Meral Akşener’in sarıldığı kendi başbakanlık ümidi mi?

Kılıçdaroğlu'nun Altılı Masa'nın cumhurbaşkanı adayı olduğu bir senaryoda İmamoğlu da CHP'nin doğal başkan adayı olacak ve tabii Meral Akşener'in başbakanlıktaki en büyük rakibi.

Google Haberlere Abone ol

Altılı Masa bileşenleri cumhurbaşkanı adayını açıklamadığı için iktidar tarafında 'rakibi tartamamaktan' kaynaklı bir sıkıntı olduğu biliniyordu.

Bu şikayet 24 TV'de Esra Elönü’nün sorularını yanıtlayan AK Parti MKYK Üyesi Emre Cemil Ayvalı tarafından Erdoğan'ın oy oranı açıklanırken dile getirildi:

"Bugünün rakamları yüzde 52 civarında ama 55’e kadar alan açmamızın bir nedeni var. Biz şu an Cumhurbaşkanımızı tartabiliyoruz millet olarak. Ama karşı tarafı şu an tartamıyoruz. Aday çıkaramadı, seçimden sonra hükümeti nasıl oluşturacaklarına dair bir denklem çıkaramadı. Bu halde bile Cumhurbaşkanımızın anketlerde en kötü 52 bandında olduğunu görüyoruz."

Bu açıklamadan birkaç gün sonra yargı tarafından İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'na verilen ve üst mahkemelerce bozulma ihtimali olan mahkumiyet ve siyasi yasak kararı geldi.

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu karara Almanya'da 'yakalanınca', mahkumiyet haberinin ardından Saraçhane ofisinde İmamoğlu ve İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener arasında, iktidara yakın medyada literatüre 'sevinç sarılması' olarak giren anlar yaşandı.

İlk tepki dalgasına gece geç saatlerde dahil olabilen Kılıçdaroğlu bir gün sonra, Altılı Masa'nın ikinci Saraçhane buluşması öncesinde, Halk TV'de katıldığı programda Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu'nun kendisini arayarak Saraçhane'de İmamoğlu'na destek olmak için izin istediğini söyledi.

Moderatörün sorusu üzerine CHP lideri, Akşener'den böyle bir telefon almadığı söyledi. Zaten İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener'in basın danışmanı Murat İde de gazetecilere İmamoğlu'nun çağrısı üzerine İstanbul'a doğru hareket ettiklerini anlatırken "Neredeyse çantalarımızı bile almadan çıktık" ifadesini kullandı. Belki de telefonlar da çantaların içindeydi.

Akşener, cuma sabahı katıldığı televizyon programında durumun 'öyle' olmadığını söyledi.

"Ben o gün Kılıçdaroğlu'nu aradım, telefonu kapalıydı" diyen Akşener, "Yanlış anlaşılmasın izin falan almaya aramadım ha.. Öyle bir durum yok. Sadece orada gövde gösterisi yapmak istedik. Söyleyene de çok fena çarparım yani” diye de ekledi.

Akşener kendi rotasını Altılı Masa'da en erken ve en net çizen lider. Cumhurbaşkanlığı'ndan 'feragat etti' ve başbakanlığa yürüyor. Elbette parlamenter sisteme geçmek, Meclis’te anayasal değişikliğe ulaşılacak sandalye sayısını elde etmek; hepsi ayrı ayrı atılması gereken zorlu adımlar. Tecrübeli Ankara gazetecileri "yeni oluşacak Meclis’i bugünün şartlarıyla değerlendirmemek gerektiği” konusunda uyarıyor. Eğer o güne gelebilirse anayasayı değiştirecek bir irada de oluşabilir. 

Ama Altılı Masa’nın hepsinden önceki ilk adımı cumhurbaşkanı adayını belirlemek. Ve Akşener’in oradaki kriteri de 'kazanacak aday'. Buradaki tarif isme dökülmese de Ekrem İmamoğlu'nun adı geçiyor.

Akşener, İmamoğlu’nu aday gösterebilirse kendi hesaplarına göre iki şeyi birden başarmış olacak. Birincisi kazanan bir cumhurbaşkanı ikincisi de İmamoğlu olmadan gireceği bir başbakanlık yarışı. 

Aksi durumda yani Kılıçdaroğlu'nun Altılı Masa'nın cumhurbaşkanı adayı olduğu bir senaryoda İmamoğlu da CHP'nin doğal genel başkan adayı olacak ve tabii Meral Akşener'in 'ilk önce adını yazdırdığı' başbakanlıktaki en büyük rakibi.

Görünen o ki Akşener bunu tercih etmiyor. Onun birkaç adım sonrasındaki CHP lideri tercihi Kılıçdaroğlu, ya da en azından İmamoğlu olmayan başka biri.

Kendi açısından çok da haksız sayılmaz zira İmamoğlu, Kürtlerden, solculardan ve muhafazakarlardan da oy olma potansiyeline sahip, 'istenmeyen' bir rakip.

Peki İmamoğlu bu şartlarda cumhurbaşkanı olmak ister mi? Altılı Masa’nın cumhurbaşkanına vaadi, pek koşmayan eski usul bir cumhurbaşkanlığı. Bir dönem kuralı var ve görevi süresi biten aktif siyasette yer alamıyor.

Bu geçiş döneminin ne kadar süreceğinin belirsiz olması kazandığı ilk  cumhurbaşkanlığını 6 liderle paylaşacak gibi gözükmesi ve bunun ne kadar süreceğinin belirsiz olması İmamoğlu açısından bu hızlandırılmış Erdoğan kariyerinin kendisi açısından çok da cazip olmayabileceğini gösteriyor.

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı ve aldığı siyasi yasak cezası nedeniyle 'yürüdüğü yol' Erdoğan'a benzetilen İmamoğlu, kendine çizeceği rotaya göre Erdoğan'a biraz daha benzetilebilir. Zira Erdoğan kendine gelen ilk fırsatta cumhurbaşkanlığı için kendisi, 'feragat' etmiş ‘Abdullah Gül kardeşini’ aday göstermişti.

Tüm bu olanlara baktığımızda; Meral Akşener, 'Altılı Masa pastası'ndan Kılıçdaroğlu adaylığında kendisine iyi bir dilim çıkmayacağını düşünüyor. 

Bu nedenle o meşhur fotoğrafta Akşener’in sarıldığı sadece İmamoğlu değil uzun erimde kendi başbakanlık umudu da olabilir.