Mevcut tahribat solun beraber davranma iradesi ile aşılabilir

Türkiye’de güvenilir, sembolik siyasetçilere ihtiyaç var. Çünkü muhalif siyaset kendi başına yaşanan sorunu taşıyamıyor. Bu durum beraber davranma iradesi ile aşılabilecektir.

Google Haberlere Abone ol

Mehmet Türkay*

Her düzeyde kötülüğün olağanlaştığı berbat bir toplumla karşı karşıya kaldık. Bu da oldu. Oldu diyorum çünkü bu toplumun yaratılmasında genel olarak sosyalistlerin bir dahli yok, tersine güçleri oranında direnç göstermektedirler. Ancak bu sorunu değiştirmiyor maalesef. Çünkü sol hala güçsüz. Siyasetin sahibi uzun süredir muhafazakârlar, ki bu mutlak faşizme dönük bir dinamik içeriyor.

MUHALEFETİN ACZİ VE BAŞARISIZLIĞI

Sosyalistlerin kendi aralarında sürdürdükleri tartışmaların, kendi tarihselliklerinde bir yere denk düştüğü dile getirilebilirse de, mevcut durumu değiştirmek bağlamında bir karşılığı olmadığı aşikâr. Sosyal demokratlar bir toparlanma yaşıyorsa da sosyal demokrasinin sınırları tanımlı/belli. HEDEP, eğer bir taktik değilse, yerel seçimlere her yerde kendi adaylarıyla girme eğiliminde olduğunu açıkladı. TİP ile HEDEP arasında adı konmamış bir gerilim söz konusu. EMEP, HEDEP’in seçimle ilgili eğilimini destekleyecek mi? Bilinmiyor. Böyle bir tablo amaçlansa ancak bu kadar olurdu. Bu tablo 1994 seçimlerine işaret ediyor aslında. Muhalefetin aczi ve toplumsal bir dönüşümün öznesi olabilmekteki başarısızlığı, AKP iktidarıyla sonuçlandı. AKP de yaşanan süreçte mevcut kurumların tahribi ve/veya dönüştürülmesi ile iktidarını tesis etti. Yaşanan ortada.

KİMLİK KİLİTLENMESİ VE YOKSULLUKTA EŞİTLENME

Bugün AKP ve MHP’nin yolsuzluklar, siyasi komplolar vb. gibi gelişmeler nedeniyle siyaseten zayıfladığı görünür durumda olsa da, dönüştürdükleri kurumlar da dahil, iktidarı ellerinde tutuyor olmaları “sol” muhalefetin hareket kabiliyetini önemli ölçüde kısıtlıyor. Elbette burada vatandaşların kendi güçsüzlüğünü telafi etmek istercesine, gücünü her fırsatta gösteren, sınayan iktidar bloğu yanında yer almayı tercih etmesinin önemli bir payı var. Böyle bir telafi mekanizmasının nasıl işlediği elbette toplumsal psikolojinin alanına giriyor. Genel olarak yaşadığı hayattan memnun olmadığını söyleyen vatandaşların bir çıkar ağına dahil edilmiş olmaları nedeniyle AKP tarafında saf tutmaları, onları yoksullukta eşitleyen bir mekanizmanın işlediğine delalet ediyor ve bunu kaybetmek istemiyorlar. Bir tür kimlik kilitlenmesinin ifadesi olan bu durum, en fakirinden en zenginine her türden çıkar ilişkisini de yeniden üreten bir mekanizma haline gelmiş durumda.    

TOPLUMSAL TAHRİBAT VE 'SOL' MUHALEFET

AKP ve müttefiklerinin genel olarak toplumsal yapıda yarattığı tahribat ortada. Bu tahribatın etkilerinin ortadan kaldırılması hangi koşullarda mümkün olabilir? Bu önemli bir sorudur ve doğal olarak muhatabı “sol” muhalefettir. Yukarıda muhalefete dair işaret edilen tablo bu imkânı sağlayabilir mi? Tüm tarafların siyasi ajandalarını olası bir beraber davranma pratiğine göre ve samimi olarak gözden geçirmesi halinde bu mümkün olabilir. Çünkü söz konusu gözden geçirme esas olarak konjonktürel bir taviz verme anlamına gelecektir. Samimiyet, tavizi önceleyecek ve beraber davranmanın, dayanışmanın koşulları oluşacaktır. Sorun bu koşullarda ben merkezli bir siyaset anlayışından çıkmakla ilgilidir. Sosyal demokratlar bunu yapar mı? Bilinmez. Ama siyaseten ihtiyaçları olduğu ortada.

BERABER DAVRANMA İRADESİNE İHTİYAÇ VAR

Beraber davranma sosyalistlerin kendi tarihsel misyonlarına dahildir. Çünkü, tarihsel bir var oluş bunu gerektirir. Diğer taraftan HEDEP’in tutumu siyaseten anlaşılabilir bir tavırdır. Ancak, Selahattin Demirtaş’ın, şu anki pozisyonundan azade, Türkiyelileşme önermesinin karşılığı bu olmasa gerek. HEDEP’in bu tavrı ancak AKP’yi güçlendirir. Bölge dışında aday göstermek şu an İYİ Parti’nin konumuna denk düşüyor maalesef. Bu bütün sol muhalefete zarar vermek anlamına gelecektir. Siyaset zaman ister. Bu zamanı taşıyacak olan da kadrolardır. HDP ve dolayısıyla HEDEP’in yetişmiş kadrolarının büyük çoğunluğunun mahkûm edilmiş olmasının yarattığı bir boşluk olduğu görünüyor. HEDEP’in Selahattin Demirtaş ile ilişkisini yeniden kurması ve görünür hale getirmesi bu aşamada önemli bir adım olacaktır. Türkiye’de güvenilir, sembolik siyasetçilere ihtiyaç var. Çünkü muhalif siyaset kendi başına yaşanan sorunu taşıyamıyor. Bu durum beraber davranma iradesi ile aşılabilecektir.

*Prof. Dr. (E.), Marmara Üniversitesi İktisat Fakültesi İktisat Bölümü