Merve Dizdar: Cannes sokaklarında elimde ödülle yürümeye başladım, her şeye duyduğum bir minnet duygusu vardı

Merve Dizdar, Cannes'da aldığı ödülü, "Kuru Otlar Üstüne" ve "Kar ve Ayı" filmlerini anlattı. Dizdar, "Nuri Bilge Ceylan’ın zaten hayranıydım. Beni seçtiği için de çok mutluyum" dedi. 

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - Nuri Bilge Ceylan'ın "Kuru Otlar Üstüne" filmiyle 76'ncı Cannes Film Festivali'nde En İyi Kadın Oyuncu Ödülü'nü alan Merve Dizdar, ödül aldıktan sonra yaşadıklarını anlattı. Dizdar, "Elimde ödül oradan çıktım. Cannes sokaklarında tek başıma elimde ödülle yürümeye başladım. Bunun hissini açıklayamam, her şeye duyduğum bir minnet duygusu vardı" dedi.

Hürriyet’ten Hakan Gence’nin sorularını yanıtlayan Dizdar, "Ben kendime güvenirim. Kimsenin ne yaptığıyla, nasıl oynadığıyla, neler yapabileceğiyle ilgilenmiyorum. Her zaman daha iyisi var. Ben kendime zul bir insanım, kimseye zul değilim. Sabaha kadar o rolü kendim düşünürüm. Biriyle rekabet, birini kıskanmak kendini yediğin bir şey, bence en tehlikelisi" ifadelerini kullandı.

'HER ŞEYE DUYDUĞUM BİR MİNNET DUYGUSU VARDI'

Dizdar, Cannes’daki anılarını şöyle anlattı:

“‘Film çok güzel, bir ödül kesin alır’ diyordum. Sıra en iyi kadın oyuncuya geldi. “Mervo Duzdar” diye bir kelime duydum. Bilge (Nuri) Hoca’ya baktım. Alkışlayınca anladım. 'Allah' dedim. Sonrası flu. Bir parti vardı. Havai fişekler patlıyordu. Elimde ödül oradan çıktım. Cannes sokaklarında tek başıma elimde ödülle yürümeye başladım. Bunun hissini açıklayamam, her şeye duyduğum bir minnet duygusu vardı.

İki kere gittim Cannes’a. İlk hafta film gösterilmişti. Otelden çıkarken otelin kartına bir not yazdım ‘Mervecim, ne zaman üzülürsen, ümitsizliğe kapılırsan bunu oku, filmin Cannes’a gitti.’ O notu buldum. ‘Merve ödülü aldın’ diye ekledim."

'TEKRAR BİR KIŞ FİLMİ YAPMAYACAĞIM DEDİM, PEŞİNE 'KURU OTLAR ÜSTÜNE' SETİNE GİTTİM'

Dizdar, bu hafta vizyona giren "Kar ve Ayı" filmi hakkında da, "Filmin senaryosunu çok beğenmiştim, yönetmenimiz Selcen’in de (Ergun) ilk filmiydi. Ben de içinde olmak istedim. Filmde idealist bir hemşire olan Aslı rolündeyim. Aslı, ailesi karşı çıksa da mesleğini yapmak için atandığı köye gidiyor. Gittiği köye uyum sağlama çabası, daha önce solumadığı bir havada yaşadığı olay sonrası vicdan muhasebesi... Pek çok şeyi sorguluyor seyirci de Aslı’yla birlikte. Epey soğuktu, hatta filmden sonra tekrar bir kış filmi yapmayacağım dedim ama tam peşine ‘Kuru Otlar Üstüne’nin setine gittim" diye konuştu.

Dizdar, "Bu film kadın olmanın zorluklarını gösteriyor. Sence bir film ya da sanat bu tip konularda bir şeyleri değiştirebilir mi?" sorusuna, "İnsan olmanın zorluğu aslında, insanlar birbirine hayatı zorlaştırabiliyor. Ben sanatla nefes alıyorum. Her izlediğimizden etkileniyoruz, bir yerinden yakalıyor sizi" diye yanıt verdi.

'NURİ BİLGE CEYLAN'IN ZATEN HAYRANIYDIM'

Nuri Bilge Ceylan'la çalışmanın nasıl olduğunu anlatan Dizdar, "Nuri Bilge Ceylan’ın zaten hayranıydım. Beni seçtiği için de çok mutluyum. Çok iyi anlaştık. Ben de o derece rollere ve karakterlere takığım. Hoca 'Bir de şunu dene' dediğinde ben 'Şunu da deneyeyim mi' derim. Zamanımız vardı, çok şey denedik. Bu bence bir oyuncu için nimet" ifadelerini kullandı.