Mısır-Türkiye rekabetinde yeni sayfa: Fabrika göçü

Erdoğan'ın 'sudan ucuz emek ülkesi' politikası seçim ekonomisiyle sekteye uğrayınca uluslararası işbölümü yeniden şekillendi, Türkiye'den Mısır'a fabrika göçü başladı.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR- Çin-ABD rekabeti ve bölgesel savaşlarla yeni bir uluslararası işbölümünün şekillendiği belirtiliyor ve Türkiye'den Mısır'a fabrika göçünün de bu çerçevede önemli işaretler barındırdığı ifade ediliyor. Mayıs ayı içinde önce Yeşim Tekstil'in Ağrı’daki fabrikasını kapatıp Mısır'a yönelmesi, ardından Çinli Oppo'nun fabrikasını Mısır’a taşıması dikkatleri "fabrika göçünün" ardındaki politik gelişmelere çekti. 

Birgün yazarı Bahadır Özgür, bu gelişmeleri değerlendirdiği yazısında, Erdoğan'ın Türkiye'yi "Çin tipi kalkınma" modeline dönüştürme niyeti olduğunu ancak ekonomi yönetiminin sorunları nedeniyle bunun gerçekleşmediğini belirtti. ‘Çin tipi kalkınma’nın Recep Tayyip Erdoğan’ın mottosu olduğuna değinen Özgür, "Erdoğan esasında yeni oluşmakta olan uluslararası iş bölümünde Vietnamlılaşma (orta-orta üst teknoloji ülkesi) ile Bangladeşleşme (sudan ucuz emek ülkesi) arasında bir yere konumlandırmaya çalışıyordu Türkiye’yi." diye yazdı. Erdoğan rejimine bir de bu gözle bakmak gerektiğini ifade eden Özgür'ün "Ağrı’dan Kahire’ye ucuz emek rekabeti" başlıklı yazısının ilgili bölümü şöyle: 

"Nitekim Ağrı fabrikasını kapatmadan bir ay önce Yeşim Tekstil patronu, Ekonomim gazetesine verdiği demeçte, Mısır’a 80 milyon dolarlık yeni yatırım kararı aldıklarını söylüyordu. Maliyetler yüzünden Uzak Doğu ile rekabet edebilmelerinin yegane yolunun ‘bölgesel üretim üsleri’ olduğunu belirtiyordu. Haberde ayrıca Taypa, Realkom, FG Group gibi birçok şirketin sıfırdan yatırım yapacağı ifade ediliyordu. Mısır’da 35 büyük Türk tekstilci faaliyette. Yeşim Tekstil, üst üste iki yıldır Mısır’ın ihracat şampiyonu. İhracatın 3’te 1’i Türk şirketlerin elinde. Çinli tekstil devleri ve AB’li küresel markalar da Mısır’a kayıyor. Haliyle Çin tedariğinin rotası buraya kırıldı. Oppo gibi teknoloji şirketleri fabrikalarını taşıdılar. Bu arada Koç’un son yıllardaki en büyük yatırımlarından birisinin Afrika pazarı için Mısır’da kurduğu Arçelik fabrikası olduğunu hatırlatalım. ABD pazarına girişin yolu Mısır çünkü. 120 milyar dolarlık ABD hazır giyim ithalatından Türkiye geçen yıl 1 milyar dolar, Mısır 1.2 milyar dolar pay aldı. Bunun iki sebebi var: İlki; Mısır-İsrail-ABD arasında ‘Ortadoğu bölgesel barışı’ gerekçesiyle 1990’lı yıllarda kurulmaya başlanan Nitelikli Endüstri Bölgeleri. Kemal Kılıçdaroğlu’nun da vaadi olan bölgelerin sayısı 15’i aştı. Belli oranda İsrail tedariği kullanılan ürünlere ABD sıfır gümrük uyguluyor. Türkiye’ye yüzde 30’ları aşıyor. İkincisi; Sisi, kamuda uygulanan asgari ücret düzenini, Dünya Bankası’nın isteği ile 2021’de özel sektöre yaydı. Mısır Lirası’nı yüzde 25 devalüe etti. Toplam işçilik maliyeti Türkiye’de 600 doları bulurken, Mısır’da 150-175 dolar. Enerji maliyeti Türkiye’nin yarısı.

Seçim arasına sıkışmış fabrika göçünün arka planı kabaca böyle işte. 2008 krizi, pandemi, Çin-ABD rekabeti ve bölgesel savaşlarla yeni bir uluslararası işbölümü şekilleniyor. Tekstil üzerinden Mısır-Türkiye rekabeti bu bakımdan dikkat çekici. Elbette Türkiye kapitalizmi, 90’larda kurduğu otomotiv sanayi ve Batı finansal sistemine tam entegrasyonuyla Mısır’ı aşıyor. Ancak neoliberal yapılanma süreci paralellik arzeden iki ülkenin tekstil özelinde girdiği rekabet, yeni işbölümünü incelerken bir örmek.

Dolayısıyla ulusal sermayelerin küresel işbölümündeki rekabetinin getirdiği bölgesel ihtiyaçlara uygun olarak siyasal pozisyonların, temsil biçimlerinin, devlet yapısının da dönüşüm geçirdiğini gözden kaçırmamak, Erdoğan rejimine buralardan da bakmak önemli." (HABER MERKEZİ)