmadığı için satıyorlar. Yangın öncesi ve yangın sonrası fiyatlarda çok fazla değişiklik olduğunu söyleyemeyiz. Piyasada her şeyin fiyatı arttığı gibi konut fiyatları da ona göre arttı” dedi.

Türkevleri'nde yaşayan Mehmet Ali Yumuşak, zeytinleri yanınca arazisini satmak zorunda kaldığını söyledi. 

'ZATEN SÖNDÜRÜRKEN DE YARDIMCI OLMADILAR'

Türkevleri köyünde yanan zeytinlik arazisini satılığa çıkaran köylülerden biri de Mehmet Ali Yumuşak. Konuştuğumuz birçok köylü gibi söze, yangın esnasındaki ihmalkârlıklardan dem vurarak başladı. “Zaten söndürürken yardımcı olmadılar ki...” diyen Yumuşak, köylülerin kendi çabaları ile evlerinin etrafındaki alevlere müdahale ettiğini anlattı. Yumuşak, “Bakan geldi 'Uçaklar söndürüyor' dedi ve gitti. Biz uçak falan görmedik. En son yangın, santralin içine girdiğinde herkesin paçası tutuştu. Utanmadan bir de gaz zehirlenmesi olacak diyorlar. O santral her gün bizim yanımızda. Zaten zehirleniyoruz” diye konuştu.

'VERDİKLERİ DESTEK BİR TON ZEYTİNYAĞI PARASI BİLE ETMİYOR'

Yan gelir olması için ek iş olarak zeytincilikle uğraşan Yumuşak, yangın sonrası devlet desteğinin yetersiz kaldığına dikkat çekti. Yumuşak, “11 dönüm yerim var. Üç mirasçıyız. 11 dönümlük yerden 15 bin lira para aldık. Bir ton zeytinyağı parası bile etmiyor. Bizim paramız burada iki tane ev yapmaya, inşaat için belediyeye vereceğimiz paraya gücümüz yetmez.

Aslen zeytincilikle uğraşmıyordum. Ama var olanı da işliyorduk. Bir ton yağ çıkardığın zaman şu anki fiyatı ile 50 bin TL. Maaşıma katkı oluyordu. Şimdi nereden katkı gelecek? Maaşımız zaten belli. Maaş ay başına kadar yetmiyor. Zeytin bize yan gelirdi. O da gitti” diye sitem etti.

Yangın sonrası İlçe Tarım Müdürlüğü'nden gelen yetkililerin tavrını anlatarak tepki gösteren Yumuşak, şunları söyledi: “İlçe Tarım Müdürlüğü'nden biri geldi. 'Şu anda tarla vasfında gözüken yerler zeytinlik olsa dahi ödeme yapamıyoruz' dedi. Devletin çalışanı geldi buraya mafya gibi konuşuyor. 'Dilekçeyi imzalamazsan yine bana geleceksin' gibi laflar etti.  Aradan iki ya da üç gün geçti, bölgeye bir milletvekili geldi. Durumu anlattık. İl Tarım Müdürlüğü'nü aradılar ama ne değişti? Hiçbir şey değişmedi.”

'NE YAPACAĞIZ BİZ?’

Arazilerinin bir kısmını sattığını, bir kısmı için de satılık ilanı verdiğini söyleyen Yumuşak, “Ben işlemeyeceğim. Çocuklarım da işlemiyor. Ne yapacağız biz? Verilen destek de yetersiz. 60 yaşındayım. Bir tane zeytin ağacım kalmamış. Zeytin diksem nasıl sulayacağım? Sulasam kaç sene geçecek ürün vermesi için? Benden sonraki nesil de yapmayacak. Satmaktan başka çaremiz kalmıyor. Özellikle büyükşehirlerden ve yurt dışından ciddi talep oluyor” dedi.

'RÜZGAR VE GÜNEŞ PANELLERİ YAPILACAĞINA DAİR DUYUMLAR VAR'

Burada yaşamak için çok fazla sebebi kalmadığını ifade eden Yumuşak, “Orman havası bitti. Deniz havası bitti. Zeytinlikler bitti. Ne yapacaksın burada? Evlatlarımız için satmak zorundayız” diye konuştu. Ayrıca Yumuşak, zeytinlik vasfını yanarak yitiren arazilerin yapılarla doldurulacağı gibi duyumlar aldığını, eğer gerçekleşirse Türkevleri’nin Bodrum gibi betona boğulacağını sözlerine ekledi:

“Buradaki tepeler de zamanla dolacak. Parası olan buraları alıyor. Talep var. Nasıl Bodrum'da dağa taşa yapı yaptılar, burada da aynısını yapacaklar. RES, güneş paneli yapılmak istendiği gibi duyumlar var. Yer altı suyu potansiyeli yüksek bir alan. Bu nedenle de millet buralara çökmeye çalışıyor.”

'BENİM HİÇBİR ŞEYE İNANCIM KALMADI'

Son olarak yetkililerden bir talebi olup olmadığını sorduğumuz Yumuşak, hiçbir şeye inancı kalmadığını söyledi: “Artık bizim devletten bir beklentimiz yok. Çünkü hiçbir şeye sahip çıkılmadı. Hükümet hangi birimize sahip çıktı? Bir tane yetkili gelip de 'Arkadaşlar ne istiyorsunuz? Arkanızdayız' demedi. Bunu diyen AK Partili bir yetkili görmedim ben.”

Yangın sırasında yaşananları hatırlatarak arazözlerden su sıkılmamasının da güvenlerini sarstığını vurgulayarak şunları söyledi: “’Emir gelmedi' deyip su sıkmadılar. O zaman olay bitti. İnsanın bu hükümete güveni kalmadı. Ateş yanan yere su sıkılmaz mı? Sıkmadılar. Bazı şeylere inancım kalmadı. Bu tartışmalar 'bizde ekipman var ama söndürmüyoruz' anlamına geliyor. 'Biz buraları yakacağız, satacağız' anlamına geliyor.”