Mehmet Akarca: Yargı kararlarının uygulanmaması demokrasiye zarar verir

Kayseri'de bir sempozyumda konuşan Yargıtay Başkanı Akarca, yargı kararlarının uygulanmamasının hukuk devletine, demokrasiye ve bir bütün olarak adalet sistemine zarar vereceğini söyledi.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - Yargıtay Başkanı Mehmet Akarca, Yargıtay, TOBB ve Kayseri Ticaret Odası (KTO) iş birliğiyle KTO'da düzenlenen "Ticaret Hukuku Sempozyumu"nun açılışında konuştu.

Anadolu Ajansı'nın haberine göre, Yargıtay'ın son yıllarda birçok reformu hayata geçirdiğini söyleyen Akarca, bu reform çalışmalarının etik, şeffaflık ve adli kayıt olmak üzere 3 ana sütun üzerine inşa edildiğini belirtti.

'YARGITAY, GEREKÇELİ KARARLARI İLE KONUŞUR'

Yargıtay'ın ülkede içtihat birliğinin sağlanması ve yargı hizmetinin kalitesini arttırmasının en etkili aracının gerekçeli kararlar olduğuna dikkati çeken Akarca, "Yargıtay, gerekçeli kararları ile konuşur. Çok bilinen bir sözdür, hakim kararlarıyla konuşur. Hakimler az konuşan insanlardır. Çok fazla polemiğe girmek istemezler. Ama aslında her soruya, her soruna verecek cevabımız vardır. Bizim buradaki suskunluğumuz adaletin saygınlığının zedelenmemesi ve karşılıklı polemiklere girilmemesinin sağlanması içindir" diye konuştu.

'YARGI KARARLARINA ELEŞTİRİLER HUKUKİ VE BİLİMSEL OLMALI'

"Günümüzde kuvvetler ayrılığı ilkesinin uygulanmasına ilişkin sorunların yanı sıra medya, baskı grupları veya çıkar çevrelerinin yargı yetkisine müdahalede bulunmak istediğini ve yargı otoritesini zayıflatabilecek faaliyetler içerisine girildiğini" ifade eden Akarca, "Yargı otoritesinin zayıflaması, adil yargılanma hakkı, lekelenmeme hakkı, masumiyet karinesi, soruşturmanın gizliliği belli başlı hukuki güvencelerin de aynı ölçüde zayıflaması sonucunu doğurur" dedi.

Yargı kararlarının uygulanmamasının hukuk devleti ilkesine, demokrasiye ve bir bütün olarak da adalet sistemine zarar vereceğine dikkati çeken Akarca, şöyle devam etti:

"Hiç şüphe yok ki demokratik bir toplumda yargı kararları, mahkeme kararları eleştirilebilir. Ancak eleştirilerin insaf ve vicdan ölçüleri içerisinde mantıklı, hukuki ve bilimsel olması gerekmektedir. Hatalı bir karar üzerinden tüm yargı sisteminin hedef alınarak yıpratılması doğru değildir. Modern hukuk sistemlerinde olduğu gibi Türk Ceza Muhakemesi sisteminde de hatalı kararların düzeltilmesini sağlayacak birçok mekanizma bulunmaktadır. Bir adli olay duyulur duyulmaz henüz deliller dahi toplanmadan, yargılama sürecine ilişkin kamuoyu baskısı oluşturmak amacıyla yazılı ve görsel medya ile sosyal medya üzerinden gerçek dışı ve sansasyonel haberler yayılması son derece vahimdir ve hatta bunlar suçtur."

'HÜKÜM KESİNLEŞİNCEYE KADAR YARGISAL HABERLERE YORUM KATILMAMALI'

Karar vermenin hakimin asıl görevi olduğunu ve kimseye devredilemeyeceğini vurgulayan Akarca, "Karar verme yetkisi kamuoyuna ait olsaydı mahkemelere gerek kalmazdı. Hepinizin bildiği üzere çokça sosyal medya mahkemelerine tanıklık ediyoruz. Buradan yargı zarar görüyor, toplum zarar görüyor, devlet zarar görüyor. Yargıya olan güven azalıyor. Onun için herkesin çok dikkatli olması gerekir" şeklinde konuştu.

"Hüküm kesinleşinceye kadar yargısal haberlere yorum katılmamalıdır" diyen Mehmet Akarca, "Aksi takdirde verilen karar ne kadar doğru olursa olsun kamuoyunda yargıya olan güven zedelenmektedir. Bilinçli ya da bilinçli şekilde kamuoyu oluşturmaya yönelik bu tür faaliyetler karşısında vatandaşlarımızı ve tüm kurum ve kuruluşları ve kişileri dikkatli ve uyanık olmaya özen göstermeye davet ediyorum" ifadelerini kullandı.

'HAKİM VE SAVCILAR HİÇBİR ŞEYDEN KORKMAZ, CESUR OLMAK ZORUNDALAR'

Tüm yargı mensuplarının tarafsızlık, dürüstlük, eşitlik, mesleğe yaraşırlık, ehliyet ve özen gibi etik değerleri kendilerine rehber edinmesi gerektiğinin altını çizen Akarca, şunları söyledi:

"Hakimler ve cumhuriyet savcıları da insandır, toplumun bir ferdidir. Bu nedenle yargı mensupları, adaleti gerçekleştirmek için içinde yaşadıkları toplumu iyi tanımalı ve toplumdan kopuk şekilde yaşamamalıdır. Hakimler ve cumhuriyet savcıları hem özel yaşamlarında hem de mesleki faaliyetlerinde etik ilkelere uygun davrandıkları ölçüde yargı görevinde başarılı olabilirler. Hakimlerin ve cumhuriyet savcılarının en hassas olması gereken konu, yargı bağımsızlığı ilkesidir. Hiç kimsenin ve hiçbir kurumun etkisi altında kalmamak, hakim ve cumhuriyet savcısı olmanın en temel niteliğidir. Hakim ve cumhuriyet savcısı hiçbir şeyden korkmaz, cesur olmak zorundadır. Hakimlik mesleği, zengin olmak, kişisel güç kazanmak için seçilen bir meslek değildir. Bu meslek bilgiye dayalı, alçak gönüllülük ve yüksek özgüvenle toplumda adaleti gerçekleştirmek için icra edilen bir meslektir. Günün sonunda elde edeceğimiz tek şey adaleti yerine getirmenin sağladığı manevi tatmin ve vicdan rahatlığıdır." (HABER MERKEZİ)