Mezopotamya gizem kültüründe ‘tılsım’

Pazuzu, yeraltı dünyası ile ilişkili kötü bir cindir. Yıkıma uğratan şiddetli rüzgârı temsil eder. Yani bir çeşit rüzgâr cinidir. Mezopotamya topraklarına soğuk ve hastalık getirir...

Resim 1: Tılsımlı gömlek, Türk Vakıf Hat Sanatları Müzesi Koleksiyonu Elemterefiş Anadolu’da Büyü ve İnanışlar Sergisi.
Google Haberlere Abone ol

Tülin Cengiz

Bilinmeyenin ötesine geçme arzusu insanla beraber var oldu. “Bilim, büyü, din” yöntemleri farklı olsa da nihayetinde insanın bilme çabasından doğmuş etkinlikler. İşte bu etkinliklerden birisi olan “tılsım” doğaüstü güç taşıdığına inanılan sözler ve sembollerdir. Bu söz ya da semboller herhangi bir nesneye işlenmiş ya da okunmuşsa o nesne tılsımlı olur. Tılsımlama uygulamasının en yaygın örnekleri ise gömlekler, yüzükler, kolyeler, başta el olmak üzere çeşitli şekillerde nesneler, muska ve şifa taslarıdır. Bunlar aynı zamanda birer amulettir. Tılsımla amuletin ayrıştığı nokta ise amulette, doğaüstü gücü taşıyanın doğrudan nesnenin kendisinin olduğuna inanılmasıdır. Dolayısıyla tılsım da amulet de tarihin her döneminde her uygarlıkta görülen kötü, tehlikeli olandan korumaya, korunmaya yönelik uygulanan kültürel pratiklerdir.

Resim 2: Tılsımlı yüzük, Özlem-Haluk Perk Koleksiyonu,
Elemterefiş Anadolu’da Büyü ve İnanışlar Sergisi.

Yazgısını kaderin eline bırakmak istemeyen Mezopotamyalılar da korkular ve bu korkularla başa çıkmak için tılsımları kullandılar. Mezopotamya’da tılsımlar hakkındaki bilgileri ise arkeolojik veriler ya da çivi yazılı kil tabletlerden öğreniyoruz. Hatta bu tabletlerin kendisinin bile bir tılsım olarak kullanıldığını söyleyebiliriz. Bunlar özellikle çocukları kötülüklerden koruduğuna inanılan üzeri çivi yazılı muska şeklinde tabletlerdir. Tabletlerin yanı sıra kötülük ya da tehlikeye karşı kullanılan ve kişi üzerinde taşıyabilsin diye kolye, bilezik ve halhal biçiminde ipe dizilen tılsımlı taşlar vardır.

Mezopotamya tılsımlarının kullanım amaçları insanların ihtiyaçlarına paralel olarak çok çeşitlidir. Örneğin, eski Babil dönemine ait üzerinde cinsel içerikli resimler olan levhalar, cinsel sorunlara karşı kullanılan tılsımlardır. Ruhsal sorunlara karşı ise hastanın boynuna takılan ve içinde tılsım bulunan küçük torbaların dizildiği ipler kullanılmıştır. Ticarette kullanılan silindir mühür de bir tılsım aracı olarak karşımıza çıkabilir. Bu tür mühürlerin üzerine işlenen büyülü sözler sahibinin uzun ve sağlıklı bir yaşam sürmesi içindir.

Genellikle mekânların kapı ve girişlerinde gömülü olarak bulunan Lugal-irra ve Meslamta – EA adındaki ikiz tanrıların heykelleri ya da sembolleri de birer tılsımdır. Kapıların koruyucusu olarak bilinen bu tanrı çifti Mezopotamya mitolojisinin yer altı ve ölüm tanrısı Nergal ile ilişkilendirilmişti. Ancak ikiz tanrıların betimlendiği, Yeni Asur dönemine tarihlenen bir kolyenin varlığı, insanların bu tılsımı sadece kapı ya da girişlere gömmediklerini ayrıca üzerlerinde taşıdıklarını da gösteriyor.

BABİL'İN TILSIMLARI...

Mezopotamya’nın gizemli uygarlıklarından birisi olan Babil’de de üzerinde koruyucu sözlerin yazılı olduğu, insanların boyunlarına ya da mekânlara astıkları birçok tılsım görebiliriz. Bunlardan en ilgi çekici olanı küçük boyutlarda ve el şeklindedir. Aralarında bir sırığın üzerine yerleştirilmiş, farklı parmak sayılarına sahip el figürleri de vardır.

Mezopotamya’da tılsım olarak kullanılan bir diğer nesne de Pazuzu başıdır. Pazuzu, yeraltı dünyası ile ilişkili kötü bir cindir. Doğayı ve insanları yıkıma uğratan şiddetli rüzgârı temsil eder. Yani bir çeşit rüzgâr cinidir. Dağlardan çıkar, öfkelidir ve Mezopotamya topraklarına soğuk, kırağı ve hastalık getirir! Ancak onun diğer cinleri kovan bir yanı da vardır. Ki bunlardan biri henüz anne karnındaki ya da yeni doğmuş bebekleri kaçırıp öldürdüğüne inanılan acımasız Lamaštu’dur. Hamile ve lohusa kadınlar Lamaštu’dan korunmak için Pazuzu başından yapılmış kolyeleri boyunlarında taşır, tılsımlı kolyedeki Pazuzu başının aşağıya yani göbeklerine doğru bakmasına özen gösterirlerdi.

Resim 3: Lamaštu, British Museum.
Resim 4: Pazuzu, British Museum.
Resim 5: Göz idolü, British Museum.

 

Pazuzu’nun nasıl kurgulandığını MÖ. VIII. yüzyıla ait kraliyet mezarında ortaya çıkarılan bir Pazuzu heykelinden anlıyoruz. Bu heykelin kare biçiminde bir kafatası, iri gözleri, belirgin elmacık kemikleri ve köpek dişleri vardır. Köpeği andıran vücudundan çıkan ve aslanpençesiyle biten insanlarınki gibi kollara sahiptir. Sağ kolu saldırıya hazır biçimde tasvir edilmiştir. Dört tane kanadı, kuşlarınkine benzer ayakları ve bacakların varlığı uçma yeteneğini vurgular. Pazuzu tarafından kovulduğuna inanılan Lamaštu ise tılsımlarda köpek ve domuz ile birlikte tasvir edilirdi. Lamaštu’ya ait bir tılsım, Gaziantep, Zincirli Höyük’te bulundu. Üzerinde Aramice yazılar bulunan bu tılsımın ön yüzünde Lamaštu kabartması görebiliriz. Arka yüzde ise içeriği tam olarak anlaşılamamış bir dizi tanrısal sembol ya da işaretler bulunur.

Mezopotamya’da kullanılan ve oldukça etkili olduğuna inanılan bir diğer tılsım da göz şeklinde yapılmış nesnelerdir. Kuzey Suriye’nin doğusunda bulunan Tel Brak’ta Göz Tapınağı olarak adlandırılan kazı alanında Geç Uruk Dönemi’ne ait binlerce göz şeklinde tılsım ayrıca onlarca yeşil veya siyah iri gözlü insan figürü ele geçmiştir. Birer sanat eseri de olan ve saymakla bitiremeyeceğimiz bu nesneler her şeyden önce insanın doğa ve evreni anlamaya yönelik uzun tarihsel sürecinin şifreleridir.

Tılsımlar, amuletler, uğurluklar arkeolojik ya da etnografik bir malzeme olmalarının yanı sıra insanın korkularını bize taşıyan nesneler oldu. Korku ise insanlık tarihinin şafağında insanın doğa ile ilişkisinde devinim yaratan itici güçlerden birisi olarak hukuktan siyasete, dinden sanata insana ait her alanı besledi. Özellikle herkese yönelen ortak bir tehdit/tehlikeden kaynaklanan kolektif korkular aynı zamanda ritüel, dua, büyü, tılsım gibi kolektif çözümleri de beraberinde getirdi. İnsanın geçmişine doğru iz sürüldüğünde karşılaşılan bir göz idolü ya da Pazuzu başı hangi maddeden yapılırsa yapılsın ya da nasıl tasvir edilirse edilsin insanlığın ezeli korkularını ifade eden göstergeler olarak yaşamımızda yerini alıyor.

Resim 6: Pençe-i Âl-i Abâ, Falnâme-Topkapı Sarayı,
Elemterefiş Anadolu’da Büyü ve İnanışlar Sergisi.
Resim 7: Romalılarda kötü olanı uzaklaştıran el tılsımı.
Elemterefiş Anadolu’da Büyü ve İnanışlar Sergisi.
Resim 8: Bronz el mührü, Ferit Edgü Koleksiyonu,
Elemterefiş Anadolu’da Büyü ve İnanışlar Sergisi.

*Dr. Öğretim Üyesi /Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi, Eskiçağ Tarihi Bölümü.